Ticaret Bakanlığı'nın yakın zamanda aldığı karar sektörde büyük bir değişiklik yarattı. Yakın zamanda Avrupa Birliği ve Serbest Ticaret Anlaşması (STA) olan ülkeler dışından gelecek elektrikli araçların ithalatı için yeni şartlar getirilmiş, sadece Çin değil birçok yerleşik markanın elektrikli modeli de etkilemişti. Artık, elektrikli otomotiv firmalarının 29 Aralık'a kadar en az 20 adet servis açmaları gerekiyor. Tebliğin iptali için otomotiv markalarının dava açmaya hazırlandığı, bazıları ise konuyu Dünya Ticaret Örgütü’ne kadar taşıyacağı iddia edildi.
Volvo, Nissan, Toyota, Lexus, Renault, Subaru, Suzuki gibi bir çok markanın Avrupa dışında Japonya ve Çin gibi benzeri ülkelerde üretilen elektrikli modelleri de bu tebliğe takıldı.

Dünya Ticaret Örgütü devreye girecek
Konuya ilişkin son bilgileri paylaşan Otomotiv Gazetecisi Emre Özpeynirci Gazete Pencere’deki haberinde, bu araçların Türkiye’ye 'ithal edilmesine imkan kalmadığını' dile getirdi. “Öyle yeni şartlar yazılmış ki, resmen 'Getirmeyin!' denilmek istemiş” diyen Özpeynirci, “Avrupa Birliği ve Serbest Ticaret Anlaşması (STA) olan ülkeler dışından elektrikli araç ithalatını imkânsız hale getiren tebliğin iptali için otomotiv markaları dava açmaya hazırlanıyor. Bazıları ise konuyu Dünya Ticaret Örgütü’ne kadar taşıyacak” ifadelerini kullandı.

29 Aralık'a kadar 20 servis açma zorunluluğu bulunuyor
Elektrikli araç ithalatına yeni koşullar getirilen tebliğe göre, AB ülkeleri ve STA dahilindeki 39 ülke dışında kalan Çin, Japonya, Meksika, Güney Afrika gibi ülkelerden yapılacak elektrikli araç ithalatında; Türkiye’de temsilci bulundurulma, 7 bölgede en 20 servisi bizzat açma, en az 40 personele sahip Türkçe çağrı merkezi hizmeti verme gibi şartları karşılayamayanlar ithalat ‘İzin Belgesi’ alamayacak.

29 Aralık 2023 itibarıyla yürürlüğe girecek düzenlemenin sektörü karıştırdığı ifade ediliyor. Bunun sebebi ise Türkiye’de hiç bir markanın veya distribütörün kendisine ait 20 servisinin olmaması. Markaların veya distribütörlerin Türkiye genelinde yetkili bayileri ve bu bayilere ait yetkili servisleri veya anlaşmalı oldukları özel servisleri var. Şimdi 29 Aralık’a kadar 20 servis kurup, bu 20 servise yine yetki belgesi olan 100’lerce çalışan bulmak zorundalar.

Bayiler itiraz etti
OYDER tarafından yapılan açıklama ile düzenlemenin 5 milyar dolarlık yatırıma sahip otomobil distribütörlerini devre dışı bırakabileceğine dikkat çekildi.

“Bazı Elektrikli Araçların İthaline İlişkin Yayınlanan Yeni Tebliğ, Türkiye’de yerleşik yetkili satıcılıkları ve ticareti temelinden etkileyecek nitelikte…” denildi.

OYDER’İN açıklaması şöyle:

“Ticaret Bakanlığı tarafından 29 Kasım 2023 tarihinde çıkarılan “Bazı Elektrikli Araçların İthaline İlişkin Tebliğ” ile Avrupa Birliği menşeili ve Serbest Ticaret Anlaşmaları ile ülkemize ithal edilen araçlar haricindeki tüm elektrikli araçların ithalatı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı veya yetki verdiği kurumca düzenlenen “izin belgesine” bağlı hale getirilmiştir.


İzin Belgesinin temini için 30 gün süre verilmiş ve bu süre içerisinde yerine getirilmesi imkansız birçok şart ileri sürülmüştür. Bu şartların yerine getirilmemesi halinde araçların ithalatına izin verilmeyeceği ve ilgili markanın etkilenen modellerinin Türkiye’de satışının durdurulacağı ifade edilmiştir.

Türkiye’de otomotiv sektörünün tamamı yerli ve milli sermayeden oluşan yaklaşık 5 Milyar Dolar ile en yüksek yatırım seviyesine sahip yetkili satıcılık teşkilatları açısından, ticaretin sürdürülebilirliği ilişkin bu tebliğ önemli sakıncalar doğurmuştur.

Yetkili Satıcılık mesleği açısından ortaya çıkan sakıncalar ve tehditler aşağıda özetlenmiştir:

Tebliğin yayınlanmasından önce ülkemize ithalat izni almış ve satışına başlanmış olan marka ve modeller için distribütörler ile yetkili satıcılar arasında bayilik sözleşmeleri imzalanmış ve markanın belirlediği standartlara uygun yatırımlar gerçekleştirilmiştir. Yeni tebliğ ile ilgili markanın modellerinin ülkemize ithalatı duracağı için, yeniden izin belgesi alınana kadarki süreçte yetkili satıcıların araç kaynağı kesilecek ve ticaret tamamen duracaktır. Bu markalara yatırım yapmış olan yetkili satıcılar için ilk etapta zarar, sürecin uzaması halinde de iflas kaçınılmaz olacaktır.

Tebliğ ile distribütörlerin 7 bölgede 20 adet TS 12047 ve TS K 646 belgeli servise sahip olmaları şart olarak ileri sürülmüştür. Ülkemize ithalat yolu ile gelen tüm araçlar için aslında geçerli olan bu hüküm sadece elektrikli araçlar için distribütörün sahibi olması şartı ile genişletilmiştir. Türkiye’de 50 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren yetkili satıcılar, üretici standardında yetkili servisler ile bu görevi üstlenmiş ve devam ettirmektedir. Yeni hüküm ile tüm bölgelerde yetkili satıcılar kendi yaptıkları yatırımlarına karşılık bir de distribütörün aynı işkoluna yatırım yapması sonucu ile karşılaşıp rekabet etmek zorunda kalacaklardır. İşveren statüsündeki distribütör ile aynı alanda rekabet etmek yetkili satıcılar açısından verimsiz bir yatırıma neden olacaktır.

Yeni yayınlanan tebliğ tüm markaların en az 40 çalışan ile bir çağrı merkezi sahibi olmasını da amir hüküm olarak getirmektedir. Yetkili satıcıların gerçekleştirdiği satışların ardından servis ihtiyacı doğan tüketiciler yetkili satıcılar ile bu ihtiyaçlarını gidermek yerine çağrı merkezi aracılığıyla distribütörün sahibi olduğu servislere yönlendirilecektir. Bu da serbest rekabet açısından ayırımcılık doğuracak ve yetkili satıcıların iş hacminde önemli bir düşüşe neden olacaktır. Zaten elektrikli araçların içten yanmalı araçlara göre çok daha az servis girişine ihtiyacı olması nedeniyle düşecek olan iş hacmi, çağrı merkezi ve distribütörün sahibi olduğu servisler nedeniyle iyice azalacaktır.

OYDER’DEN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
T.C. Ticaret Bakanlığı tarafından ithalatın önüne geçilmesi ve yeni dönemin parlayan yıldızı elektrikli araçların satışının kontrol altına alınması amacına yönelik hazırlandığı anlaşılan tebliğ, bu amacın dışında yerleşik düzeni ve tamamlanmış yatırımları tehdit edecek boyutta bir sonuç doğurmaktadır.

Türkiye’de 1.270 plaza ile tüm illeri kapsayacak şekilde yaygın bir teşkilata sahip olan yetkili satıcılar açısından yukarıda sıralanan sakıncalara yönelik çözüm önerilerimiz aşağıda kamuoyunun dikkatine sunulmaktadır:

Tebliğe eklenen distribütör tarafından sahip olunan 7 bölgede 20 servis ibaresi, yetkili servisleri kapsayacak şekilde değiştirilmeli ve üretici standardında servis veren yetkili satıcılar ile yapılan anlaşmanın kapsam içinde değerlendirilmesi sağlanmalıdır. Yetkili satıcılar 50 yılı aşkın süredir gerçekleştirdikleri görevi TSE’nin belirlediği standartlarda yapmaya devam etmeli ve distribütör ile rekabete girmek zorunda bırakılmamalıdır.

Tebliğ ile getirilen eğitim ve çağrı merkezi şartları için hem distribütöre hem de yetkili satıcılara gerekli altyapıyı hazırlamak için makul bir süre tanınmalıdır. Henüz ne MYK tarafından ne de TSE tarafından bir eğitim müfredatı hazırlanmadığı için verilen 1 ay süre içerisinde bu eğitimlerin tüm çalışanlar için tamamlanması imkansızdır. Bu sürenin en az 1 yıl olarak revize edilmesi önerilmektedir.

Tebliğ öncesinde ithalat iznini alarak satışına başlanmış marka ve modeller için ithalat izin belgesinin temini için verilen sürenin uzatılması ve tamamlanmış yatırımları bulunan yetkili satıcıların mağdur edilmemesi gerekmektedir. Bu sebeple, tebliğin bu marka ve modeller için başlangıç süresinin en az 1 yıl olarak revize edilmesi önerilmektedir.

Elektrikli araçların satışı ve kullanımı sırasında tüketici mağduriyetini engelleyecek her türlü tedbirin yanında olduğumuzu ancak bu bakışın menşei fark etmeksizin tüm elektrikli araçlar için geçerli olmasının da serbest rekabet açısından önemli olduğunu ifade etmek isteriz.

Ülkemizde hiçbir yetkili satıcısı olmayan, servis ağı kurulmamış bazı markaların sadece üretildikleri ülke kapsam dışında olduğu için mağduriyet yaratmasının da bu şekilde ortadan kaldırılacağına inanıyoruz.

Tüm kamuoyuna saygılarımızla bildiririz.