Dağlık Karabağ savaşı onuncu gününe girerken, Azerbaycan şehirlerini hedef almaya başlayan Ermenistan ordusuyla aynı safta kimlerin savaştığı ortaya çıktı. Ayrıca Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan geri adım attı.

'TAVİZ VERMEYE HAZIRIZ' 

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Dağlık Karabağ'daki çatışmalarda verilen ağır kayıplar sonrası geri adım attı. Paşinyan, "Karabağ konusunda Azerbaycan ile karşılıklı tavizler vermeye hazırız" dedi.

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Dağlık Karabağ konusunda Azerbaycan ile karşılıklı tavizler vermeye hazır olduklarını duyurdu. Fransız haber ajansı Agence France-Presse'e konuşan Paşinyan, Dağlık Karabağ bölgesindeki çatışmalarda verilen ağır kayıplar sonrası geri adım attı. Paşinyan, "Karabağ konusunda Azerbaycan ile karşılıklı tavizler vermeye hazırız" açıklamasında bulundu.

"AZERBAYCAN'LA AYNI KAPASİTEYE SAHİP DEĞİLİZ" 

Azerbaycan ve Ermenistan hattında çatışmalar devam ederken Ermenistan ordusunun uğradığı hezimetle ilgili Paşinyan'dan bir itiraf gelmişti.

Paşinyan "Azerbaycan'ın kullandığı yüksek teknolojili silahlara karşı bir şansınız var mı" sorusuna, "Aynı kapasiteye sahip olmayabiliriz. Ancak bu teknolojileri öz savunmamız için de geliştirmeyi planlıyoruz" şeklinde cevap vermişti.

Ermenistan yerel medyası, işgal altındaki Dağlık Karabağ'ın başkenti Hankendi'de Salı gününün sakin başladığını ve gece saatlerinde herhangi bir patlama sesinin duyulmadığını bildiriyor.

Azerbaycan tarafı ise, çatışmaların gece saatlerinde de sürdüğünü açıkladı. Bugün gün içinde ise Dağlık Karabağ'da ikinci dalga operasyon başladı. Cebrail bölgesinde yer alan ve işgalden kurtarılan Cahırlı köyünün görüntüleri de yayınlandı.

Ermenistan ordusu Dağlık Karabağ'da 21 askerin daha öldüğünü açıklarken, Başbakan Nikol Paşinyan bugün işgal altındaki bölgenin yerel yöneticileri ve komutanlarıyla bir araya geldi.

Dağlık Karabağ savaşında ağır kayıplar veren Ermenistan ordusu, Albay Artur Glatsyan'ın da öldürüldüğünü resmen duyurdu. Ermenistan Parlamento Başkan Yardımcısı Vahe Enfiajyan da, 'dehşet' lakaplı Albay Glatsyan'ın öldüğünü Facebook sayfasından açıkladı.

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın oğlu Ashot Paşinyan ise, Facebook hesabından orduya gönüllü olarak katıldığını yazdı. Askerlik görevini yakın zamanda tamamlayan oğul Paşinyan, Dağlık Karabağ'da bulunmuş bir isim.

Azerbaycan Savunma Bakanlığı, Ermenistan'a Rus yapımı İskender füzelerini kullanmaması için bir uyarıda bulundu. Bakü yönetimi, İskender füzelerinin ateşlenmesi halinde misilleme geleceğini ve stratejik askeri vurulacağını açıkladı.

Azerbaycan Savunma Bakanlığı, Dağlık Karabağ'da Ermenistan için savaşan PKK'lı teröristlerin telsiz konuşmalarını yayınladı. Suriye ve Irak'tan gelen PKK bağlantılı teröristlerin, Ermenistan tarafında çok sayıda zayiat yaşandığını ifade ettikleri konuşmalarda, Karabağ'da Türk askerlerinin bulunmadığı ve Azerbaycan ordusu tarafından kullanılan silahlı insansız hava araçlarının (SİHA) etkili olduğu söyleniyor.

Cephede bozguna uğrayan Ermenistan'ın son icraatı, Azerbaycan Savunma Bakanlığı adına sahte bir Twitter hesabı açmak oldu. Bakü'den yapılan resmi açıklamada, sahte hesabın dikkate alınmaması ve kapatılması için şikayet edilmesi istendi.

Azerbaycan Savunma Bakanlığı ayrıca Ballıca'daki Ermenistan'a ait silah deposunun imha edildiğini açıkladı. İmha edilen cephaneliğin uydu görüntüsü de sosyal medyada paylaşıldı.

Dünya medyasının savaşa ilgisi büyüyor. France24 kanalı için bölgede bulunan muhabir Catherine Norris-Trent, Ermenistan'ın sivil yerleşimlere attığı bombaları olay yerinden bildirmişti.

Muhabir, akşam saatlerinde de CNN International yayınında gelişmeleri aktardı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hikmet Hacıyev, Catherine Norris-Trent'ın videosunu retweet etti.

Ermenistan, sınıra kuş uçuşu 70 kilometre uzaklıktaki Azerbaycan'ın en büyük ikinci kenti Gence de dahil birçok kentte füzelerle sivilleri hedef alıyor.

Azerbaycan, Dağlık Karabağ savaşında bugüne kadar 120 sivilin yaşamını yitirdiğini, bunlardan yedisinin 18 yaşından küçük çocuklar olduğunu duyurdu.

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bugün Azerbaycan'ın başkenti Bakü'yü ziyaret ediyor. Çavuşoğlu Azerbaycan lideri İlham Aliyev'le bir araya geldi.

Bakü yönetimi dün de Rusya ile iletişim kurmuş, Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov Rus mevkidaşı Sergey Lavrov'la telefon görümesi gerçekleştirmişti.

Rus devlet kanalı Rusya 1, destek arayan Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın Rus lider Vladimir Putin'i aradığı görüntüleri ekrana dün getirdimişti. Azerbaycan medyası ise, neredeyse her gün telefonu çalan Putin'in Paşinyan'a 'Meşgulüm, sonra ararım' dediğini yazmıştı.

Uluslararası destek arayan Ermeni diasporası ise, Polonya'nın başkenti Varşova ile Şili'nin başkenti Santiago'da yine gösteriler düzenledi.

Cephede gelen ağır mağlubiyetlerin ardından daha önce benzer gösteriler ABD Los Angeles, Yunanistan Atina ve Arjantin Buenos Aires'te düzenlenmişti.

Dağlık Karabağ'daki çatışmalar 27 Eylül Pazar günü sabah saatlerinde Ermenistan'ın ateşkes ihlaliyle başladı. Ermenistan, bölgeyi yarım asırı aşkın bir süredir işgal altında tutuyor.

Güney Kafkasya'da 4 bin 400 kilometrekarelik bir alanı kapsayan Dağlık Karabağ (Yukarı Karabağ), Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki en büyük sorun olarak yıllardır çözüm bekliyor.

Peki, ikisi de eski Sovyetler Birliği ülkesi olan Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ sorununun tarihçesi ne? 'Dağlık Karabağ' bölgesinin kelime kökeni birkaç farklı dilin karışımından oluşuyor. İsminin içinde bulunan birkaç dil bile, bölgenin tarih boyunca farklı kültürler arasındaki geçişkenliğe nasıl maruz kaldığını başlıbaşına gösterir nitelikte.

İngilizcesi Nagorny (ya da Nagorno) Karabakh. 'Nagorny' kelimesi Rusçada 'dağlık' (нагорный), anlamına geliyor. Azerbaycancada da, tıpkı Türkçe'deki gibi 'dağlık' anlamına gelen 'dağlıq' ya da 'yukarı' anlamına gelen 'yuxarı' kelimeleri ile anılıyor. Karabağ ise, Türkçe ve Farsçada ortak bir kelime olup, 'siyah bahçe' demek.

Azerbaycan ve Ermenistan'ın 1922'de Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'ne katılmasıyla Dağlık Karabağ, kabullenilmiş görünen, ancak Ermeniler tarafından benimsenmeyen bir yapıya evrildi. 1923'te Azerbaycan Cumhuriyeti'ne bağlı otonom bölge statüsü verilen Dağlık Karabağ'da, bölgede yaşayan etnik Ermenilerin, Azerbaycan yönetiminden duydukları rahatsızlığı zaman zaman gündeme getirmelerine rağmen, Sovyet sisteminin durma noktasına geldiği 1980'lerin sonuna kadar statüko korundu.

Sovyetler Birliği'nin son lideri Mihail Gorbaçov'un tıkanan sistemin önünü açmak için 1985'te başlattığı açıklık (glasnost) ve yeniden yapılanma (perestroika) süreciyle beraber, Kafkasya'nın bütün sorunlu alanları gibi Dağlık Karabağ da gün ışığına çıktı. Sovyet yönetiminin her geçen gün zayıflayan otoritesini değerlendiren Dağlık Karabağ Otonom Yönetimi, 1988'de Ermenistan Cumhuriyeti'ne bağlanmayı talep etti. Bu talep karşılık bulmazken Azerbaycan ile Ermenistan'ın 1991'de bağımsızlıklarını ilan etmelerinin akabinde Dağlık Karabağ Ermenilerinin ayrılma girişimleri de yoğunlaştı.

Bu dönemde Karabağ'daki Azeri nüfusu zorunlu göçler nedeniyle yüzde 20'ye kadar düşmüştü. 10 Aralık 1991'de yapılan ve bölgede kalan Azerilerin boykot ettiği referandumda Ermeniler, Azerbaycan'dan ayrılmak için oy kullandı. Referandumun ardından Dağlık Karabağ'ın bağımsızlığı ilan edildi, ancak bu girişim uluslararası toplumda karşılık bulmadı. Ermenistan ordusunun desteklediği Dağlık Karabağ Ermenileri ile bölgede yaşayan Azeriler arasındaki gerilim, bağımsızlık ilanıyla gittikçe yükseldi. Çıkan çatışmalar, 1992'de Ermenistan ordusu ve Dağlık Karabağlı Ermeniler ile Azerbaycan ordusu arasında sıcak savaşa dönüştü.

Dağlık Karabağlı Ermeniler, savaş sonunda bölgenin tümünün kontrolünü ele geçirdikleri gibi komşu yedi bölgeyi (rayon) de işgal ettiler. Böylelikle Dağlık Karabağ ile Azerbaycan'ın doğrudan temas noktaları oldukça sınırlandı. Dağlık Karabağ sorunu akademik çevrelerde yıllardır 'donmuş çatışma' olarak nitelendiriliyor. Aralıklarla devam eden çözüm müzakerelerine rağmen hem Dağlık Karabağ-Azerbaycan temas hattında hem de Azerbaycan-Ermenistan sınırında, karşılıklı ateşkes ihlalleri sık sık tekrarlanıyor. 2014'ün Ağustos ayında 20 yılın en kanlı çatışmaları yaşandı. Dağlık Karabağ sınırında iki gün süren çatışmalarda 13 Azerbaycan askeri öldü. Ermenistan Savunma Bakanlığı da 20 askerinin öldüğünü açıkladı.

Yarım milyon mülteci Azerbaycan ve Ermenistan'a sığındı, yaklaşık bir milyon insan zorla yer değiştirmek zorunda kaldı. Dağlık Karabağ çatışmaları başlamadan önce varolan bazı kasaba ve köyler tamamen terk edildi ve harabeye döndü. Azerbaycan topraklarının yüzde 14'ünden fazlası halen işgal altında. Azeriler bölgenin tarihsel olarak kendi kontrolünde olduğunu ve dolayısıyla kendilerine ait olduğunu iddia ediyor; Ermeniler ise bölgede hep Ermenilerin yaşadığını ve Azeri yönetiminin gayrimeşru olduğunu savunuyor.

İç mesele olarak görüldüğünden dış müdahale konusunda diğer devletler gönülsüz davrandı. İhtilaf, Azerbaycan ve Ermenistan arasında yaşanması dolayısıyla 1992'den itibaren devletlerarası bir hale büründü. Azerbaycan'da savunma harcamaları 2003'ten bu yana her yıl yaklaşık yüzde 50 oranında arttı. 2012'de savunma harcamaları, Azerbaycan'ın toplam kamu harcamalarının beşte birini oluşturur hale geldi. Ermenistan da Rusya'nın yardımıyla cephaneliğini genişletti.

Tam sayılar net olarak bilinmemekle beraber, küçük yerleşimler ile Laçin ve Kelbecer'in nüfusunun toplamda yaklaşık 14 bin kişi olduğu sanılıyor. AGİT Minsk Grubu eş başkanlarına göre 2005 yılından bu yana nüfusta belirgin bir artış yok. Bölgeye yerleşen etnik Ermeniler altyapıya, ekonomik faaliyetlere ve kamu hizmetlerine kısıtlı bir erişime sahip. Birçoğunun kimlik belgeleri de eksik.

Sorunun en zayıf yeri 175 kilometre uzunluğundaki temas hattı. Mayın tarlalarıyla dolu bu hat, Birinci Dünya Savaşı siperlerini andırıyor. Temas hattına Ermeni tarafından 30 bin, Azerbaycan tarafından ise bu sayıdan biraz daha fazla asker konuşlandırılmış durumda. AGİT Minsk Grubu aracılığıyla yürütülen müzakereler zorlu geçiyor; zira liderler uzlaşıya yaklaşsa da ülkelerinde kamuoyunun isteklerini karşılayamama endişesiyle geri adım atıyor.

Dağlık Karabağ Azerileri ve Ermenileri sürece etki edemiyor. Ermenistan ve Azerbaycan kamuoyunun süreç üzerinde, bölgenin yerlilerinden daha çok etkisi var. Minsk Grubu eş başkanlarının sözcüsü ya da medya sekreteri yok. Bu nedenle de görüşmeler medyada az yer alıyor.

Rusya, önceden Ermenistan'a yakın bir pozisyon almışken, artık Azerbaycan'a ve Ermenistan'a eşit uzaklıkta durmayı tercih ediyor. Bu strateji Ağustos 2008'de Gürcistan'la yaşanan savaşın ardından güçlendi. Stratejik öncelik Gürcistan'ın tecrit edilmesi haline dönüştü. Dağlık Karabağ Sorunu ABD için, Orta Doğu'daki çatışmalardan daha az öneme sahip. Kongre'deki Ermeni lobisi, Hazar Denizi Havzası enerji güvenliği, 'terörle mücadele' ve Afganistan'a uçuşlarda Azerbaycan hava sahasını kullanabilmesi ABD için öncelikli konular.

Azerbaycan'ın olası anlaşmadan beklentisi, işgal altındaki toprakların geri verilmesi. Ermenistan'ın olası anlaşmadan beklentisi Karabağ Ermenilerine güvenlik garantisi verilmesi ve bağımsızlık oylaması yapılması. Anlaşmanın Azerbaycan için kaygı verici tarafı, 'bağımsızlık' seçeneğinin referanduma götürülmesi. Anlaşmanın Ermenistan için kaygı verici tarafı, Ermenistan ile Dağlık Karabağ topraklarını birbirine bağlayan Laçin Koridoru'nun korunamaması ve uluslararası güvenlik garantilerinin bölgede kendi etkisini azaltması.