"Biz, rutin, alışılmış, sıradan bir siyasi parti değiliz." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan "Bizim siyasi partimiz, aynı zamanda bir davadır. Bu davaya inanmış olanlar, bu davaya gönül vermiş olanlar, gerektiğinde genel merkeze gelir istifasını teklif eder, ondan sonra da bir başka arkadaşla yola devam edilebilir. Zaten istifa eden de, partiden istifa amacıyla değil, bulunduğu makamı boşaltmak için o tür bir adım atar. Tabii bunları farklı yere çekme gayretine girenler de oluyor. Tabii partideki görevleri, partinin üst yönetimi, gerektiğinde istifasını istemeden de alabilir. Belediyelerdeki durum tabii ki farklı. Onun iki yöntemi vardır: Partiden ihraç veya görevi ihmal veya kötüye kullanmaktan dolayı yapılabilir. Tabii ki biz bu yolları denemek istemiyoruz. Eğer hakikaten illerde ilçelerde bu tür sıkıntılar varsa, teşkilattan sorumlu genel başkan yardımcımız çağırır görüşür kendileriyle; iyi niyet içerisinde mesele çözülür. Ama olay belediye olduğu zaman farklı. Ama orada da görüşmek suretiyle gelinen nokta budur denilebilir; ilgili başkana, istifa suretiyle o makamı boşaltmanın kendisini de bizi de sıkıntıya düşürmeyeceği anlatılabilir." dedi.

GETİRİRKEN GÜZEL AMA...

"Bir makama getirilirken her şey iyi güzel, ama benim metal yorgunluğu olarak dediğim durumlarda makamı boşaltılmasının istenilmesi niye yadırganıyor? Kaldı ki istifa ya da görevden ayrılma, bu davada bir sorun olarak görülmemelidir. Nitekim, bir çok arkadaşımız daha önce bir çok görevlerini bırakmışlar, sonra başka görevler almışlardır. Ama dava olarak görmez de, hasbi değil hesabi davranırsan; ‘Benim şanım var şerefim var’ dersen, kusura bakma ama, partinin şerefi herkesin şerefinin şanının çok daha önündedir."