GÜNDEM

Sulak Alan Alarmı! 2050’de Felaket Kapıda

İklim değişikliğinin tetiklediği kuraklık, gezegenimizdeki canlı yaşamı için hayati öneme sahip sulak alanları ciddi bir tehdit altına alıyor.

Abone Ol

Su döngüsünün, gıda güvenliğinin, geçim kaynaklarının ve iklim direncinde kilit rol oynayan bu ekosistemler, endişe verici bir hızla yok oluyor. Dünya genelinde sulak alan kaybının boyutları, Ramsar Sözleşmesi olarak bilinen Sulak Alanların Korunması Sözleşmesi Sekretaryası'nın yayımladığı "2025 Sulak Alanların Küresel Durumu: Sulak Alanların Değeri, Korunması ve Finansmanı" başlıklı yeni bir raporla bir kez daha gözler önüne serildi.

Raporda sunulan güncel bilimsel ve ekonomik veriler, sulak alanların yalnızca doğal yaşam için değil, aynı zamanda insanlık için de ne denli vazgeçilmez olduğunu vurguluyor. Kuraklığın sulak alanlar üzerindeki yıkıcı etkileri detaylı bir şekilde ortaya konulurken, bu değerli habitatların korunması ve kaybedilen alanların yeniden canlandırılması için acil önlemlerin alınması gerektiği belirtiliyor.

Uzmanlar, sulak alanların kaybının biyoçeşitlilik üzerindeki olumsuz etkilerinin yanı sıra, iklim değişikliğiyle mücadeledeki rolünün de göz ardı edilmemesi gerektiğini ifade ediyor. Bu alanlar, karbon depolama kapasiteleri sayesinde küresel ısınmayı yavaşlatmaya yardımcı olurken, aynı zamanda sel ve kuraklık gibi aşırı hava olaylarının etkilerini hafifletiyor.

Rapor, sulak alanların korunması için uluslararası iş birliğinin artırılması, sürdürülebilir yönetim modellerinin benimsenmesi ve finansman mekanizmalarının güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Gelecek nesillere sağlıklı bir çevre bırakmak için sulak alanların değerinin anlaşılması ve korunması, bugün atılması gereken en kritik adımlardan biri olarak öne çıkıyor.