SÖZÜNÜ söylediğimde…
AK Parti taraftarı olan hemen hemen herkes; ‘’Ne mağlubiyeti kardeşim. AK Parti hep kazanır, yine kazanır. Sahaya çıktığında muhalefetin ayakları titrer. Bu kural değişmez. Mevla’m Reis’i başımızdan eksik etmesin’’ cümlesini tekrarlıyor…
*
AK Parti her geçen gün eriyor, farkında değil misiniz? Dediğimde…
Fanatik AK Partililer; ‘’Ne erimesi, Reis seçim üzeri bombaları patlatır, birkaç belediye başkanını görevden alır, seçim yaklaşınca yeni müjdeler verir, EYT, doğalgaz, emeklilerin maaşı gibi, hatta petrol bile müjdesi verebilir, işte o zaman herkes abondene olur, AK Parti’ye oylar akar’’ sözünü söylüyor…
*
Bakın sizler kendinizi kandırıyorsunuz? Gidişat iyi değil, daha önceleri Fetö’ydü, Ergenekon’du, Gezi’ydi, Beka meselesiydi, hep bunların arkasına sığınıldı. Halk bir nebze inandı. Şimdi ise Ensar denilen ve sahip çıkılan Suriyeli sığınmacılar konusunda kamuoyu baskısı öyle bir hal aldı ki, sığınmacıların gönderilmeyeceğini dillendiren Erdoğan’ın bile artık, ‘’500 bin sığınmacıyı geri yolladık, 1 milyon daha gönüllü göndereceğiz’’ diyor dediğimde…
Aşırı bir şekilde Erdoğan’a gönülden bağlı Reis’ciler; ‘’O her şeyin en iyisini bilir. Reis ne derse o olur. Siyasetin duayenidir, o yenilmez biridir’’ sözüyle birlikte inanmışlıklarını tekrarlıyor…
*
Velhasıl ‘’Yenilgi’’ veya ‘’biz nerde yanlış yaptık’’ veya ‘’hata bizim suç bizim’’ veya ‘’Bu sefer durum kötü’’ kelimesini ağızlarına almak istemiyorlar…
Hep kazanmaya alışmışlar ya!
Kaybedeceklerine ihtimal dahi vermiyorlar…
*
Bakın tekrar tekrar söylüyorum:
Bugün gelinen noktada; Mülteci, Sığınmacı, Afganlı, Pakistanlı, adına ne derseniz deyin, Türk halkının yüzde 95’i artık ülkesinde bunları görmek istemiyor…
Bu yüzden son günlerde AK Parti yetkilileri birbiri ardına, Suriyeli sığınmacılar ve göçmenler konusunda ağız değiştirdiler…
‘’Gönderiyoruz, göndereceğiz, briket ev hazır’’ demeye başladılar…
*
Ama artık halk, söz de değil, öz de, gerçekten sığınmacıların gönderilmeye başlandığını, gözleriyle görmek, yaşadıkları şehirlerde azalan sayılarıyla hissetmek istiyorlar…
Çünkü halk, her geçen gün çoğalan, sınır boylarından ellerini kollarını sallayarak giren mültecilerin-göçmenlerin görüntülerini televizyonlardan gördükleri için, onların ülkemizi istila etmeye geldiklerine inanır oldular…
Bu yüzden son günlerde; enflasyondu, ekonomiydi, elektrikti, doğalgazdı, akaryakıttı, dövizdi falan filan kimse düşünemez oldu…
*
Gelinen noktada…
İnanılmaz bir şekilde yabancıların gönderilmesi hususunda, kamuoyu baskısı her geçen gün artıyor…
Hele son günlerde ‘’Sessiz İstila’’ filmini izleyen milyonlarca kesim, çocuklarının ve torunlarının geleceğini düşünmeye başladılar…
*
Bakın demedi demeyin…
Suriyeli Mülteciler veya sığınmacılar veya göçmenler konusunda AK Parti, daha radikal adımlar atmazsa, olası seçimde çok büyük hezimet yaşar…
Bunu da bugünden görmemek için kör olmak gerekir…
AK Partili siyasetçiler, başlarını kumdan çıkarıp, halkın sesini duymalılar…
Sonra seçim sandığından tusunami misali oy kaybettiklerini gördüklerinde, dizlerine vurup dövünseler de boş…
Çünkü gidişat bunu gösteriyor…
*
Son söz:
Şeytan ayrıntıda gizli derler ya!
Acaba diyorum Esed, AK Parti’yi bitirmek adına Suriyelileri kasten ülkemize mi gönderiyor?
Kurgulanmış bir senaryo gereği…
Demografik yapı her geçen gün değişiyor…
Amaç ne?
Bu sığınmacıları Türkiye’ye gönderen irade, boşalan alanlara PYD-YPG’yi yerleştirerek neyi amaçladı?
*
Dış politikada süreç böyle işlerken…
İçerde ise, Ekrem İmamoğlu altılı masaya rağmen Erdoğan’ın memleketi Rize’den bir hareket başlattı.
Bu hareket öyle yenilir yutulur değil.
Daha evvel girdiği her seçimi kaybeden muhalefet partileri, şimdiden ince eleyip sık dokuyorlar…
Kılıçdaroğlu, istese veya istemese de, İmamoğlu bize göre en azından Millet İttifakının müstakbel Cumhurbaşkanı adayıdır.
Arkasına güçlü bir Millet desteği alarak adım adım ilerliyor.
Hani atalarımız ‘’görünen köy kılavuz istemez’’ demişler ya…
İktidar ise mağlubiyete her geçen gün yelken açmaya devam ediyor…