HANİ şu bizim Ahırdağ’ın da bulunan zat-ı muhteremin malikânesi var ya!

Tek taraflı yalan beyanla yapı kayıt belgesi alıp, kaçak yapısını yasal hale getirmeye çalışan…

Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiğim dilekçe ile Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından yapılan inceleme sonucunda yapı kayıt belgesi iptal edilen…

Akabinde Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün Onikişubat belediyesine yapı kayıt belgesinin iptal edildiği ile ilgili yazı göndermesi sonucunda, Onikişubat Belediyesi tarafından kaçak yapı olarak mühürlenen…

Takriben 350 bin TL Para cezası kesilen…
 


 

İşte bu binaya iddia odur ki; Onikişubat Belediyesi tarafından yıkım kararı verilmiştir.

*

Bu şu demektir:

Yasal 60 günlük süre içerisinde Onikişubat Belediyesinin almış olduğu yıkım kararına istinaden bir İdare Mahkemesinden yürütmeyi durdurma veya iptal kararı getirmedikçe bu kaçak ve ruhsatsız bina yıkılacaktır…

Hoş İdare Mahkemesine de gitse, İdare ve İnşaat Hukuku okumuş biri olarak, ne yürütmeyi durdurma ne de iptal kararı alabilir…

Çünkü o bina yasa gereği yıkılır ve yıkılacaktır…

Veyahut yasada öngörülen metrekare kadar evini tıraşlayarak küçültebilir…

Çünkü yasa gereği söz konusu konut binası, arazinin ölçümüne göre metrekare olarak çok büyük yapılmıştır…

Herkesin bildiği gibi, İmar Kanunu bağ-bahçe vasfındaki araziye konut ya da her hangi bir ofis inşaatına müsaade etmiyor…

Ama sadece belirli sınırlardaki alanlara belirli yapıların inşaatına izin verilebiliyor.

Bağ, bahçe gibi alanlar öncelikle belirtmek isterim ki İmar Kanunun da tarla olarak nitelendirilmektedir.

Tarlaya yapılabilecek yapı ile ilgili maddeler İmar mevzuatında açıkça belirtilmiştir.

*

Peki, bu maddeler nelerdir?

– Yapılan ev ya da inşaat alanı toplamda kesinlikle 250 m2 yi geçmeyecektir.

– Saçak seviyelerinin tabii zeminden yüksekliği (6.50) metreyi veya 2 katı aşmayacaktır.

– Yol ve parselin sınırlarına 5 metreden fazla yakınlaşmamak koşulu ile ev inşaatına izin veriliyor…

*

Bahse konu Ahırdağ’ın da ki yapı, yukarıda bahsettiğim gibi İmar mevzuatına aykırı bir şekilde ruhsat alınmadan hem de metrekare olarak çok büyük yapılmıştır.

Eğer ki İmar Mevzuatına uygun yapmış olsaydı 250 metrekareyi geçmemesi lazımdı…

Bir nevi ruhsat alınmamasının sebebi, Kahramanmaraş’tan görülebilecek büyük bir yapının konak - saray - haşmetli - malikâne - köşk gibi görülmesi içindir.

Yoksa zat-ı muhterem; Ruhsat alabilecek mimarı da, mühendisi de, ekonomik gücü de, var olan birisidir.

*

Yani demem odur ki:

İş dünyasının haşmetmeap’ı olan zat-ı muhteremin eşinin adına tapulu arazi üzerinde 2018 yılında yapımına başlanan yapıya, 2017 yılında yapılmış gibi yalan beyanla yapı kayıt belgesi alınması, devletin bir kurumunu aldatmaya yönelik davranılması, parası olanın hakkı olmamalıdır.

Ki şahsım bu konuyla ilgilenmemiş olsa idim, Ahır Dağ’ın da yapılan bu kaçak yapının bir emsal olması içten bile değildi…  

O yüzden…

Bu Kahramanmaraş’ın sahibi benim der gibi Ahır Dağ’ının tam burcuna devasa kaçak yapıyı yapan zat-ı muhtereme bir çift laf söylemek istiyorum:

Ötede oyna, ötede oyna…

Benim ceza alanıma girme…

Çünkü hep ofsayt’a düşüyorsun…