Adam gibi bir adam…

Çokça yanına gidip gelen arkadaşım vardı.

''Yanına defalarca gittim her hafta mutlaka çayını içerdim.

Çevresi çok genişti, aniden kayıp yaşadı ve kimsesi kalmadığı gibi, herkes ona sırtını döndü; nankörce ve marifetmiş gibi.

Hatta Rabbin kaldırıp indirdiğini ve tekrar kaldırabileceğini unutan çevre gaflet ile aşağılama bile yaptı'' dedi.

Ardından ekledi;

''Sonra o adam gibi adam; Rabbine iltica etti.

Rabbinin ona sunduğu adeta, yüksek lisans gibi doktora tezi gibi sınavını sabırla üç yıl boyunca tamamladı.

Ben ona yalnız günlerinde ettiğimiz sohbetlerde derdim ki; üzülme, Allah sana daha güzeli verecek, seni değil; seni terk edenleri imtihan ediyor; derdim sürekli'' diye anlatmaya devam etti.

Buraya kadar normal bir olay.

Hayatın içerisinde bu tür hikayeler pek fazla yaşanıyor…

Sonra dedim; merakla ve devam etti;

''Rabbim merhamet edecek ve sen eski haline döndüğünde kusura bakma, ben iş yerine 30-45 gün gelmeyeceğim dedim. Neden diye sordu. Çünkü seni terk edenler dalkavukluk yapacaklar ve bana 30-45 gün sıra gelmeyecek. Onların yalakalıkları yoğunluğunu yitirince ben seni ziyarete ve hayırlı olsun demeye geleceğim dedim'' diye anlattı.

Sonrasını merak ediyordum o daha pek çok sohbetlerini anlattı. Ben belli bir noktaya takılmıştım.

Yalakaların nasıl olacakta bu adam gibi adamı terk ettikleri noktadan yıllar sonra; aynı yalakalığa, kaldıkları yerden nasıl devam edeceklerini anlayamıyor ve merak ediyordum.

Sonra; devam etsene ne oldu dedim.

''Adam gibi adamın; adam gibi adam eşi ve çocukları çok sıkıntılı ve zor günler yaşadılar. Fakat daima dik duruşlarını korudular. Adam aynı noktaya küçük kayıplar ve büyük tecrübelerle geri döndü. O bunu yaşamadan önce; deliğinden çıkan hamam böcekleri gibi yalakalar ortaya çıkmaya başlayınca anladım ki; bizim adam gibi adam normale dönüyordu.

Bizim adam gibi adam zaten bu yalakaları anlamış ve çözmüştü.

Fakat, yalakalık ya; tüm yüzsüzlüğü yüzlerine perde ederek, sahnede kıvırıyorlardı.

Artık adam gibi adam normale döndü. Fakat başka yerde kurmuştu düzenini ve ben ziyaretine yıllar önce söz verdiğim gibi gittim. Çok farklı duygularla HAYIRLI OLSUN dedim. O an yaşadığım duyguları, mutluluğu ve hazzı anlatamam'' dedi.

Merakımın cevabını almıştım.

Allah; Aziz dir yüceltir. Allah; Hafıd dır dereceleri indirir.

Rabbimizin yüceltip sonra yere indirdiklerini tekrar yüceltmeyeceğini düşünenlerin; imanını anlamak mümkün mü? Bu bakış açısı , bu körlük şirk değil mi?

Hiç kimsenin ne olacağını bilemeyiz.

Düşenlere merhamet edenler, onlara yakın duranlar yaradan Rabbimize hamd olsun ki; onlar sadaka verenlerdir…

Sadaka vermek de bir nasip işidir.

Derecelerimizi kaybettiğimizde yanımızda olanlara da imtihanı kazanmayı nasip etmiştir yüce Rabbimiz.

Hiçbir imtihan; sadece, bizim imtihan olduğunu düşündüğümüz kişiye ait değildir.

İmtihan; düşen kişiyi seyredenler, düşen insana bu kaybın iyi olduğu düşüncesinde olanlar, düşenin akraba ve arkadaşları içindir…

Hiç kimse tek başına imtihan olmaz…

Bu gibi yazıları okuyup; birilerini yargılayanlar; sizde imtihanı kaybetmeyin.

Çünkü herkesin Rabbiyle olan muhabbetinin şahidi değilsiniz.
 

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ