DÜN Ak Parti'nin il başkanları toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı dinledim.

Ne yalan söyleyeyim; ilk defa içim kıpır kıpır etti ve birazcık umutlanmaya başladım.

CHP'nin İmamoğlu’sunun İstanbul'da Ak Parti'nin üzerinden silindir gibi geçmesi ve metropol birçok belediyeyi kaybetmesi, Reiste bir moral bozukluğu oluştuğu kanaatindeydim.

Lakin Reis dün, yenildikten sonra koşan at gibiydi.

Yenilgi yenilgi sonrası zafer arayan bir adam…

Bu haslet yalnızca liderlerde oluyor.
 

*
 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önceleri yazdığım köşe yazılarıma birebir örtüşen cümleler sarf etti…

Ne dedi Erdoğan:

“AK Parti sırça köşklerde oturan, halka tepeden bakan ve halkın derdiyle dertlenmeyen siyasetçilerin partisi değildir. Aksini düşünen varsa yanlış yerde olduğunu bilmelidir.”

Ben bu sözü çok ama çok önemsiyorum…
 

*
 

Başka ne dedi Reis?

“Sağda solda dedikodular var. Birileri parti kuruyormuş, şunu yapıyormuş, hiç bunları kafanıza takmayın. Çok içimizden ayrılıp da parti kuranları gördük. Şimdi sorsam adını, sanını bilmezsiniz. Bu tür ihanetlerin içinde olanlar bu işin bedelini de ağır öder.”
 

*
 

Aslında Reisin konuşması hem içe hem de dışa dönük mesajlar içeriyordu.

İçeriye derken, kendi il başkanından tut, bakana kadar uyarıyor…

- Mütevazı olun diyor…

- Kibirli olmayı bırakın diyor...

- Halka tepeden bakmamaya çağırıyor…
 

*
 

Dışarıya ise, Ak Parti'de siyaset yapıp da şimdi yeni parti çalışması içerisinde olanlara da sert cümleler yolluyor.

Diyor ki:

“Elbette herkesin parti kurma hakkı var. Yoksa demokrasi olmaz. İnönü'nün tek partili döneminden bu millet az çekmedi. Tek adam diyorlar ya, işte asıl tek adam İsmet İnönü idi. Ben Babacan, Gül ve Davutoğlu ekibini samimi bulmuyorum.

Neden?

Çünkü bu üçlü çete Türkiye’nin önünü kesmek isteyenlere destek adına yeni bir yıpratma, Ak Parti'de tökezleme cephesi açmak istiyorlar. Yani Erdoğan’sız bir Türkiye için düğmeye basanlarla birlikte hareket ediyorlar.”
 

*
 

Hatırlarsanız Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçiminde de, Abdullah Gül birilerinin çatı adayı olarak sahnedeydi.

Adı hep geçmekteydi.
 

*
 

Peki, şimdi dertleri nedir?

Bence dertleri Türkiye’nin zayıflaması, tekrar eski günlere o çilekeş günlere dönmesi.
 

*
 

“Görünen köy kılavuz istemez” söz misali yapılmak istenen:

AK Parti’nin bünyesini parçalamak ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin başarılı olmasını engellemek…
 

*
 

İşte bu yüzden:

Trenden indi dedikleriniz bakın bugün karşınıza geçip hamle yapmak istiyorlar.
 

*
 

Lakin şunu söylemek isterim ki:

Ak Parti'deki kibir ve şatafat, hala devam ediyor.

Küstürülenlerin haddi hesabı yok.

Yerelde bazı zat-ı muhteremler(!) kendilerini ulaşılmaz, hatta bulunmaz bursa kumaşı zannediyorlar.

Haytttt, hoyttt ile bu gemi yürümez.

Her şeyi biz biliriz havasındalar…

İstişare yok…

Görüş alışverişi yok…

Eleştiri yazsak hemen damgalanıyoruz…

Hoş benden başka yazan da yok ya!

Oysaki biz bu şehrin, bu ülkenin aşığıyız…

Sevdalısıyız…

Delisiyiz…
 

*
 

Biz; Ak Parti'nin ancak bir şekilde yeniden güçleneceğini ve başarılı olacağına inanıyoruz.

-Kibir abideliği, tepeden bakma, rant peşinde koşmaktan tamamen vaz geçilecek.

-Mülteci sorunu çözülecek.

-Sınırda güvenli bir hat oluşturup, tüm Suriyeliler o güvenli hata yerleştirilecek.

-Pahalılık bitirilecek.

İşte o zaman bir kurtuluş ve başarılı olma güveninin tekrardan hasıl olacağını düşünebiliriz.

Yoksa koca reis; AK Partiye bir neşter vurmazsa, hasta ameliyat masasından kalkamayacak gibi gözüküyor.
 

*
 

Sözün özü şu:

Ak Parti bambaşka bir ete kemiğe bürünmelidir.

Buna ister 2002 ruhu deyin, isterseniz yeni bir ruh deyin.

Bu da yukarıdan aşağıya doğru olur.

Yukarı derken…

Öncelikle kabinede köklü bir değişim, akabinde MYK ve İl - İlçe teşkilatlarının topyekûn değişimiyle bambaşka bir kimliğe bürüneceğini umuyorum.

Kendini yerelde kral zanneden ve iktidar gücünü kötüye kullanan bürokrat kafalı siyasetçilerin varlığı AK Parti’yi giderek halktan koparan çok ciddi bir zaafa dönüşmüştür.

AK Parti’nin küskünleri ve kırgınları, özellikle de hasbi ve harbi olan yiğitlerinin-AK Kadınlarının dışlanması Ak Parti'yi çok zayıflattı.

Zayıflatmaya da hala devam ediyor.
 

*
 

Ey koca reis:

Bu halkın umudusunuz…

Geleceğisiniz…

Biliyorum işiniz hiç de kolay değil…

Ama sizden başka AK Parti’yi toparlayacak kimse yok.

Bu halk sizi çok seviyor…

Ne olur bu sevgiyi yıkmayın…

Yıkmak isteyenleri siz çok iyi biliyorsunuz…

Bir an önce zaman kaybetmeden düğmeye basılması için talimat vermeniz gerekiyor.

Çünkü…

“Tren gar’dan kalkacak…”
 

***
 

DİPNOT: Dün kanal Maraş İstihbarat servisi “Ekinözü Belediyesinde neler oluyor?” başlığı ile bir haber girdi. Şahsıma inanılmaz telefonlar geldi. Yani anlayacağınız arayan arayana. Kanal Maraş haber merkezi Müdürü ve editörleri ile bir bütündür. Onlar gelen iddia ve belgeleri değerlendirmekte hürdür. O haberde adı geçen İlhan Eker isimli vatandaşın bir kadostro yolu ile alakalı dilekçesi sonucu yapılmıştır. Ekinözü belediyesinin cevap verdiği o dilekçe dikkatli incelendiğinde bir başka haber değeri daha ortaya çıkacaktır. O da şudur; “… Dilekçeniz, Büyükşehir Başkanlığına da iletilmiştir. İleriki zamanlarda Büyükşehir ve Belediyemizin imkânları doğrultusunda gerekli olan çalışmalar yapılarak mağduriyetinizin giderileceği hususunda; Bilgilerinize rica ederim" bu yazı içeriği şunu anlatmaktadır. “BİZİM İLÇE BELEDİYEMİZİN OLDUĞU GİBİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNİN DE 270 MT LİK YOL YAPACAK İMKÂNLARI ŞU AN İÇİN BULUNMAMAKTADIR. İMKÂNLAR ELVERDİĞİNDE ÇALIŞMALAR YAPILARAK MAĞDURİYETİNİZ GİDERİLECEKTİR…” denilmeye getirilerek bir başka hata çemberinin içine düşülmüştür. Bizce bir ilçe belediye Başkanının böyle bir yazı içeriği yazarak vatandaşa cevap vermesi çok ama çok düşündürücüdür.

Yalnızca şunu belirtmek isterim ki; “Bu belge tarafımıza İlhan Eker tarafından gönderilmemiştir.”