MARAS Times Kurucusu ve meslektaşım Yener Atlı, dünkü köşe yazısında, “Bu Mustafa Karaaslan hangi karanlık emellere hizmet etmektedir?” başlığında bir yazı yazmış…
 

Yazı içeriğinde:
 

- Meslekte rakibi olduğu mu?
 

- Kırkından sonra bu işe girdiğimi ve pir olduğu mu?
 

- Yazdıklarımla ortalığı karıştırdığı mı?
 

- Çok ses getirdiği mi?
 

- Parti başkanına, belediye başkanına, milletvekiline, gazetecisine, bürokratına ve hatta savcısına hâkimine bile dokunacak yazılar yazdığımı belirtmiş…
 

- Son paragrafında ise; “Sayın Devlet Bahçeli’ye nazire yaparcasına matematik hesaplarıyla şahsıma gönderme yapmış, yazılarıma konu olmayanların hepsini tebrik etmiş, alayını birden kucaklamış.” 
 

*
 

Eskiden Yener Atlı için, “camianın tek gazetecisi” derdik. Habertürk’te yazdığı günlerde kendisiyle gurur duyardık.
 

Gıpta ederdik.
 

Yazdıklarını büyük bir ilgiyle okur, söylediklerini müthiş bir dikkatle dinlerdik.
 

İtiraf etmeliyim ki, o da işini hakkıyla yapardı:
 

-  Mesela “mensubu olduğu yerel camia” ile arasına en azından dili ve üslubuyla bir mesafe koymayı bilirdi.
 

-  Mesela fark yaratmayı, öne çıkmayı, kendisinden söz ettirmeyi başarırdı.
 

Bütün bunlar onu hem “camia” nezdinde, hem de “tek merkezli yerel medya” nezdinde “muteber” kılıyordu.
 

*
 

Fakat bir süre sonra...
 

Birazda rahatsızlığının verdiği o üzücü günlerde inzivaya çekildi…
 

Kendisini Koru park ormanının o temiz havasına bıraktı ve kendisine çok güvenilir bir alan açarak bir nebze gazeteciliği rafa kaldırıp işletmecilik yapmaya başladı…
 

Yavaş yavaş kendine gelmiş olmalı ki, son günlerde yazılarıyla yine sevenleri ile buluşmakta…
 

Yalnız Hayrettin Güngör ile ilgili, bazı isimlere destek olmak amacıyla yazmış olduğu yazı bana göre şöhretine yakışmadı…
 

Şimdi anlıyorum ki: Tekrar gündeme oturmak ve eski günlere dönmek adına Mustafa Karaaslan’ı köşesine taşıması ve ilginç bir başlık yazısı ile okunma sayısını artırması onun cin fikirli bir gazeteci olduğunun delili…
 

Size bir şey söyleyeyim mi?
 

“Yener Atlı duymasın ama…”
 

Bir büyüğü olarak eğer yukarıda yazdığım tavsiyelerime dikkat ederse…
 

Sevgili Yener’in, o eski güzel günlere dönmesi garantidir!