CHP’yi anlamakta zorlanıyorum…

Yeni yıla zamlarla girilmiş…

Herkes ekonomi anlamında zor günleri yaşamamak adına ''ayağını yorganına göre uzat'' atasözünü birbirlerine söyleme durumundayken ve iktidarın aleyhine eleştiri ve oy kaybı yaşanmasına doğru yol alınırken…

CHP’li Fikri Sağlar çıkıp diyor ki:

''Türbanlı hakimin karşısına çıktığımda adaleti sağlayacağından kuşkuluyum''

*

İnanır mısınız? Bilmem ama…

Ben bu CHP zihniyetini anlayamıyorum…

Beyinlere yerleşmiş olgulardan ne zaman kurtulacaklar bilemiyorum…

Her şey kendi lehlerine doğru yol alırken…

Hopppp, siyaset yapıyorum diye pot kırıyorlar…

Bir sussalar, suskun kalsalar daha çok destek alacaklar…

Gel gör ki…

Susmayı beceremiyorlar…

Başörtüsü meselesini gündeme taşımaktan vazgeçmiyorlar…

Ne zaman başörtüsü konusunu eşelediklerinde, parti amblemlerindeki okların kendilerine dönmesini sağlıyorlar…

*

CHP’li Fikri Sağlar’a bir çift sözüm var:

Şimdi biri de kalkıp; ''Ben de başı açık hâkimlere güvenmiyorum derse, bunun altından nasıl kalkacaksınız?''

*

Peki, Cumhurbaşkanı Erdoğan ne yapıyor?

CHP’li Fikri Sağlar’ın ''türbanlı hakim'' sözüne karşılık bulduğu tarihi fırsatı değerlendirmesi gerekirken, kendisi de muhalefete koz veriyor…

Ve diyor ki:

''Bay Kemal yanına iki tane başörtülü alıp milleti aldatma sürecini de bıraksın. Yanına 20 tane başörtülü koysan, artık senin kim olduğunu, ne olduğunu gayet iyi biliyorlar. İnsanların başörtüsüyle uğraşmanın anlamı yok" diye konuşup ‘’CHP'nin oy almak için bazı yerlerde birkaç başörtülü kişiyi vitrin mankeni gibi kullandığı'' görüşünü söylüyor…

*

Sayın Cumhurbaşkanı’nın CHP’ye yönelik sarf ettiği eleştirinin bir kısmına katılsak ta, cümlesinin sonunda söylediği başörtülü birkaç kişi deyip onları ‘’vitrin mankeni’’ olarak lansetmesine katılmak mümkün değil…

Zira; Kimin niyetinin halis, kimin niyetinin kılık kıyafet üzerinden siyasi bir argüman olarak kullandığını bilemezsiniz…

Kaldı ki; CHP’li diye o parti içerisinde başörtülü siyasetçi olamaz şeklinde bir kaide de yok.

Ülkemizin zor süreçlerinden geçtiği bu günlerde, bu tür polemikler kutuplaşmayı derinleştirir düşüncesindeyim…

Bendeniz başörtüsü üzerinden siyaset yapmayı geçmişte kalan bir argüman olarak görüyorum…

Milletimiz başörtüsü konusunu çoktan aşmış vaziyettedir…

Mesela benim anam; ''başörtülüdür ama vitrin mankeni'' değildir.

*

Siyasetçilere ortak çağrım şudur:
 

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ...