YAZILARINI severek okuduğum usta gazeteci Yener Atlı, bugünkü köşe yazısının sonunda şöyle yazmış…

-“Allah seni netmesin emi Karaaslan, Ortalığı karıştırma da üstüne yok ha!"

İlahi Yener kardeşim, “Ortalığı karıştırmak bizim haddimiz değil.”

Bizim yaptığımız olsa olsa çok sesli fikir jimnastiği…

***

Bak haddim değil ama “ortalığı karıştırmak” nasıl bir şey, sana anlatayım…

***

Ortalığı karıştırmak şöyle bir şeydir:

-Kongre gecesi bu şehrin İl Başkanını alaşağı etmektir…

-Reisin huzuruna çıkıp yalan dolan sözlerle Kahramanmaraş’ta hizipçiliğin en üst seviyeye çıktığını göstermektir…

- “Ahh” almaktır…

- Bir nevi Kahramanmaraş’ta Partiyi bölmektir…

- Sen, ben, kavgası çıkarmaktır…

- Hükümranlık kurmaktır…

- Kendi koltuklarını sağlam almaya çalışmaktır…

***

İşte böyle bir şeydir “ortalığı karıştırmak.”

***

Benim yaptığım sadece hikâyelerde geçtiği gibi, “buzağın ipini çözmektir”… “Tahmin yürütmektir”… “Çok sesli düşünmektir”…

***

Yener Atlı kardeşim madem telefon konuşmasıyla köşesine taşıdı bizi, bizde kendi köşe yazımızla bir “pas” daha atmak istiyoruz…

Nede olsa serde futbolculuk var ya!

“Pas” atmasını iyi biliriz…

***

Diyorum ki:

24 Şubat akşamı bu şehirde ne oldu?

AK Parti İl Başkanı değişti veya değiştirilmesine vesile olundu mu?

Olundu…

Kim ya da kimler tarafından bu adım atıldı?

AK Parti eski Milletvekillerinden bazıları tarafından…

Şimdi bu eski vekiller İl Başkanı olarak görmek istedikleri ismi yani Ömer Oruç Bilal Debgici’nin adını kâğıda yazıp Reis’e sundular mı?

Sundular…

Muaffak oldular mı?

Oldular…

***

Peki, bu Milletvekilleri şimdi neredeler?

Siyasetin dışında…

Peki, önümüzde bir yerel seçim var…  AK Parti için çok çok önemli… Şu an İl teşkilatı içerisinde bir birlik beraberlik yok gibi… Teşkilat üyelerinin birbiri ile kaynaşması gerekirken arada buz dağı oluşmuş durumda… Halkı geçtik, kendi içlerinde bile pek çok kimse birbirini dahi tanımıyor… Kadın kolları ayrı bir terennümde… Vs… Vs…

***

Şimdi ben bu konuları yazdığımda Yener Atlı’nın dediği gibi “ortalığı karıştırmış mı?” oluyorum…

Yoksa…

Doğruları söyleyen biri mi?

Doğruları söyleyeni dokuz köyden kovmuşlar ya!

Varsın biz doğruları yazalım, söyleyelim, kim kovarsa kovsun…

Yener Atlı kardeşimde son yıllarda sağlık nedeniyle inzivaya çekilip oksijen depoladığı ve yaşadığı “Korupark Hayal Ormanı’ndan”  bizler yanına vardığımızda kovarsa, onun da canı sağ olsun…

***

Yani sözün özü şu:

Bir kızı yüz yüz kişi ister, bir kişi alır…

Büyükşehir Belediye Başkanlığı da bana göre 30 Mart’ta gelin olacak kızdır…

Ve onu bir kişi alacaktır…

O ismi de 18 Ağustos’tan sonra yazacağım…

O yüzden “ortalığı karıştırma Karaaslan” diye yazan “Yener Atlı’ya bir çift söz” söylüyorum…

***

Diyorum ki:

Ortalığı ben değil, esas kurt gazeteci olarak sen karıştırmış olmuyor musun?

“Seni seni Yener Atlı…”

Vesselam yine de seni seviyoruz…