Günümüzde meslek, kişinin evine ekmek parası götürmek için yaptığı iş, kimi için ise kısa yoldan köşeyi dönmek olarak görülmektedir (Zaten öyle değil mi? diyeceksiniz). Bu nedenle birçok esnaf sadece para kazanmaya ve kısa yoldan zengin olmaya odaklanmakta ve işini ona göre yapmaktadır. Ancak unutulan bir nokta var ki, Meslek bir kişinin aynı zamanda da namusudur. Kişi mesleğine namusu gibi bakmalı ve ona göre yapmalıdır.

Namusuna yani mesleğine söz ettirmemeli, çevresine güven veren ve çevreden saygı kazanan kişi olmalıdır. Zira meslek sadece para kazanma aracı değil aynı zamanda sanat yapılan bir zanaat, insan ilişkilerini öğreten ve toplumu okuyan sosyolog, iş ve ahlak öğreten okul ve çevresine güven veren bir iştir. Meslek yapan ve yapacak kişinin bunların farkında olması gerekiyor. Sadece para kazanmaya şartlanan, iş ahlakından ve hukukundan haberi olmayanlar için hayat kadınları güzel örnek zira çok para var.

Onlarda bile belli ölçüde iş hukuku var. Bu nedenle önce iş ahlakı diyoruz. Geçmiş dönemlerde esnaflarda AHİLİK denilen sistem bulunuyordu. Teşkilat hem esnafı denetliyor hem de müşterilerin şikâyetlerine bakıyordu. Sadece müşteriyi değil, üyesi olan esnafı da koruyordu. Peki, günümüzde esnaf ve iş odaları veya bu gibi kurumlar ne yapıyor? Bu kurumlar kendi üyelerini yeterlilik açısından denetliyor mu? Esnaf ile sorun yaşayan müşterilere yardımcı oluyor mu? Esnaf sorun yaşadığında esnafa yardımcı oluyor mu? Yoksa işleri sadece aidat almak veya bazılarına faizle kredi vermek mi? Ulaşım ve iletişim imkânlarının kolay olduğu şu dönemde bu kurumlar ne yapıyor? Kim kimi koruyor bilen var mı? Esnaf ile müşteri arasında aracılık yapan kişiler var mı? Müşteri sorunlarını yardım almadan mı halletmek zorunda kalıyor? Yapılan iş yapanın yanına kar mı kalıyor

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ