Sizi bilmiyorum ama ben çocukken hep düşünürdüm ‘Kasabayı belediye başkanı, ülkeyi Cumhurbaşkanı yönetiyorsa Dünyayı kim yönetiyor?’ diye. Dünyayı da bir liderin yönettiğini zannediyordum (aslında doğruymuş). Büyüklerime dünyayı kimin yönettiğini sorduğumda kimi dünyanın bir ülke olmadığını o nedenle başkanının bulunmadığını, kimi de tüm ülkelerin üye olduğu BM’nin yönettiğini söylüyordu. Bu konu özellikle de Cumhurbaşkanının ‘Dünya Beşten büyüktür’ cümlesi üzerine gündemime tekrar girdi. Gerçekten de dünyayı kim yönetiyor ve dünya beşten büyük mü?

Birincinin ardından İkinci Cihan Harbinin de patlak vermesiyle bazı ülkeler dünyada barış ve huzurun sağlanması adına, bunlar en çok savaş ve huzursuzluk çıkaran ülkelerdir, bir araya gelerek (Milletler Cemiyeti yerine)1948 de Birleşmiş Milletleri kurdu. Ayrıca kendilerinin daha etkin ve aktif, sözlerinin de geçerli olması için BM içinde bir de Güvenlik Konseyi oluşturdular. Kurulun daimi üyeleri doğal olarak o dönemin güçleri yani kendileri (ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa)oldu. Gruba sonradan Almanya’yı da alarak 5+1 oldular. Diğer ülkelerin(ikinci Sınıf) kalbini kırmamak ve gönlünü almak için (onları adam yerine koyduklarını göstermek için) onları da değişken üye yaptılar. Hani bir ara biz de bu değişken üyelerden olup bu gruba katılmıştık ve bundan dolayı çok övünmüştük. Ama dedim ya biz değişkeniz bizimkisi kısa ve geçici bir aşk oldu. İşte dünya ile ilgili önemli kararlar ilk önce bu kurulda görüşülüyor ve karara bağlanıyor. Ardından diğerlerine sunuluyor. BM Güvenlik Konseyinin aldığı kararlar tüm ülkeleri bağlayıcıdır ve herkes buna uymak zorundadır. Ama ‘dünyada 200’e yakın ülke var, neden beş ülkenin dediği oluyor’ diyeceksiniz. Aynı itirazı Erdoğan da ettiği için yer yer: ‘Dünya beşten büyüktür’ diyor.

Gerçekten de Dünya beşten büyük mü? Yoksa: Büyük olmak ayrı yaşlı olmak ayrı, büyük olmak ayrı güçlü olmak ayrı, dünyayı veya ülkeyi yönetmek ayrı ülkede muktedir olmak ayrı değil mi? Biz galiba bu ince ayrıntıyı kaçırıyoruz. Çünkü büyük olmak muktedir ve güçlü olmak anlamına gelmiyor ve dünyayı ve ülkeleri büyük ve kalabalık olanlar değil güçlü ve muktedir olanlar yönetiyor. Bu nedenle Dünya, değil beşten, iki den bile küçüktür. Zira günümüzde ABD ve Rusya dünyayı yönlendiriyor, birçok kararda onların imzası var ve önemli kararları onlar alıyor. Diğerlerine de cemaatin dediği gibi ‘uyduk imama’ demek düşüyor. Bu ülkeler de, uyduk ABD ve Rusya'ya diyor. Onlardan izinsiz veya habersiz bir şey yapamıyor.

Evet, Beş dünyadan büyük, ABD daha da büyük yani en büyük. Bizde maalesef çokluğa takmak, çoklukla övünmek var. Çoklukla her şeyin hallolacağını zannediyoruz. Müslümanların çokluğuyla övünüyoruz. Türkiye 82 milyon olmuş, Avrupa’nın en kalabalık ülkesiyiz diye övünüyoruz ve hala nüfusumuz artsın istiyoruz. Oysa 8 milyon nüfuslu İsviçre’nin kişi başı milli geliri bizden on kat büyük. Ayrıca Dünyada 57 Müslüman ülke var ve Müslümanların sesi çıkmıyor, çıkanı da kimse dinlemiyor. Dünyayı sarsacak güç (petrol) Müslümanlarda ama sarsılan dünya değil, Müslümanlar oluyor. Dünyada 57 ülke 1.8 milyar Müslüman var ama bu kadar kalabalığın ve çok ülkenin değil de, bir ülkenin veya 14 milyon Yahudi’nin sözü geçiyorsa çok olmanın ne anlamı var. Hatta biz Müslümanlara göre dünyada ABD’nin değil onların sözü geçiyor.

Suriye’de Esad yönetiminden kim rahatsız oldu? Onu kim devirmek istedi? Sadece ABD. Peki, dünya bu işe ne diyordu? Dünyada hemen herkes bu işe karşı değil miydi? Fakat ne oldu? ABD istediği için Esad’ı devirme operasyonu adına iç savaş başlamadı mı? Şimdi soruyorum 150 den fazla ülke karşı

olduğu halde Suriye neden karıştı? Dünya beşten büyük ise o kadar ülke bir ülkeye neden engel olamadı?

Dünya beşten büyüktür diyen biziz ama hareketimizle dünyanın beşten küçük olduğunu tüm dünyaya gösteren de yine biz. Nasıl mı?

Türkiye’nin PKK ve PYD terör örgütlerine yapacağı operasyonlara kim karşı çıktı? Tüm Avrupa (Macaristan hariç), Asya (Azerbaycan hariç) tüm Arap dünyası (Katar hariç). Operasyonu kim istedi veya onayladı? Ya da bu operasyon için biz kiminle konuştuk ve anlaştık? Tabi ki de Rusya ve ABD ile. Peki, neden diğer tüm dünyadan veya ülkelerden onay almadık ya da tüm dünyanın karşı olmasına rağmen, biz neden bu harekâtı yaptık? Sadece iki devlet onay verdiği için olabilir mi?

Tersini düşünelim eğer ABD ve Rusya bu operasyona karşı çıksaydı ve tüm dünya devletleri onaylasaydı biz bu operasyonu yapabilir miydik? Bence bunu kendimize bir soralım kendimizi kandırmayalım. Dünya öyle de Türkiye’de ya da şehrimizde farklı mı? Buralarda kimin sözü geçiyor bir düşünün derim?

Dünya Beşten büyük derken aslında olması gerekenden bahsediliyor ama bildiğiniz gibi dünyada işler olması gerektiği gibi olmuyor. Gerçekte olan ile olması gereken hep farklı olmuştur bizde bunu karıştırıyoruz.

Unutmayalım; Dünyada büyük kalabalıkların sayıca üstün ülkelerin değil, Muktedir ve güçlü olanların sözü geçer, tıpkı ülkemizde de olduğu gibi. Saygılar.