Yıllardır tartışılan, böyle giderse daha da tartışılacak olan bir konu turizm. Geçen haftalarda bu konu ile ilgili Mehmet Bey’in yazısını okudum. Çok güzel tespitler yapmış kalemine sağlık. Bazı noktalarda da hafiften dokundurmuş arif olan anlasın diye. Bende bu konudan mustaribim ve memleketim için bir şeyler yazma ihtiyacı hissediyorum. Çünkü Maraş’ımız Hititlerden beri kadim bir şehir ve içinde birçok medeniyeti barındırıyor ancak bu medeniyetleri yansıtmakta çok sönük kalıyor. Tıpkı turizmimiz gibi.

Turizm konusunun geniş ufuklu kişilerce çözümleneceğine inanıyorum. Dar görüşlü ve turisti potansiyel tehlike görenlerle bu işler yürümez. Hatta bazılarının dediği gibi Turist gelsin de ahlakımız mı bozulsun olur. Tıpkı daha önce şehrimize üniversite açılsın da şehrin ahlakı mı bozulsun denildiği gibi. Memleketimize yön veren ve turizmi geliştirmek isteyen insanların öncelikle bu algı ve anlayışı değiştirmesi ve kırması gerekiyor. Bu nedenle yetkililer bu işi çözmeye azimli ve bu konuya hâkim bir kurul oluşturulmalı.

Maraş’ı, seyahat etmeyi ve turizmi seven biri olarak turizm konusunda gördüğüm eksiklikleri ve naçizane önerilerimi yazmak istedim. Herkes kendince bir şeyler yapmalı değil mi? İnsanlar ilk önce Maraş’a neden gitmeliyim, gitmeme değecek bir şeyler var mı, orada kalmam gerekiyor mu, yoksa Gaziantep’e giderken Maraş’a uğrayıp dondurma yemem yeterli mi? Maraş’ta kalacaksam hangi otelde kalmalıyım, kaç gün kalmalı ve nerelere gitmeliyim benim kalmama değecek bir durum ve gezecek yer var mı? İnsanlar bu gibi sorular soruyor. Ve bu sorulara karşılık bekliyor.

Turistler için gezilen yerlerin popüler olması çok önemli, zira günümüzde insanlar ilk önce popüler yerlere gitmek istiyor. Daha doğrusu popüler olan yerler gezilmeye değer görülüyor. Evet, insanlar hava atmak ve gururlarını tatmin etmek istiyor. İnsanlar popüler yerlere gidilmeyen gezmeleri gezme saymadığı gibi popüler olmayan yerlere gitmeyi de gezme saymıyor. Örneğin: Abant ve Yedi göllere gitmeyen Bolu’ya, Ayder Yaylasına gitmeyeni Rize’ye, Uzun göl ve Sümela’ya gitmeyeni Trabzon’a, Hasankeyf’e gitmeyen Batman’a gitti saymaz. Çünkü oralara gittiğini söyleyenlere sorulan ilk soru, o turistik yerleri görüp görmedikleridir. Hatta Nemrut’a gittiğinizi söyleseniz kimse Adıyaman’ı sormaz bile Adıyaman’da ne olup olmadığıyla kimse ilgilenmez.

Neden böyle oluyor? Çünkü insanlar popüler yerleri istiyor. Kimse Muğla’nın ana caddelerini bilmez ama çoğu kişi Bodrumdaki Barlar sokağını bilir. Birçok insan bazı şehirleri bilmez ama hemen herkes Antalya’nın ilçelerini hatta köylerini bile bilir. Sizce neden?

Bizim de şehrimizi ön plana çıkarmamız ve onu popüler kılmamız gerekiyor. Gezilecek yerleri cazip kılmalı ve meşhur etmeliyiz çünkü şehrimizde bu kapasite var. Bize de bunun reklamını yapmak kalıyor. Antep Çingene kızının yarım yüzüyle Mozaik merkezi oldu. Oysa biz ise Germenicia denilen mozaik şehrine sahibiz ama mozaiklerimizi bilen yok. Cazip kılmanın yolu da meşhur kişileri çağırıp onları reklam yüzü yapmak ve etkinliklere gazete ve kanalları getirecek kişileri çağırmaktır. Belki ilk başta sanatçı için haber olacağız ve insanlar sanatçılar için gelecek ama sonrasında kazanan biz olacağız. Bir noktadan sonra onlara ihtiyacımız kalmayacak ama marka olana kadar marka isimleri kullanmak zorundayız. Marka isimler kullanılmadan marka olmak zor. Herkes reklamla marka olduğuna göre biz neden olmayalım. Hatta marka olanlar bile hala reklam veriyorsa biz neden reklam vermeyelim.

Gerçekten turizmin gelişmesini istiyorsak sadece siyasi ve dini görüşlerimize yakın insanları ve sanatçıları çağırmanın dışında popüler insanlara da yönelmeliyiz. Ülkede ses getiren ve en çok izlenen kanalları çağırmalı ve onları misafir etmeliyiz. Haberleri ajanslardan almak yerine kendilerinin yapmasını sağlamalıyız. Günümüzde etkinliklerimiz ulusal kanallarda hep sonradan çıkıyor ya da buradaki ajanslardan alınarak haber yapılıyor. Neden? Çünkü önemli görülmüyor önemli olsa muhabir gönderilir. Bunu onlar yapmıyorsa biz neden yapmalarını sağlamıyoruz?

Marka ve turizm şehri olmak için her etkinlik ses getiren bir faaliyete dönüşmeli, Maraş denilince insanlar bu şehre gelmek istemeli. Kitap fuarı Anadolu’nun en büyüğü ama onu da medyada gören yok. Yerel kanalların veya ajansların çekimleri yayınlanıyor. Ulusal kanallar gelip neden bu büyük fuarda yayın ve röportaj yapmıyor? Örneğin festivallere ya da fuara her gün bir TV. kanalı davet edilebilir, turizm turları ve şirketleri davet edilip misafir edilebilir. Üniversitelilerimizi de unutmayalım hem ev sahibi hem misafir olan bu gençler bizim reklamımızı yapan en iyi kişiler olacaktır.

Dünya çapında bir dondurmamız varken bunu çok iyi değerlendirmeliyiz. Bu dondurma ile tüm dünya insanlarını getirme potansiyeli var. Dünyayı buraya toplayabiliriz. Tüm dünyaya Maraş’tan dondurma şov yapabiliriz. Dondurma ve ustalar hazır geriye bu şaşaalı etkinliği yapmak kalıyor. İnsanlar yeni yerler ve tatlar istiyor, biz o insanlara bu fırsatları sunalım gerisi kolay. Sizce insanlar neden sadece dondurma yemeye geliyorlar veya başka yerlerde herkes neden Maraş dondurması diyerek dondurma satıyor? Maraş’ın tek popüleri dondurma da ondan olabilir mi?