Yüzüncü yıl, yüzüncü yıl diye bir hikâye ile geçiyor günlerimiz. Bilhassa da 2023 hedefi ile… 2023’te bütün sorunların çözüleceğine ve Türkiye’nin kabuğundan sıyrılıp ABD’yi bile geçeceğine inanan insanlar var. Devletimizin 100. Yılı baz alması ve ona göre dev projeler üretmesi takdire şayan ve alkışlanacak bir durum ancak avamdan bazıları bunu fazlasıyla abartıyor. Tabi bunda da sağda solda TV. ekranlarına çıkıp algı yöneticiliği yapanların etkisi büyük. Bazı güzel büyük hizmetlerin yapılmasını ve 100. yılı sihirli bir değnek zanneden algı yöneticileri halkın da öyle olduğuna inanmasını istiyorlar. Ülkede daha önce derin devlet ve cemaatin yaptığı algı operasyonlarına özenenler ve onu yapmaya çalışanlar var.

Türkiye’nin 100. yılını bekliyoruz ama bir de şehrimizin kurtuluşunun 100. yılı vardı. Ama onu artık beklemiyoruz zira o geçti. Daha öncesinden coşkuyla kutlanan Kurtuluş etkinlikleri devlet himayesine girdikten sonra halktan koptu ve devletin resmi törenlerine dönüştü. Resmi törenler de halk ne kadar coşar eğlenir veya bu işi sahiplenir hepimiz görüyoruz. Gün geçtikçe sönükleşen ve halktan alınıp devlete verilen ve halktan koparılan bir bayrama doğru hızla gidiyoruz. Bu durumdan da zaten halkın belli bir kısmı şikâyetçi ve rahatsız oluyor.

Bu seneki kurtuluş özel ve farklı olmalıydı. Bu sene daha coşkulu ve dinamik kutlanmalıydı. Bunda tüm halk etkinliklere çekilmeli ve hatta Türkiye çapında etkinlikler yapılmalıydı. Ses getiren ülkede gündem olan bir kutlama olmalıydı. Zira bu kurtuluş ilk kurtulan ve kendi kendini kurtaran tek şehrin kurtuluşuydu. Diğer birçok şehre örnek olmuş ve onlar; ‘bizde Maraş gibi düşmanı yenerek kurtulabiliriz’ demişti. Atatürk’ün dediği gibi bu mücadele sadece düşmanının değil, Milletin makus talihinin de yenildiği bir mücadeleydi. Tüm ülkeye örnek olan ve tüm ülkeyi ümitlendiren bir şehre tüm ülke çapında bir kurtuluş yakışırdı. Zira ülkede kurtuluş hareketleri yeni yeni kıvılcımlanırken Maraş kendisini Düşmandan kurtarmış ve düşmanı kovmuştu. Hem de bütün il; köyü, kasabası, ilçesi, merkezi bir ve beraber olmuş Fransız’ı ve işbirlikçilerini kovmuştu. Yani Maraş’ın kurtuluşu sadece bir şehrin kurtuluşu değil, ayrıca ülkeye de bir ümit ve kurtulma azmi veren tüm memlekete örnek olan bir kurtuluş hikâyesiydi. Bu da 100 yılında taçlandırılmalıydı. Ama bizim yöneticiler de dâhil kimse bunun farkında değildi, farkında olanlar da söz sahibi değildi.

Önemi anlaşılamamıştı ama 100. yılı olması hasebiyle Cumhurbaşkanlığı himayesinde kutlanılacağı söylenildi. Bu işin Cumhurbaşkanlığı himayesinde olması Türkiye çapında ve daha kapsamlı bir etkinlik olacağı havası katmıştı. Tüm ülkeye örnek teşkil etmiş bir kurtuluş savaşına da ulusal çapta böylesi bir kutlama yaraşır dedik. Umutlandık. Ve herkes Cumhurbaşkanımız büyük projelerin adamıdır bu kurtuluşta kim bir büyük proje istese hemen verir ve kendisi de şehrimize büyük projeler ve kutlamalar vaat eder diye düşündü. Ama Perşembe'nin gelişi Çarşamba’dan belli olur misali 12 Şubat öncesi etkinlikler şehre pek bir hava katmadı, Türkiye çapında bir faaliyet yapılmadı. Televizyonlarda Maraş’ın kurtuluşu ve ülkeye örnek teşkil etmesi görülmedi ve gösterilmedi. Yine kendimiz çaldık kendimiz oynadık tıpkı diğer etkinlikler gibi. Haklarını yemeyelim bir faaliyet oldu. Ulusal çapta önemli insanların konferansı oldu, o da iyi bir planlama olmadığı için insanların çoğu soğukta dışarda kaldı. Onun dışında şehrimize ses getiren ve ulusal kanallarda ilk haber veya son haber olarak verilecek hatta magazin haberi olacak herhangi bir etkinlik göremedik çünkü yapılmadı. Yani Maraş’ın, Türkiye’nin kalem kaşı ve köşe başı olduğunu gösteremedik.

Şimdi diyecekler ki şehit cenazeleri vs. nedeniyle olmadı. Ama ben bunun onları rahatlatan bir rastlantı olduğunu düşünüyorum. Bu cenazeler onları kurtardı. Ve rahatlattı. Hadi etkinlik ve kutlamalar cenazeler nedeniyle olmadı (aslında kutlamalar şehitler gelmeden çok önce den başlatılmıştı ama neyse) diyelim ve hatta yapılmadığı da iyi oldu diyelim. Peki, büyük etkinlikler yapılamadığı için kendilerini affettirme adına bir şeyler yapılabilirdi. Yöneticilerimiz; ‘Sevgili halkım size şehit cenazeleri nedeniyle büyük ses getiren etkinlikler yapamadık biliyorum ama bunun yerine şehrimizi kalkındıracak şu büyük projeleri şehrimizin kurtuluşunun yüzüncü yılı için özel olarak yapıyoruz’ diyebilirdi. Ve herkes bu güzel davranışı affeder ve etkinliklerin olmamasına kimse ses etmezdi. Ama şimdi öyle mi hem etkinlikler çok cılız oldu hem de Maraş’ın 100 yılına özel bir dev proje göremedik. Ne diyelim.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ...