DÜN bir gazeteci arkadaşım aradı…
 

Dedi ki;
 

Filanın kardeşi aradı…
 

Senin orda "pusuya" yattığını söyledi…
 

Aman dikkat et…
 

*
 

Gazeteci arkadaşa dedim ki;
 

O pusuya yatanın üç metre arkasında bizden biri vardı görmemiş mi?
 

*
 

Anlayacağınız bu şehirde birilerinin "bam teline" dokunulduğunda, o bam teline dokunulan şahıs veya şahıslar, daha önceleri gazetecileri tehditle sindirdikleri için alışkanlık yapmış…
 

Herkesi aynı kefeye koymaya alışmışlar…
 

Nasıl olsa gazetecilerde birlik beraberlik yok…
 

Telefon açar tehdit ederiz, gerekirse bürosunu basarız, öngörüşü hâkim…
 

*
 

Öyle oturup ağız büzerek…
 

Bu şehirde; “Gazetecilik öldü, artık habercilik yapılamıyor, adımız çıkmış dokuza, inmez sekize” falan diye ağlaşanlar!
 

İşte bakın:
 

Demek ki, korkmadan, çekinmeden, belgeli bir haber yapıldığında iyi gazetecilikle nasıl da sonuç alınabiliyor!
 

Görüyorsunuz…
 

*
 

Sosyal medyada tozu dumana katan bir kısım solumtraklar.
 

Feyk hesap açan ve hayâsızca hakaret içeren yorumlarda bulunan sahte kabadayılar…
 

Bu günlerde çoğaldı…
 

*
 

Sözün özü şu:
 

-“At sahibine göre kişner” atasözü misali…
 

-Kanal Maraş bildiği yoldan ilerlemeye devam edecektir…
 

-Öyle tehditlere, saldırılara, pabuç bırakmayız…
 

-Aksine agresifleşir üstüne üstüne gideriz…
 

Bu da böyle biline…