KÖŞE yazılarımı okuyan binlerce insanın özelden bana mesaj atarak; ''Abi müthiş bir yazı, ancak ne beğen yapabiliyoruz, ne de yorum yazabiliyoruz. Ama şunu bil ki, gerçekleri korkmadan yazmandan dolayı seni kutluyoruz. İçimizdeki duyguları yazıyorsun. Doğruları kaleme alıyorsun. Belgesiz, bilgisiz yazmıyorsun. Seni yürekten kutuluyoruz’’ demeleri karşısında…
 

Hem okuyucuların gönlüne girmek, hem de sorunları doğru bir şekilde dile getirmek adına dokunulmayan insanlara eleştiri anlamında köşe yazısında dokunmak ve bunu okuyucularımın özel mesajlarından okumak ve duymak, ayrı bir önem arz ediyor…
 

Hani derler ya ''Marifet iltifata tabidir''
 

Aynı o söz misali…
 

Bugün de ben sizlere, dün postadan adıma gönderilen ve her bir satırı içten, samimi, duyguları içeren bir okuyucumun mektubunu paylaşmak istiyorum.
 

İsmini elbette açıklamıyorum…
 

İnanıyorum ki; Bu mektubu okuyan ve bu mektupta ismi geçen siyasetçi, işadamı, her kimse aynanın karşısına geçip kendi kendilerine ''nerde yanlış yapıyoruz?'' diye soru sorup, özeleştiri yapma imkânı verir mi? Bilemiyorum…
 

Ama ben mektubu okudukça, halkın nasıl bir ruh halinde olduğunu ve oturup bu mektubu yazmak adına zaman ayırıp duygularını kaleme döken bu okuyucuma şükranlarımı sunuyorum…
 

*
 

İŞTE O MEKTUP:
 

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ...