NAGEHAN Alçı’yı tanır mısınız bilmem…

Habertürk köşe yazarı…

Televizyonlarda açık oturumlarda boy gösterir…

Objektif konuşmaz…

Kendisinin gazeteciliğini pek sevmem ama Allah var güzel kadın, el mahkûm haber kanallarını gezerken görüyoruz…

*

Ve dün bu hanımefendi bir yazı yazmış…

Demiş ki:

''Şu gerçeği kabul edelim: Göçmenler artık misafir değil, Türkiye’nin bir parçası''

*

Nagehan Hanımın penceresinden böyle görünüyor olabilir…

Ama ben böyle görmüyorum…

*

Nasıl mı görüyorum?

Şöyle görüyorum:

- Türkiye’nin mülteciler ile işgal altına alındığını görüyorum…

- Dağ, taş, ova, bayır, şehir, belde, her tarafa yerleştiklerini görüyorum…

- Sahilleri doldurduklarını görüyorum…

- Devletin onlara baktığını görüyorum…

- Türk insanının, sessiz ve derinden mültecilere karşı içten içe bir nevi kızgınlık beslediklerini görüyorum…

- Gidişatın iyi olmadığını görüyorum…

- Ülkemin, mülteciler ülkesine döndüğünü görüyorum…

- Türk insanının iş bulamaz bir halde olduğunu görüyorum…

- Okuyan gençlerimizin ülkemizi terk etmek adına yurt dışına gittiklerini görüyorum…

- Suriyeli mültecilere Ensar diyenlerin artık yavaş yavaş onlara başka gözle baktıklarını görüyorum…

- Allah göstermesin mülteci sorununa bir çözüm getirilmezse, ülkem insanının bir iç savaşa doğru sürüklendiğini görüyorum…

- Ve en önemlisi yarın bir gün olası bir seçimde Mülteciler kalsın mı, gitsin mi? Propagandasına dönüşeceğini görüyorum…

*

Madem Nagehan Hanım, ''göçmenler artık misafir değil, Türkiye’nin bir parçası'' diyor…

Alsın evine birer göçmen hizmetçi ve bahçıvan ve özel şoför…

Görelim Türkiye’nin bir parçası mı, değil mi?

Ha gayret Nagehan Hanım…

Yapın bir güzellik, Türkiye’nin parçası olan göçmenlerle bir sabah kahvaltısında buluşun…

Fotoğraflar çektirin…

Denize hep beraber girin ve yüzün…

Komşularınızı göçmenlerden seçin…

Havuzlu villanıza davet edin…

O zaman ''göçmenlerin artık misafir değil, Türkiye’nin bir parçası'' olduğunu anlarım…

*

Diyeceğim odur ki:

Öyle oturduğunuz yerden yazmacık değil…

İcraatınızı görelim Nagehan Hanım…

Şu göçmenlerin yaşadığı bir mahalleye gidin, sahillere bir inin, göçmenlerin iş yerlerinden alışveriş edin, ondan sonra çıkın ve deyin ki:

''Göçmenler artık bizden biri yani vatandaşımız, Türkiye’nin bir parçası olmuşlar''

*

Siz kabul edebilirsiniz…

Ama ben Zinhar kabullenmiyorum…

Atalarımızın kanlarıyla suladığı ülkem topraklarına, mülteci akınına izin verenleri de kınıyorum…
 

***
 

ELBİSTAN'A YAPILACAK KÜLTÜRHAN HİKAYESİ  
 

ELBİSTAN ilçemizden bir vatandaş mesaj attı…

Mesajında diyor ki:

''Mahir Ünal bayramlaşmak için geldiği Elbistan’da; Elbistan’a yapılacak yatırımlarda yeni bir aşamaya geçiyoruz… Bu güne kadar şehrimiz için yaptığımız yatırımlarda yeni bir aşamaya geldik. Bu güne kadar şehrimizin sağlık ve eğitim altyapısını çözdük, ulaşım altyapısını çözüyoruz. Ama asıl şehri ayağa kaldıran kültür ve sanattır. Bir şehrin karakterini, kimliğini varlığını oluşturan kültür ve sanattır. Bundan sonra biraz daha kültüre ve sanata önem vereceğiz. Önümüzdeki günlerde inşallah birkaç defa proje revize olduğu için geciken Kültürhan’ın ihalesi bitiyor ve temeli atıyoruz. Kültürhan’da Elbistan’ımıza bir şehir tiyatrosu kazandırdık. Eğer, bir şehir kendi hikâyesini tiyatronun ve sinemanın diliyle kendisinden sonra gelen nesillere aktarmıyorsa orada büyük bir eksiklik var demektir. Elbistan’ımız büyük bir kültür merkezine kavuşurken bir de şehir tiyatrosuna kavuşacak.’’

*

''Böyle söyledi Mahir Bey'' diyor vatandaş…

*

Ve ekliyor:

''08 Temmuz 2020 de Mehmet Gürbüz, Kültürhan projesini 82 günde tamamlayacağını ve 60 Milyonluk bir yatırım olduğunu söylemişti…

YİKOP’dan gelen projeye tadilat izni alınıp, projeyi gönderen müellife Mart 2020 de 110.920,00 TL teklif mektubu ve doğrudan temin ile tadilatı bile yaptırılmıştı…

Ne oldu?

Geçen sene 60 milyondu, bu sene ne olacak?

Şimdi Mahir Bey çıkmış Kültürhan ihalesi bitiyor ve temeli atıyoruz diyor…

İhale bedeli ne kadar?

Merak ediyorum 21-b’ye yani pazarlık usulüne göre mi, yoksa açık ihale mi yapılacak veya yapıldı?

Elbistanlıları kandırdıkları yeter…

Her geldiklerinde cak, cuk, cik kelimelerinden bıktık…''

*

Mesajında attığı belgeleri görünce:

Mehmet Gürbüz’ün, Mahir Ünal’ı ''yanıltıyor mu acaba?'' demekten kendimi alamadım…

*

Mahir Bey böyle bir yanlışa düşmezdi ama vardır bunda da bir keramet…

*

Ne diyelim:

08 Temmuz 2020 de, 82 günde Meydan ve Kültürhan projesi bitirilecek diyen Mehmet Gürbüz’ün açıklamasının üzerinden 382 gün sonra, Mahir Bey yeniden bu projeyi Elbistanlılara açıklıyorsa…

Mesaj atan vatandaşa ''Ne var bunda canım'' dedim…

- 300 gün sonra yeniden açıklama yapmışlar işte…

- Bak yapacaklarmış…

- Kültürhan projesini… Kültüre de önem vereceklermiş…

- Sen yat kalk dua et…

- Mahir Ünal bu açıklamayı yaptı…

- Ya bir de geçen seneki gibi Mehmet Gürbüz çıkıp açıklasaydı…

- Bir 300 gün daha beklerdin…

*

Demem odur ki:

Mahir Ünal’ın sözünü yere düşürürse Mehmet Gürbüz…

Orasını işte, hiç aklıma getiremiyorum…

*

Aman bu ihale de, şekerci Leyla’ya verilen araç kiralama işi gibi olmasın ha…

Gözüm üstünüzde…

Çünkü Mehmet Gürbüz’ün alıştığı 21-b’ye göre pazarlık usulü ihalelerin verildiği herkesin malumu…

Aman Mahir Bey, buna dikkatinizi çekmek istiyorum…

*

Demedi demeyin:
 

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ...