ŞEHİR SİYASETİ son günlerde iyiden iyiye ısınmaya başladı.

Milletvekillerinin sosyal medya paylaşımları ile yaptıklarını ve ziyaretlerini kamuoyuna duyurmaları…

Basın ile aralarına mesafe koymaları…

Her geçen gün halktan kopmaları…

İstasyon köprüsünün ve odun ambarı kavşağının söz verildiği halde bir türlü bitirilmemesi…

Kalenin halka açılmaması…

İlerleyen günlerde bu ısınmanın boyutunun büyüyeceğinin işaretiydi…
 

*
 

Geçen hafta AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal’ın Kurban Bayramından önce verdiği söz gereği yerel basın ile bir araya geldi.

Herkes kucağındaki taşları döktü.

Dedim ya!

Siyaset, şehir siyaseti yavaş yavaş ısınacağa benziyor…
 

*
 

Mahir Ünal’ın bu adımı bana göre, AK Parti’nin önümüzdeki Eylül veya Ekim ayında yapacağı Kongre için bir nebze Kahramanmaraş’ta; “sorun istemiyorum, eleştiri istemiyorum, hele hele basınla hiç itişme kakışma istemiyorum” demenin, tabiri caizse pası ayağından atmasıydı…

Pası kime attı?

İl Başkan yardımcısı ve medyadan sorumlu Hakan Dereli’ye…

Mahir Ünal; AK Parti olarak, basınla sorunları çözmek adına Komisyon kurulmasını teklif etti…

Komisyonun kimler tarafından oluşmasına karar verildi.

İktidar kanadından Hakan Dereli, Gazeteciler kanadından dört cemiyet başkanı…

Neyi, nasıl çözecekler meçhul.
 

*
 

Kanal Maraş hariç diğer arkadaşların hepsi komisyon kurulmasını kabul ettiler…

Mahir Ünal ise Kanal Maraş’ı Televizyon kategorisine katarak bir nebze komisyon içerisinde değerlendirmeye tabi tutulmayacağını deklare etti.

Peki, komisyon ne karar alacak?

Kaç ay sürecek?

Belli değil…

Kurulmuş olan bu komisyondan nasıl bir karar çıkacak inanın herkes gibi bende çok merak ediyorum…
 

*
 

Şimdi gelelim sorunun özüne:

İster bu yazdıklarımı can kulağı ile dinlerler, isterlerse dinlemezler.

Şöyle ki:

Bu şehirde basın, özellikle yerel basın göz ardı edilmemeli…

Küçük görmemeli, görülmemeli…

Mutlaka değerlendirmeye tabi tutularak destek verilmeli…

Yok, bu şehirde yerel basın yok olacak zihniyeti hâsıl oluşursa?

Böyle bir algı yaratılırsa?

Hele hele böyle bir adım atılırsa?

Bırakın bu şehirde siyasetin ısınmasını, alevleri göğe yükselir…

Çünkü…

AK Parti 17 yıldır genç ve dindar bir nesil yetiştirmek için Vakıf ve derneklere destek verdi.

Bu yönde birçok muhalif büyük dev medya gücünü de ele geçirdi.

Aydın Doğan gibi dev bir adamı baypas etti.

Hürriyet gibi sistemin amiral gemisini pasifize etti.

Bütün bunlar niye yapıldı?

İktidarı kaybetmemek ve basın gücünü elinde bulundurmak ve tutmak için…
 

*

Madem Vakıflara, derneklere ve büyük medya gücüne önem veriliyor…

Yerel medya gücüne de önem verilmeli…

Yok komisyon, yok komisyondan karar çıkartmak, yok yerel medyayı dizayn etmek, bana göre yanlış bir adımdır.

Medyaya destek konusunda komisyon kurulması bize göre son derece yanlıştır.

Üç aşağı beş yukarı belediyeler kimin nasıl çalıştığını çok iyi bilmektedirler.

Yani…

Belediyeler kendi hizmetlerini kamuoyuna duyuracağı medyayı, kendileri belirlemelidir.

Bu konu da; baskın bir gücün veya bir siyasetçinin, basınla belediyelerin arasına girerek korku dağı oluşturması demokrasiye ve basın özgürlüğüne bir darbedir.

İsteyen belediye, istediği medya kuruluşundan hizmet alabilir.

Bu konuda belediyeler serbest bırakılmalıdır…
 

*
 

Sözün özü şu:

AK Parti özelde Kahramanmaraş’ta, genelde ise Türkiye de yeniden bir toparlanma süreci içerisine girecekse, bunun yolu medya ile kavga etmek değil, istişare, diyalog ile birlikte hareket edip bu ülkede ikinci bir güç olan medyanın sesine kulak vermelidir. 

Çünkü…

Bu ülkede iktidar, gücünü milletten almaktadır.

Doğru…

Ancak Millet ile iktidar arasındaki köprü de; Medyadır…

Bu kesinlikle unutulmamalıdır…

​​​​​​​