BİR İNSANIN bilmediğini bilmemesi kadar, kötü bir şey olamaz.

Bilmemeyi anlarım.

İnsan her şeyi bilmez durumunda değildir.

Ama bilmediği halde biliyor pozisyonuna yatmak daha da kötü bir durumdur.

Birde şu var:

Sosyal medya fenomenleri bir yana, her hangi bir konu hakkında bilgisi olmayan, bilmediğinin farkında da olmayan bir sürü insan, sosyal medya aracılığıyla her konuya neşter sallıyor.

Bir nevi sahte klavye kabadayılığı yapıyor.

Amacı konuyu öğrenmek değil…

Muhalefet olacak ya!

Egosunu tatmin edecek ya!

Sallıyor da sallıyor…

Çünkü şartlı bakıyor olaya…

Saplantı halinde kendi doğrusunun doğru olduğunu düşünüyor.

Yanlış düşündüğünü kabullenemiyor.

*

Bunları niye söylüyorum…

Şunun için:

Dün “Elektriği Akedaş üretmiyor” diye bir yazı yazdım.

Aman Allah…

‘Hakaret’ içeren yorumlar yazan yazana…

Ne kalemimizin satılmadığı kaldı…

Ne de kaç para aldın ithamı ile suçlanmama.

*

Kanal Maraş’ı kurarken “Güçlünün değil haklının sesi” sloganı ile yayın hayatına girdik.

Beni satın alacak para daha icat olmadı.

Bugüne kadar yazdığım yazılar ortada…

Nerde bir haksızlık var ise hep dile getirmişimdir…

Doğru ney ise savunmuşumdur.

Bazen siyasetçileri karşımıza almışız, yermişiz, ama doğru bildiğimizi söylemişiz…

Akedaş konusunda da, yazdığım yazının sonuna kadar arkasındayım…

Elektrik konusunda Devletin ilgili kurumu olan EPDK’nın Kurul kararı apaçık ortadadır.

Bu kararı uygulamak Akedaş’ın yükümlülüğüdür.

Sosyal medyada o kadar bağnaz yorumlar ve haksız ithamlar yapılıyor ki…

Akedaş’ın ortakları olan bu şehrin saygın işadamlarının boy boy resimleri paylaşılarak kişilik haklarına saldırılar yapılıyor.

Ayıptır günahtır ve vebaldir…

*

Tekrar belirtiyorum:

Akedaş “Ucuz elektrik almak için daha önce anlaşma yapan” tüketicileri yeni sözleşme yapmak üzere davet ediyor…

Diğer aboneler için herhangi bir davet söz konusu değil…

Yani belli bir KW elektrik tüketen ve ucuz elektrik sözleşmesi yapan tüketiciler haricinde olan normal abone sahiplerini ilgilendirmiyor.

Ucuz elektrik tarifesini kullanmak isteyen tüketici ister bu davete icabet eder sözleşmesini yeniler ve daha önce yaptığı abone bedelini günceller, isterse ucuz elektrik tarifesinden vazgeçer.

Bu EPDK’nın kurul kararıdır.

Türkiye ekonomisine saldıran sözde müttefiklerimiz sayesinde Dolar’ın sert yükselişi nedeniyle Elektrik, doğal gaz ve petrol olmak üzere lokomotif ürünlere zam yapılmasının şart olduğunu unutmamamız gerekir.

Üç ayda bir tarife yenilenen elektrikte, ekonomideki bu olağan durum sayesinde fiyatlar nerdeyse her ay yenilenir duruma gelmiştir.

Her ay elektrik faturasındaki değişiklikler görülmektedir.

Bu fiyatlandırmayı da EPDK yapmaktadır.

Kaldı ki bana göre bir nevi zorunluluktur.

Çünkü Doğalgaz ve Elektrikte dışa bağımlıyız.

Çünkü Devletimiz batarsa bizde batarız.

Onun için evlerimizde ve işyerlerimizde kullandığımız Elektrik sarfiyatını azaltmak adına tasarrufa gitmek zorundayız. Her odanın ışığını yanık bırakmamalıyız. Elektrik tarifelerindeki yenilenen fiyatların Ekim ayından sonra faturalara yansıyacağını şimdiden belirtmekte fayda var.

Önümüz kış, geçen sene normal bir dairenin doğalgaz masrafı 300 ile 400 TL arasındayken bu kış hemen hemen herkes 600 TL üzerini göze almak zorundadır.

Yarın (Çarşamba) Akedaş Genel Müdürü Medine Tanış hanımefendi ile Açık Masa programında bir araya geleceğiz.

İçtenlikle tüm soruları soracağız.

Abone bedelini, tarife fiyatlarını, tüketicinin yapması gereken işlemleri, Açma kapama durumunu, güncelleme konusunu, ucuz elektrik meselesini enine boyuna açık masa da tartışacağız.

*

Son söz olarak:

Sosyal medyada bir kaşık suda fırtınalar koparan, eline aldıkları kısa küreklerle hakaret içeren paylaşımlarda ve yorumlarda bulunan tüm kişiler hakkında şahsım adına yasal müracaatların yapıldığını belirtmek isterim.

Onlara ve diğer tüm vatandaşlarımıza buradan bir çağrıda bulunuyorum:

Kanal Maraş’ın yeri belli…

Her kim Akedaş tarafından haksızlığa uğradığını belirtiyorsa buyursun gelsin onlarla birlikte Akedaş’ın kapısını çalmak boynumun borcudur.

Yok, haksız yere ithamlarda bulunuyorlarsa?

“O zaman iki laf söylemek benimde hakkımdır…”