Vakit iftara doğru, Ahır Dağı’ndan esen ılık rüzgâr, bir yuvanın penceresinden içeriye girip, hane halkının yüzlerini okşayarak, gönüllere manevi bir atmosferi taşıyordu..Ramazan ayı girdiğinde,hep çocukluk günlerimden kalan iftar saatleri gözümde canlanır. Kaleden atılacak topu heyecanla bekler,taşlardan yaptığımız kalenin.top atışı ile yıkılışı,fırından dan yeni çıkmış pide ve ekmeğin kokusu ,çocuksu manevi duygumuzla buluşur du,adeta ekmekleşirdik.

O sıcacık ekmekle buluşmak ,dağarcığımızda ekmeğe olan saygımızı da hep yüceltmiştir. Ekmek deyince ekmeğe ait toplumda çok söylenen özlü sözleri de bir hatırlayalım.

Ekmeğine kuru, ayranına duru mu dedik./ Ekmeğine yağ sürmek /Ekmeğini eline almak. /Ekmeğinden olmak. / Ekmek parası kazanmak. /Ekmeğini taştan çıkarmak./Açlık ile tokluğun arası bir dilim ekmek.

“Eve ekmekle tuz götürmeyi Böyle havalarda unuttum” der şiirinin mısralarında, Şair Orhan Veli Kanık.

>>>>>> HABERİ OKUMAK İÇİN <<<<<<