BU GÜNLERDE kamuoyunda en çok konuşulan konu bu…

*

AK Parti’nin Kahramanmaraş’ta bir ilçe teşkilatında dönen çarklar…

*

İlçe yöneticisi ve İlçe Başkanı’nın gizli ortaklığı…

*

Faturaların çokluğu ve kabarıklılığı…

*

Bu ikiliye kimse dur demiyor, diyemiyor…

*

Neden?

*

Burada samimiyetle bir parantez açmak istiyorum…

Çünkü:

Bu davanın kurucu lideri Recep Tayyip Erdoğan, 14 Ağustos 2001 yılında Partinin kurulması için dilekçesini verirken, Türk siyasetine kalite, yenilik, kurumsallık, prestij ve itibar getireceğini söylemişti.

*

Bu cümlelerin en başında da asla, “hesabi değil hasbi olacağız” demişti.

*

Parti içerisinde her zaman milletine şeffaf davranan ve asla ‘hesabi’ içerisinde olmayan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan en son 21 Mayıs’ta yapılan yuvaya dönüş kongresinde de teşkilat üyelerine mesaj vermiş, mental yorgunluğu yani zihinsel yorgunluğu olan teşkilat mensuplarıyla yollarını ayıracağını belirtmişti.

*

Yiğidin hakkını vermek gerekirse AK Parti’nin İl teşkilatında mental yorgunluk olduğunu düşünmüyorum.

*

Her zaman şeffaf ve şeffaflıktan ödün vermeyen, hesabi düşünce içerisinde olan teşkilat üyelerini saat, gün, zaman demeden silebilen,(örnekleri var) halkın sevdiği il başkanı Ahmet Özdemir’in son referandum çalışmalarında da profesyonellere taş çıkaracak nasıl program yaptığını gördüm ve Türkiye geneline göre alınan seçim sonucunu hep birlikte biliyoruz.

*

Ben bugün bir ilçe başkanını ve onun gizli ortağı olan ilçe yönetim kurulu üyesini buradan yazmak istiyorum.

*

Ve apaçık deklare ediyorum.

*

Seçim zamanlarına bir bakın, 2014 yerel seçimlerinde herkes partiye bir katkım olsun diyerek her yöneticinin cebinden binlerce TL toplanıp havuza atılırken, bu havuzdaki biriken kaynağa genel merkezde katkı yaparak yerel seçimlerde harcanmasını ister.

*

Ama gelin görün ki, benim uyanık ilçe yönetim kurulu üyesi, hemen bir reklam şirketi kurar. İlçe başkanını da gizli ortağı yapar. Partinin tüm reklam çalışmaları o şirkete verilir.

*

Meblağ 1 ise 3, 3 ise 5 yazılır.

*

Hasbi olan yöneticilerin tümü maddi, manevi ve tüm zamanını seçimlerde harcarken, bu iki uyanık sözde Ak Partili bence AKP’li ceplerini doldurmaya başlar.

*

Ak Partinin tüm olanaklarını kullanarak yılda milyonlarca lira para kaldırırlar…

*

Kendi partisinden bile yüzbinlerce lirayı almak için kırk takla atan bir adamın partiye hangi gözle baktığını siz değerli okurlarım karar versin…

*

Parti davası mı? Cep davası mı?

*

Sayın Cumhurbaşkanım, Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Sayın Mustafa Ataş…

*

Hem kendi partisinden hem kendi partilisi olan ilçe belediyesinden toplamda milyonlarca lira kaldıran bu şahısların durumu…

*

Hasbi mi? Hesabi mi?

*

Alıyorlar, veriyorlar sanki kendi beylikleri gibi yaşıyorlar…

*

Ayrıca reklamın yanı sıra o belediyeden başka hangi alanlarda kimlerin faturasıyla para kaldırıyorlar, bunu da çok merak ediyorum…

*

O kendine göre hasbi, bize göre hesabi olan ilçe başkanı, gizli ortağı olduğu şirketin alacaklarını bizzat kendi takip ediyor…

*

Ne de olsa bir ilçe başkanı, kimse ona yok diyemiyor…

*

Eğer Ak Partide dava adamlığı bunun gibi adamlarla oluyorsa, vay bizim halimize.

*

Şimdi sözün bittiği yerdeyiz…

*

Bu gidişe AK Parti teşkilat başkanı Sayın Ataş karar verecek…

*

Bu ilçe başkanı ve o yöneticisiyle 2019’a doğru devam mı edecek? Etmeyecek mi?

*

Parti müfettişlerini görevlendirip küçük bir araştırma yaptırsa, 2014 yılından bu yana kesilen faturaları inceletse, bu iki kafadarın milyonlarca lirayı nasıl ve kimin üzerinden cebe indirdiklerini görecek.

*

Demem o ki:

‘Hesabi’ içerisinde olan bu ilçe başkanı ve yöneticisinin yaptıkları, bu dava uğruna her şeyini ortaya koyan ‘hasbi’ yöneticilere de bir nevi ihanet etmiş olmuyor mu?

*

Olmaz olur mu?

*

Bence ihanetin daniskası oluyor…