BANA soruyorlar:

Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Başkana karşı “tavrını” çok merak ediyoruz?

Enteresan değil mi?

Herkes benim tavrımı merak ediyor…
 

*
 

Onlara diyorum ki:

Ne tavrı?

Veya niçin tavır alayım?

Beş ay olmuş daha göreve geleli…

Belediyenin bütçesi ve içerisiyle uğraşıyor…
 

*
 

Hatırlayın şöyle bir:

Erkoç bile göreve geldiğinde kaç özel kalem müdürü değiştirdi?
 

*
 

Veya daha açık bir ifadeyle sorayım:

İlk üç yıl ne yaptı?

Hiçbir şey…

Şöyle demedik mi?

Kardeşim Büyükşehir statüsüne geçildi, kolay değil sistemin oturması falan…

Zaman verilmesi lazım…

Demedik mi?

Dedik…

Hatırlayın…

Erkoç; Son iki yılda yaptı ne yaptıysa…

İyi mi yaptı? Kötü mü yaptı? Zaten kamuoyu sorguluyor, konuşuyor, değerlendiriyor…
 

*
 

Peki, Hayrettin Başkanın elinde sihirli bir değnek mi var?

Tabi ki yok…

Bir inşaata bile başlarken önce projesi, sonra binanın oturumu için hafriyatı ve temel tablası, sonrası malum betonarme bitiminde duvarı örülüp dış cephe güzelleştikçe binada ortaya çıkıyor…

Bunlar için bir süre geçiyor değil mi?

Hani bir deyim var ya!

“Boya küpü değil ki hemen daldırıp çıkarasın…”
 

*
 

Hayrettin Başkan önceki gün Genişletilmiş İl Danışma Meclisi toplantısında hemen hemen göreve geldiği beş ayı özetliyor…

Kanal Maraş internet TV bu konuşmanın tamamını yayınladı.

Memurların özlük haklarından, daire başkanlarının görev değişikliğine, tasarruf tedbirlerinden, Çin ile kardeşlik şehrine varıncaya kadar ve basında ve sosyal medyada çıkan tüm eleştirilere cevap verdi...

Bence doğrusunu yaptı.

Bana göre Başkanlar hiç olmazsa üç ayda bir kamuoyuna yaptıklarını anlatmalı…

Ben şahsen Hayrettin Başkan’ın görev süresi içerisinde bu şehre artı değer katacağına inanıyorum.

Zaman her şeyin ilacıdır…

Hayrettin Başkana kesinlikle zaman verilmeli ve zaman içinde yaptıklarını veya yapamayacaklarını sorgulamalıyız.
 

*
 

Hani üstada biri sormuş ya:

-Kırılan kalp yine sever mi?

Üstat da; Evet demiş…

Adam peki demiş,

-Üstadım siz hiç kırılan bardaktan su içtiniz mi?

Üstat da cevap vermiş;

Peki, sen hiç bardak kırıldı diye su içmekten vazgeçtin mi?
 

*
 

Biz her ne olursa olsun su içmekten vazgeçmeyiz, vazgeçmemeliyiz.
 

*
 

O yüzden benim tavrımı merak edenlere sadece şunu söylemek istiyorum…

Üstat diyor ya:

Yarın elbet bizim, elbet bizimdir;

Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!

‘Tomurcuk derdinde olmayan ağaç, odundur.’
 

*
 

Demem odur ki:

Bizim derdimiz Kahramanmaraş olduğuna göre, “hepimizin tek derdi dalında açan tomurcuk olmaktır.”