DÜN bir büyüğüm aradı…

*

Yeni Şafak Gazetesi yazarı Hasan Öztürk’ün ‘Kibirle yürüyerek yolu incitenler’e…yazısını bir oku dedi…

*

Hemen okuyuverdim…

*

Gerçekten Üstat, muhteşem bir yazı kaleme almış…

*

Okudukça etkilendim…

*

Etkilenince bu yazının bazı kısımlarını sizlerle paylaşmak istedim…

*

Özellikle din bezirgancılarının bu yazıyı okumasını tavsiye ederim...

*

İşte o yazı:

HESAP YAPANLARIN ŞAŞIRMIŞLIK HALLERİ

Erdoğan'ın genel başkan olması ya da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Ak Parti Genel Başkanı olması kadar Ak Parti'nin yeni yönetiminde de değişim yaşanması kongrenin önemli hadisesidir.

Kongreyi yerinde takip etme şansım oldu. Sabahın erken saatlerinden akşam saat 18.30'a kadar Ankara Arena ve çevresindeydim.

Salona girebilenlerle de salon dışındakilerle de konuşma şansım oldu. Ak Parti'nin yeni yönetimine girenlerle de listede kendisine yer bulamayanlarla da konuştum.

Ak Parti içinde kendi networklerini daha aktif hale getirmek isteyenler hüsrana uğradı.

Tasfiye bekleyenler de…

Bir mutabakatla yeni yönetim belirlendi.

Şaşkın olanların çoğunun şaşırmışlık halleri “kendi çıkar hesapları”nın tutmamasıydı.

Bunlar önemli belki ama ben size zaman zaman eleştirdiğim bir husus konusunda Cumhurbaşkanımızın kongre konuşmasında verdiği mesajdan bahsetmek istiyorum.

Yok yok, “veda”, “fatiha”, “hedef” ya da vuslat üzerinden verdiği mesajlardan bahsetmiyorum.

Sevgili Bestami Yazgan ağabeyin “Gülü İncitme Gönül” şiiri üzerinden verdiği mesajdan bahsediyorum.

KİBİR ABİDELERİNE ŞİİR İLE GÖNDERME

Ak Parti'de öyle bir zümre oluştu ki “kibir abidesi” hepsi.

Yürürken…

Trafikte araç kullanırken…

Konuşurken…

Astıyla iletişim kurarken…

Sıradan vatandaş ile ilişki geliştirirken…

Öyle bir kibirle yaklaşmalara şahit oluyoruz ki…

Bunların “muhafazakar” insanlar olduğuna inanamıyor insan.

Bunların dindar olduğuna inanamıyor insan.

Bunların yerli olduğuna inanamıyor insan.

Paraları var…

Ama paranın kültüründen uzaklar.

Unvanları var ama o unvanın çok gerisinde vizyonları…

Yıllarca eleştirdikleri Kemalistlerden bir farkları yok.

Topluma, millete üstenci bir bakışla bakmaya başlamışlar.

Ukalalar, cüretkarlar…

Olabildiğine de cahiller!

Raconu parayla kesip, unvan ile imzalayıp; yürüyüp gitme eğilimindeler…

Bu halleriyle, kırdıkları gönüllerle dolu etraf.

Mensup oldukları siyasal partinin gücünü kendilerine statü, para ve şöhret için kullanıyorlar.

Hem kel, hem fodullar…

Lakin kerameti kendinden menkul sanıyorlar!

Onların cümlesine “Gülü incitme gönül” diyerek mesaj verdi Erdoğan…

Ben de o mesajı 3. Ak Parti Olağanüstü Kongresi'nin en önemli mesajı olarak not ettim.

İşte Cumhurbaşkanımızın okuduğu o kibir abidesi gibi ortalıkta fink atanlara göndermelerle dolu Bestami Yazgan ağabeyin şiiri.

GÜLÜ İNCİTME GÖNÜL

Çiçeklerle hoş geçin,

Balı incitme gönül.

Bir küçük meyve için

Dalı incitme gönül.

*

Konuşmak bize mahsus,

Olsa da bir güzel süs,

'Ya hayır de, yahut sus.'

Dili incitme gönül.

*

Sevmekten geri kalma,

Yapan ol, yıkan olma,

Sevene diken olma,

Gülü incitme gönül.

*

Başın olsa da yüksek,

Gözün enginde gerek,

Kibirle yürüyerek

Yolu incitme gönül.

*

Mevlâ verince azma,

Geri alınca kızma,

Tüten ocağı bozma,

Külü incitme gönül.

*

Dokunur gayretine,

Karışma hikmetine.

Sahibi hürmetine

Kulu incitme gönül.

(Bestami Yazgan)

 

***

 

RAMAZAN AYI…

 

MÜBAREK AY…

Dini vecibemiz olan oruç için ilk sahura kalkmamıza birkaç gün kaldı…

Bazı şarlatanlar sosyal medya hesabından ortalığa çıkmaya başladı…

*

Diyorlar ki;

-Fakir aile ile birlikte iftar edip onların yemeklerini ellerinizle yedirilebilecek ve bayram harçlıklarını da verebilecekseniz beni şu şu telefondan arayınız…

-Rezervasyon yaptırınız…

-Kontenjanımız 100 aile’dir…

-Acele etmeniz menfaatinizedir…

*

Şu şarlatanlara bakın ya!

-Rezervasyon yaptıracaklarmış…

-Kontenjan sınırlıymış…

-Acele edilmesi menfaatleriymiş…

*

O şarlatanlara diyorum ki;

-Ne menfaatleri olacak?

-Birde onu yazsaydınız tam olurdu…

*

Benim Kahramanmaraşlı kardeşlerime naçizane tavsiyem…

Siz siz olun bu tür şarlatanların paylaşımlarına itibar etmeyiniz…

Öncelikle akrabalarınızda, yakınınızda, mahallenizde, fakir fukarıyı siz daha iyi bilirsiniz…  

Gidip bizatihi yardımlarınızı, zekâtlarınızı, fitrelerinizi ellerinizle veriniz…

Öyle telefon açarak, rezervasyon yaptırarak değil…

İl Müftüsü’nün çağrısı da, “yardımlarınızı ellerinizle veriniz” yönünde…

Benden hatırlatması…