TAKİPÇİLERİMİZİN bazıları, hangi parti veya hangi siyasetçi olursa olsun, kendilerine yakın gördükleri hakkında yazdığımız “eleştirilsel” yazılara anında “hakaret” içeren yorumu basıyorlar.
 

Diyorlar ki:
 

Eyyy yazar; “Yanlısın… Taraf tutuyorsun… Seçim ayı geçim ayı… Taraflı medya… Yağcı…”, derlerken bazı takipçilerimiz ise işi hakaret boyutuna getirip, hasmane tutum içinde, “Yalaka… Yine yalıyorsun… Mutlaka görmüşlerdir seni…” gibi sözler sarf ediyorlar.
 

Oysaki…
 

Eleştiri, bir şeyin daha iyi olması ve düzelmesi için yapılır... Meddah ve amigo olmaktansa, hakikati; Sultan da olsa yüzüne haykırmak mertliktir…
 

Hep alkışlayan, patlıcanın dalkavuğu gibi olur…
 


 

Usta yazar “Ahmet Hakan” bir yazısında şöyle diyor:
 

“…Ben eleştiriyi ayırmam: Eleştiri eleştiridir.

Benim açımdan...

“Dostane eleştiri” de azizdir, “hasmane eleştiri” de...

Keramet gösterip denizin üstünde yürümeyi başaran adama “denizin üstünde yürümek yerine neden karayolunu tercih ettin?” demek de makbuldür, “sen yoksa yüzme bilmiyor musun?” diyerek muzırlaşmak da...

Ne yani?

Bu âlemde ne yapılırsa yapılsın göklere çıkarmaya dünden razı olmak sonuna kadar meşru olacak da, ne yapılırsa yapılsın “yerin dibine batırma” ya dünden razı olmak “hasmane tutum” denilerek gayrimeşru mu sayılacak?”
 


 

Yani anlayacağınız bu şehirde eleştiri yazdığımız zaman taraftarlarca düşman gözüyle bakıldığı ve “hasmane” tutumdan öte “düşmanca tavırlar takınıldığı” ve işi “hakaret” boyutuna götürüldüğü bir gerçek…
 

Her ne kadar Ahmet Hakan “dostane veya hasmane eleştiri azizdir” dese de…
 

Bende diyorum ki:
 

“Dostane veya hasmane eleştiriye” EYVALLAH…
 

Ancak, “Hakaret içeren eleştiriye” HAYIR…
 

*
 

O yüzden…
 

Sadece şunu söylüyorum:
 

Ayna karşısında yazacağı yorumları öncelikle kendi kendine konuşan bu şahsiyetler o kadar acz içerisindeler ki, sahte fek hesap veya sahte isimlerle yazdıkları “hakaret” içeren yorumlarda bulunmaları bence kendi terbiyelerini ve kişisel şahsiyetlerini ortaya koyuyorlar…
 

Ve ben, o hakaret içeren yorumlarda bulunan takipçilerimize sadece şu atasözlerini hatırlatmak istiyorum:
 

“Dam üstünde saksağan vur beline kazmayı”
 

“Adam adamdır, olmasa da pulu; eşek eşektir, olmasa da çulu”
 

***
 

DİP NOT: Hakaret içeren yorumlar yazan takipçilerimizin “İP” numaraları Cumhuriyet Başsavcılığına şikâyet dilekçesi yazılarak verilmektedir. Bilgilerinize...