ÖNCEKİ gün tüm Türkiye bir magandalık olayına şahit oldu.
 

Hem de ne magandalık.
 

Bence buna şeytani ruhlu demek gerekir.
 

Olay şudur:
 

Yedi aylık hamile kadının içinde bulunduğu aracın önünü yol vermedikleri gerekçesiyle keserek dikiz aynasını kıran ve aracı teklemeyen maganda ruhlu kişi, savcılıkta özrü kabahatinden büyük ifadesinde; "Ben kesinlikle bayanın hamile olduğunu bilmiyordum. Ve 'hamileyim' diye bağırmasını camlar kapalı olduğu için duymadım. Ağır tahrik altında böyle bir olay yaşandı." demiş.
 


 

Bir özür kelimesi bile yok ifadesinde.
 

Tam bir magandalık örneği.
 

Tam bir öküzlük örneği.
 

*
 

Eskiden bir adap, bir çelebilik vardı.
 

Kentli kültürüne adapte olmamışlarda bile Anadolu’dan getirdiği bir “Hürmet” duygusu olurdu.
 

Hiç değilse yanında kadın olan adama bir şey demezlerdi.
 

En azından eşinin yanında kocanın üzerine yürümek adamlık sayılmazdı, yapılmazdı.
 

Hele hele hamile bir kadın varken ortada.
 

Bunlar bile kalmadı.
 

Herkeste bir terbiyesizlik, bir kabalık, bir yabanlaşma hali.
 

Bu rezil olay kayda alındığı için görüldü, duyuldu, tepki gösterildi.
 

Her gün bunlardan onlarcası yaşanıyor.
 

Kimsenin haberi olmadan.
 

Çünkü “toplumca adabımızı, edebimizi, insanlığımızı kaybettik" diyor Habertürk yazarı Fatih Altaylı.
 

*
 

Hamile kadın olayında adaletin değil medyanın gücü vesilesiyle adalet sağlandı.
 

Bu olay kayda alınmasaydı ve toplumsal desteği olmasaydı, zulme maruz kalanlar Cumhuriyet Başsavcılığına başvurduklarında sonuç ne olurdu?
 

Koskoca bir hiç…
 

*
 

Geçenlerde bir Maraşlının ev almak için bankadan çektiği 139 bin lirayı çalıp polisle çatışmaya girenler adaletçe serbest bırakıldı.
 

Bu olayda da kamera kaydı vardı.
 

Savcılık baktı ki pabuç pahalıya mal olacak, derhal tutuklama kararı çıkardı.
 

Dün savcılığı arayıp zanlıların tutuklanıp tutuklanmadığını sordum.
 

"Hayır, yakalayamadık" dedi.
 

O halde onları serbest bırakan hâkimi tutuklayın dedim.
 

“O görev mağdurun şikâyetiyle olur” dedi.
 

Mağdurun yerinde olsam, adaleti saptıran, mağduru değil de hırsızı koruyan hâkime dava açarım.
 

Ha sonuç mu?
 

Belki yine bir şey çıkmaz lakin hiç olmazsa o hâkimi sanık sandalyesine oturturum.
 

*
 

Yazımın başına dönecek olursam…
 

O maganda ruhlu adama bir çift söz söylemek istiyorum.
 

Heyyy maganda ruhlu adam. “Sen dağ başından mı geldin?” diyeceğimde, o dağ başında yaşam mücadelesi veren insanlarımıza saygısızlık olur diye…
 

Sana ben:
 

“Orman ayısı” demekten başka kelime bulamıyorum.
 

“Ayılar kusuruma bakmasın…”