ONYEDİ Ağustos, gece saat 3.30…

Yorgun argın işten eve dönüyorum.

Bir an başım dönüyor…

Ayakta duramıyorum…

Sallanıyorum…

Yok, yok…

Bu yorgunluktan değil…

Bu baş dönmesi hiç değil…

Etrafımdaki evler birer birer yıkılıyor…

Rüya mı görüyorum yoksa diyorum…

Ellerimle gözlerimi ovuşturuyorum.

Bu rüya değil…

Sanki kıyamet kopuyor.

*

Eve doğru koşuyorum…

Bildiğim bütün duaları okuyorum.

Allah’ım sen anamı, babamı, kardeşlerimi, yavrularımı koru diye…

Herkes sokakta…

Herkes feryat ediyor…

Evimizin olduğu sokağa bir geliyorum ki…

Evimiz yerle bir…

Haykırıyorum…

Bir sağa bir sola koşuyorum.

Yıkılmış evimizin taşlarını kaldırmaya çalışıyorum.

Nafile…

Gücüm yetmiyor.

Yardım edin, Allah rızası için yardım edin diye bağırıyorum…

Kimseler duymuyor sesimi.

Herkes can derdinde, cananlarının derdinde…

*

Köşede çömelmiş, ellerini başı arasına almış, bakkal Mehmet emmi’ye sesleniyorum:

Yardım et Mehmet emmi diyorum…

Mehmet emmi, o yaşlı çınar, kaldırıma oturmuş boş gözlerle bana bakıyor.

Sanki nutku tutulmuş…

Sanki donmuş, yaşamıyor gibi…

Gözlerinden boşalan yaşları ellerimle silmeye çalışıyorum…

Bir baba şefkatiyle…

Sarılıyorum…

Oturuyorum yanına…

Elleri ellerimde sımsıkı tutuyorum.

Yıkılmış evimize bakıyorum.

O mutlu geçen yıllara dalıyorum.

*

Biraz önce donmuş, ağlamaklı gözlerle etrafa bakan Mehmet emminin; Kalk kendine gel evlat, yardım et, belki sağ kalmışlardır demesi ile kendime geliyorum…

Beton yığınlarını kaldırmaya çalışıyoruz.

Yok...

Gücümüz yetmiyor…

Eğilip ses duymaya çalışıyoruz…

Hiçbir ses yok.

Yere oturup ağlıyorum, ağlıyorum…

Dudaklarımdan sadece şu kelimeler dökülüyor…

Mehmet Emmi diyorum:

Yok, artık anam, yok artık babam, yok artık kardeşlerim, yavrularım…

*

Mehmet Emminin saçlarımı okşayıp, beni teselli ettiği o günü inanın hiç unutamıyorum…

Benim için 17 Ağustos…

Kıyametin olduğu gün…

Benim için 17 Ağustos…

Kıyametin yaşandığı gün…
 

*
 

DİPNOT: 20 sene önce 17 Ağustos depreminde bir işçinin evine gelirken yakalandığı o anı şiir olarak kaleme almıştım. Bugün 17 Ağustos olması vesilesi ile köşemi bu yazıyla doldurmak istedim. 20 sene önce 17 Ağustos Gölcük depreminde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralananlara ve acı çekenlere sağlık sıhhat diliyorum.