- 10 Ekim 2016, Pazartesi 17:02
Şehrimde üniversite 1992 yılında kuruldu. O dönemde şehrimizle birlikte birçok ilde de yeni üniversiteler kuruldu. Çok iyi hatırlıyorum o yıllarda yayın yapan bazı radyolarda üniversitenin gelişine sevinmek yerine üzülenler vardı. Bu yobazlar, üniversitenin şehrin ahlakını bozduğunu ve giderek şehrin ahlaksızlaşacağını savunuyorlardı. Bu anlayışı pompalayanlar sokaktaki insanların da üniversite gençliğine kötü gözle bakmalarını sağlıyordu. Bu aynı zamanda üniversite ile halkın arasının açılmasına ve birbirlerine yabancılaşmasına neden oluyordu.
Düşüne biliyor musunuz? Şehrinize üniversite kurulmuş ve sizin tartıştığınız konu; üniversite de hangi bölümler açılsın, üniversite kısa zamanda nasıl büyütülür ve burasını nasıl bilim merkezi haline getiririz değil de. Üniversite şehrin ahlakını bozuyor bunu nasıl engelleyebiliriz. Üniversitelileri nasıl yola getiririz.
Anlaşılan bazı kesimlerin bu anlayışı etkili olmuş. O dönemde açılan birçok üniversite ile karşılaştırdığımızda bizimki onlara göre küçük kalıyor. Hatta 1996-2000 döneminde okuduğum Fatih Eğitim Fakültesi bile bizim üniversiteden büyüktü. Bu yaz fakülteyi yine gördüm ve fakülte hala bizim üniversiteden büyük. Bizimle o dönemde açılan ve şehir merkezi nüfusları 200 bini geçmeyen bu şehirlerin üniversiteleri hızla büyümüş ve şehrin lokomotifi haline gelmiş. Üniversite büyüdüğü için öğrenci sayısı artmış ve artan öğrenciler şehre ekonomik canlılık getirmiş, şehrin sosyal yönden gelişmesini sağlamış ve şehri geliştirmiş.
O şehirler canlı birer ticaret merkezi olmuş. 100 - 200 binlik şehirler canlanmış ve cıvıl cıvıl olmuş. Peki neden? Çünkü şehirler üniversiteleri geliştirmiş, üniversitelerde şehirleri. İkisi de birbirini olduğu gibi bırakmamış.
Bizde durum ne? Biz zaten fabrikaları ve nüfusu ile kendine yeten bir şehiriz. Böyle bir şehrin üniversitesinin çok daha büyük olması gerekiyor. 500-600 bin nüfuslu bir şehir ile yüz, iki yüz binlik şehirleri kıyaslama yapma ayıbımız bile bize yeter.
Şimdi sormak istiyorum?
Bu şehrin üniversitesi neden büyümedi?
Neden birçok bölüm eksik ve neden hala açılmıyor?
Başka şehirlerde o şehrin zenginleri üniversitelerine birer ikişer fakülte yaparken, bizimkiler neden yapmadı?
Yapmak isteyenlere engel olanlar mı oldu?
Bolu da İzzet Baysal gibi bir kişinin bile üniversite kurabildiği bir yerde, bizim büyük firmalarımız birer fakülte binası yapamadı mı? Ya da az mı yaptı? Yaptırmadılar mı?
Üniversitede hemşerilerimizin söz sahibi olmasını istediğimiz kadar, büyümesini ve bilim merkezi olmasını istedik mi?
Üniversitemize neden yeteri kadar sahip çıkamadık? Aramız neden bozuk? Ortak meselemiz üniversite değil mi?
O dönemlerde siyasi desteğimiz yokken şimdi var. Bakanımız oldu ve şimdi Sayın Veysi Kaynak Başbakan yardımcısı, biz bu makamı kullanıp üniversitemiz ile ilgili yeni projeleri geçiremez miyiz?
Fırsat bu fırsat diyerek üniversiteyi büyütmek için yeniden ‘Bismillah’ diyebiliriz. Artık bahanemiz yok. Çünkü en büyük siyasi desteği arkamıza aldık. Bu gücü bu yıllarda kullanmayıp daha ne zaman kullanacağız?
Üniversiteyi büyütüp geliştirmek ve Türkiye’de saygın bir üniversite yapmak hepimizin vazifesi… Çünkü insanlar gelip geçicidir. Artık ismi ile dalga geçilen değil başarısı ile gurur duyulan bir üniversitemiz olsun istiyoruz. Başarılı bir üniversitede ad önemli değildir. Önemli olan başarılı olmasıdır. Başarılı üniversiteyi herkes gururla, başarısızı ise utanarak söyler. Tıpkı Hacettepe gibi…

-
09.04.2018 Nükleer Santral ve Ülkemiz
-
29.03.2018 Sorunların çözümü öğretmene not vermek mi?
-
11.06.2017 Ortadoğu ve Katar
-
24.04.2017 Kahramanmaraş en az bir ilçe daha hak etmiyor mu?
-
27.03.2017 Gelişme ve ilerlemede aydınların rolü
-
09.03.2017 Marka Olmayan Amele Olur
-
05.03.2017 Diziler ve şikayet edilen programlar
-
22.02.2017 Görevden Alınan Akademisyenler
-
19.02.2017 Kurtuluş Savaşı Kahramanlarından: İngiliz Kemal
-
14.02.2017 Devrim yapan örnek ülke: Güney Kore
-
09.02.2017 Başkanlık sistemi kanunları ve halkın bilgisi tartışmaları
-
07.02.2017 Ulaşım medeniyettir
-
05.02.2017 İdam ve idamı yeniden tartışmak
-
02.02.2017 Devlet Malı Miri Malıdır Kul Hakkıdır
-
30.01.2017 Sürekli Yardım Değildir Kişiyi Sürekli Asalaklaştırır
-
24.01.2017 En müslüman ülke kim?
-
18.01.2017 Teşekkürler! Türk Polisi
-
15.01.2017 Öğrendiğimiz ezberlerimizle terör örgütlerini bitirmek mümkün mü?
-
08.01.2017 Bir Kahraman Fethi Sekin
-
03.01.2017 Düşünebilmek mi? Bilmek mi?
-
29.12.2016 'Ortadoğu ve Barış'
-
19.12.2016 Yüreğim yanıyor yüreğim hem de çok
-
12.12.2016 Çok Şükür Herşeyi Biliyoruz!
-
05.12.2016 Yandı Yürekler Yandı Kar da Yağmur da Söndüremez
-
21.11.2016 En Değerli Varlık İnsan İse...
-
15.11.2016 ABD seçimleri ve Trump
-
15.11.2016 ABD Seçimleri ve Trump
-
10.11.2016 Lütfen: Artık Kitap Okumuyoruz Demeyelim
-
07.11.2016 50 yıl yetecek suyumuz nereye gitti?
-
01.11.2016 Nicelik olarak değil, nitelik olarak en büyük kitap fuarı istiyoruz!
-
26.10.2016 Muhteşem canlı: Arı...
-
19.10.2016 Boşanma da ilk dört yıl ve Bilimsel neden
-
19.10.2016 Boşanma da İlk Dört Yıl ve Bilimsel Neden
-
03.10.2016 Sevgi her sorunu çözer mi?
-
28.09.2016 Hava Alanı Projesi Kamplumbağa Hızında Mı İlerliyor?
-
26.09.2016 Bilim Olimpiyatları Şampiyonları Vardı Onlar Nerede? Bilen Var Mı?
-
22.09.2016 Cemaatler ve tehlike
-
19.09.2016 PKK, FETÖ, IŞİD derken halkımızı katleden terörü unutuyoruz
-
06.09.2016 Yeniler bilmez-Eskiler hatırlamaz: Vecihi Hürkuş
-
06.09.2016 Bir kahraman sanayici Nuri Demirağ
-
05.09.2016 Ey Devletim ve Aziz Milletim!
-
30.08.2016 Diyanet ve müftülüklere çağrımdır
-
17.08.2016 Musiki ve hastalıkların tedavisi
-
11.08.2016 Ey örgüt üyeleri! Olanlara hala şefkat tokadı mı diyorsunuz?
-
08.08.2016 İşte bu! Türkiye’nin büyük buluşması...
-
04.08.2016 Her şer ’de bir hayır vardır! Bu darbe girişiminde de