Kadının avukatı Ali Öksüz, şüphelinin daha önce de aynı suçtan ceza aldığını, serbest bırakılmasının kabul edilemez olduğunu söyledi.

31 Ekim'de Antalya Caddesi'nde meydana gelen olayda H.Y., hasta olan küçük çocuğunu, eşi ve 2 çocuğuyla birlikte Manavgat Devlet Hastanesi'nde muayene ettirdi. H.Y., hastaneden çıkıp eczaneden ilaç aldıktan sonra çocuklarıyla eve dönmek için durakta otobüs beklerken, adliyede çalışan eşi işe gitmek için ayrıldı. Bu sırada motosikletiyle durakta bekleyen H.Y.'ye yaklaşan K.A., iddiaya göre elini kendi pantolonunun içine sokup sözle tacizde bulundu. Kadının bağırması üzerine şüpheli uzaklaştı.

TACİZ ANI GÜVENLİK KAMERASINDA

H.Y., akşam durumu anlattığı eşiyle birlikte polis merkezine giderek şikayette bulundu. İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği ekipleri, cadde boyunca tüm güvenlik kamera görüntülerini inceledi. Görüntülerde, H.Y.'yi hastaneden itibaren takibe başladığı, ilaç aldıkları eczane önünde beklediği ve durakta da yanına yaklaşıp birkaç saniye sonra uzaklaştığı belirlenen K.A., gözaltına alındı.

2010 yılında yine hastaneden çıkan bir kadını takip edip taciz ettiği iddiasıyla yargılanarak ceza aldığı ortaya çıkan K.A., sorgusundan sonra adliyeye sevk edildi. Evli olan K.A. savunmasında, "H.Y.'yi daha önce çalıştığım iş yerindeki bir kadına benzettim. Onun için yaklaştım" dedi. K.A., mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

'KARARA İTİRAZ EDECEĞİZ'

H.Y.'nin avukatı Ali Öksüz, olaydan dolayı müvekkilinin büyük şok yaşadığını, 1 haftadır evinden dışarı yalnız başına çıkamadığını belirterek, bir kadına karşı işlenen bu şekildeki eylemlere tolerans gösterilmesinin mümkün olmadığını söyledi. Ali Öksüz, sulh ceza hakimliğinin adli kontrol kararına itiraz edeceklerini belirterek, "Müvekkilimin yanında küçük yaşlarda 3 çocuğu olmasına rağmen şüphelinin böyle bir eylemi gerçekleştirmiş olması asla kabul edilemez. Ayrıca böylesine hastalıklı ruh hali içinde olduğunu düşündüğümüz birinin serbestçe dolaşması toplum için tehlike arz etmektedir. Kadınların ve çocukların korunması bakımından bu tür kişilerin ceza infaz kurumunda bulunması kanunen, ahlaken ve vicdanen gerekmektedir" dedi.