Türkiye 2023 seçimlerine yaklaşırken ekonomik kriz ve dolar kuru tartışılmaya devam ediyor. 2023 seçimlerine düşük dolar kuruyla girmek isteyen hükümet, kur koruma mevduatına benzer bir formül üzerinde çalışırken, önde gelen ekonomist Atilla Yeşilada açıklama yaptı.

Sözcü'den Ruhat Mengi'ye konuşan Yeşilada, Türkiye'de en büyük sorunun enflasyon değil, açlık ve sefalet olduğunu kaydetti.

Yeşilada'nın açıklamaları şöyle:

Merkez Bankası müdahale etmese şu anda dolar rahatlıkla 20, 22 liraya çıkar” diyorsunuz. Merkez Bankası devamlı milyar dolarlar satarak doların artması engelleniyor, 17-17,5 lira arasında inip çıkıyor. MB'nin bozduracağı dövizler seçime ulaşana kadar yetecek mi?

Yetmez, kışı bile çıkarmaz, bu şekilde müdahaleye devam ederse Merkez Bankası havlu atar. Merkez Bankası'nın döviz artışına müdahale edebileceği döviz miktarı 30 milyar dolar, belki onun da biraz altına indi ama yalnız piyasadan, Türkiye'de bireysellerden ve dövizleri çalınan şirketlerden gelen talep yok, bir yandan da mani olamadığınız dış açığı finanse edeceksiniz, artık mali sistemde bireylerin mevduatı dışında özel sektörde döviz bırakmadılar, hepsini emdi Merkez Bankası. Özel sektörün ne kadar kullanmadığı, yedek olarak biriktirdiği döviz varsa hepsi Merkez Bankası'na geçti, buna rağmen elindeki kullanılabilir döviz miktarı artmıyor, sürekli bir kaçak var. O kaçak şimdi yaz aylarında turizm nedeniyle biraz daha ufak gözüküyor ama turizm gelirleri Eylül'de bittiğinde ya da yine millet bir şekilde heyecana gelip bir siyasi vakadan dolayı veya dünyada olan bir olaydan dolayı dolara hücum ettiğinde Merkez Bankası'nın savunma hattı da çökecek ve biz bir kez daha 21 Aralık 2021 gününe geri döneceğiz.

21 Aralık'ı hatırlarsak, o gün bu Kur Korumalı Mevduat icat edilmeseydi dolar 100 liraya da gidebilirdi, bunlar panik atakları, buralarda artık işin değeri, ederi, fiyatı kalmıyor, herkes ne pahasına olursa olsun döviz elde etmek için korkuyla saldırıyor, denize düşmüşsünüz can simdi aramak için yanınızdakini itiyorsunuz öyle bir durum. Ama dolar-TL 20'yi aştığında bireylerin de döviz mevduatlarına kısıtlama gelir, onların da döviz mevduatlarını istedikleri gibi çekip kullanmaları engellenir, krizi önlersiniz, onun yerine buhran ve güven bunalımı gelir.

"YÜZDE 99 EMİNİM''

Böyle bir kısıtlamaya çok da ihtimal verilmiyor gibi konuşuldu şimdiye kadar, yani ne kadar döviziniz olursa olsun “günde 1000 dolardan fazla çekemezsiniz” gibi bir yasak mı gelir?

Tabii gelebilir, niye gelmesin. Başka bir çözüm kalmadı artık, Merkez Bankası'nın dövize müdahale edeceği rezervi kalmadığı anlaşılırsa 1- Piyasalar panik halinde dolar almaya başlar, 2-Merkez Bankası'ndaki dövizler aynı zamanda bankalardaki döviz mevduatının da teminatı olduğu için bankalardan döviz çekmeye başlar, o zaman da dövizin nereye gideceğini hesaplayamazsınız, parabolik bir şekilde yükselmeye başlar. Bu Rusya'da oldu, 2 gün içinde dolar-ruble kuru 80'den 120'ye gitti, düşünün, yüzde 50 devalüasyon olmuş, orada merkez bankası devreye girip “bankadan belirli miktarda nakit çekebilirsiniz, yurt dışına para çıkarmayı yasaklıyorum” dedi, Türkiye'de de bu işin başka bir çaresi yok. O yüzden seçimden önce bunlar gerçekleşecek, yüzde 99 eminim.

Enflasyon o kadar hızlı artıyor ki artık kredi kartlarına ne kadar ödeyeceğimizi hesaplayamaz hale geldik, bu durumda sizin de bankada ihtiyacınız için tutmak zorunda olduğunuz TL miktarı sürekli, artıyor, bunu dövize geçmenin anlamı yok, bunu yapabilenler zaten çoktan kaçtılar.

2016 darbe girişiminden bu yana çok büyük paralar kaçtı. Özel bankacılarla konuştum; on milyarlarca dolar yurt dışına nakledildi, o zamandan beri de bu aralıklı olarak devam ediyor. İsim vermeyeyim ama bazıları paralarını kaçıramaz, itibarı olan, dev bir holdingin sahibi olan kişiler Türkiye'deki paralarını kolay kolay yurt dışına çıkaramaz, hesap sorarlar. Saraydan bir telefon gelir, onlar mecburen tutuyor ama gizli zenginler, AKP'nin zenginleri hepsi kaçırdı paralarını yurt dışına.

(Kaynak: Sözcü)