Kanser, kalp-damar hastalıkları, diyabet gibi riskli sağlık sorununun doğal ilacı olarak gösterilen fonksiyonel besinlerin, sindirim sistemi ve bağışıklığımızı desteklemenin yanı sıra, yaşlanmayı da geciktirdiğine dikkat çeken Diyetisyen Gözde Karaca Kayan, "Fonksiyonel besin deyince akıllara takviye, kapsül, ilaç gibi farklı formdaki ürünler geliyor. Oysa meyve, sebze, tahıl gibi gıdalardan destek alarak fonksiyonel besinleri hayatımıza kazandırabiliriz" dedi.

Besinlerin içeriğindeki biyolojik bileşenleriyle fiziksel, zihinsel ve hatta ruhsal sağlığımızı iyileştirme gücüne sahip olduğunu belirten Diyetisyen Gözde Karaca Kayan, "İçeriğindeki bileşenlerle fonksiyonel hale gelen besinler, aslında gündelik hayatımızda tükettiğimiz gıdalardan farklı değil. Birtakım teknolojik işlemlerle içeriği zenginleştirilen fonksiyonel besin takviyeleri, doğal halleriyle de sağlığımızı destekliyor. Bilimsel çalışmalar fonksiyonel besinlerin kanser, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, kalp-damar hastalıkları, diyabet, kemik hastalıkları gibi kronik hastalıkların oluşma riskini azalttığını, sindirim sistemi ve bağışıklığımızı destekleyerek yaşam kalitemizi artırdığını gösteriyor. Üstelik bu besinlerle yaşlanmanın önüne geçmek de mümkün!" dedi.

Kansere karşı koruyucu etki
Vitamin, mineral, probiyotik, diyet lifi, omega-3 yağ asidi içeren, antioksidan açısından güçlü besinlerin fonksiyonel besin grubunda yer aldığını söyleyen Diyetisyen Gözde Karaca Kayan, "Fonksiyonel besinlerin çoğunun kalp sağlığı ve kansere karşı koruyucu bir etkisi bulunuyor. Konuyu örneklerle açıklamak gerekirse, zengin lif içeriğine sahip tam buğday ürünleri, karabuğday, kinoa gibi besinler başta meme ve kolon olmak üzere kanser ve kalp hastalığı riskini azaltarak bağırsakların çalışmasına yardımcı oluyor. Lactobaciller gibi probiyotik içeriğine sahip yoğurt ve süt ürünleri bağırsak sağlığını, ishal ve kabızlık sorunuyla mücadeleyi desteklerken, vücudun kanserle mücadele gücünü de artırıyor" diye belirtti.

Domatesten tatlı patates ve keten tohumuna…
Gözde Karaca Kayan, konuya ilişkin şu değerlendirmede bulundu: "Yapılan araştırmalarda yeşil çayın kansere karşı koruyucu olduğu ve kalp-damar hastalıklarını azalttığı görülüyor. Beta karoten, likopen, lutein içeriklerine sahip domates, havuç, tatlı patates, keten tohumunun da kalp hastalıkları ve kanserden koruyucu etkileri bulunuyor. Yüksek omega-3 yağ asidi içeren balık, zihinsel fonksiyonları geliştiriyor ve kalp-damar hastalıklarının riskini azaltıyor. Fitosteroller, fenolik asitler, fitik asit bileşenlerine sahip soya, yüksek kolesterole ve kansere karşı koruyucu bir kalkan oluşturuyor. Beta glukan içeriğine sahip yulaf da sindirim sistemi ve bağışıklık sistemini destekleyerek, kanser riskini düşürüyor.

"Sarımsak ve soğanın..."
Sarımsak ve soğanın, içeriğindeki allium ile yüksek tansiyon ve yüksek kolesterole karşı etkili olduğunu belirten Gözde Karaca Kayan, "Fonksiyonel besinler, yaşlanmanın olumsuz etkilerini azaltan yönüyle zamana meydan okuyor. Örneğin antioksidan özelliğe sahip E vitamininden zengin ceviz, badem avokado bunlardan biri. Bu besinler aynı zamanda kanser ve kalp hastalıklarından korunmayı da sağlıyor. Soya, chia tohumu, nar, keten tohumu da kadınlarda menopoz semptomlarını azaltarak kemik hastalıklarına karşı da koruyor. Bu örnekler daha da çoğaltılabilir. Bu besinlerin hiçbirinin tek başına mucize yaratamayacağı, doğru sıklık ve miktarlarda tüketilmesi gerektiği unutulmamalı." diye sözlerine ekledi.