İSTER dört buçuk yıl seçim yok deyin…

İsterseniz Türkiye’nin gündeminden artık seçim sözcüğü çıkarıldı deyin…

Aha da buraya yazıyorum…

Ve diyorum ki:

Kim ne derse desin, “Ufukta yeni bir İstanbul seçimi gözüküyor…”

*

Nasıl mı?

Anlatayım:

Türkiye’nin can damarı İstanbul’dur…

31 Mart yerel seçimleri sonuçlarına bakıldığında bu can damarı çatlamış gözüküyor…

CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu’nun az bir oyla da olsa seçimi kazandığının YSK tarafından resmi açıklaması bekleniyor…

Bırakın Türkiye kamuoyunu uluslararası kamuoyu bile bu sonucun ne şekilde sonuçlanacağını izliyor…

*

Herkes artık şu konuda hem fikir…

*

İstanbul seçimlerinde:

Tamam, bir takım oy çalma, şaibe, usulsüzlükler var…

Hem de sonuna kadar…

Ancak üç aşağı beş yukarı Binali Bey’le Ekrem İmamoğlu arasındaki 15 bin oy farkı kapatıla bilinir mi?

İşte bütün mesele bu…

*

Sizleri geçen seneye götürmek istiyorum…

Hemen hemen bu aylara…

Ne demişti? Başkan Erdoğan:

Tüm teşkilatlara hitaben, “Metal yorgunluk yaşayan ya istifa edecek ya da görevden alınacak..."

Maalesef bazı iller bazında bunun gerçekleşmediğini 31 Mart seçimleri apaçık gösterdi…

Yani; Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemine destek, seçmen tarafından çok az geriye düşürülmüş olmasına rağmen yerel de önemli “Adana, Antalya, Ankara ve İstanbul” gibi belediyeleri AK Parti’nin elinden alıp muhalefete vererek bir nevi bu “metal yorgunluğunun” teşkilatlar bazında hala devam ettiğini “Reis’e” göstermiş oldu…

*

Şimdi yapılması gereken şu:

Memeği elinden alınmış çocuklar gibi İstanbul seçimlerinden dolayı mızmızlanılacağına, tüm teşkilatlar ivedilikle ameliyat masasına yatırılmalı ve Check-up yapılmalı…

Ekonomi olarak piyasalar ve uluslararası kamuoyu rahatlatılmalı…

Seçmenin verdiği mesaj çok ama çok iyi okunmalı…

Binali Yıldırım gibi Ak Parti’nin en güçlü damarı, İstanbul’a yapılan bunca yatırıma rağmen İmamoğlu’na yenik düşüyorsa, bırakalım yenilgiyi - hazmedememeyi, bundan sonra ne yapabiliriz, onu konuşmalı...

*

Şu uyarıyı yapıyorum:

Ak Parti; Politikasını, yönetim biçimini, insan kaynaklarını, kullandığı dili, argümanları ve sosyolojik sorunlarını gözden geçirmezse, dipten gelen dalga, onu muhalifleri karşısında daha büyük yenilgilere düşürecektir.

Kaldı ki; yukarıda âcizane yaptığımız analiz, Cumhurbaşkanlığı yeni Hükümet sisteminde aldığı oy oranından çok aşağı düşmemiş ve düşmesini istemediğimiz Ak Parti'nin kendi içinde bir özeleştiri yaparak, bir sonraki seçime daha iyi hazırlanması için gönlümüzden geçen temennidir.

*

Yazımın başlığına dönecek olursam…

Başkan Erdoğan Rusya’ya giderken çok önemli bir açıklama yaptı…

Dedi ki:

“İstanbul’da usulsüzlükler bazı değil, neredeyse bütünü usulsüz…”

*

Bu cümlelerden kim ne anlıyor bilemem ama…

Herkesin birbirine sorduğu soru şu:

Ortada örgütlü bir usulsüzlük varsa, bunun yolu “İstanbul’un yeniden sayılması mı olmalı, yoksa seçimlerin büsbütün iptali mi?”

*

Demem odur ki:

İstanbul’un tamamında öncelikle sandıklar sayılıp, bu sayımdan dolayı Binali Bey ya galip çıkarsa?

O zaman ne olacak?

Amma da senaryo yazarmışsın demeyin sakın ha…

Ama elimde değil...

BİRİNCİ SENARYO:

Binali Bey bu galibiyeti içine sindiremeyeceği için, rakibi İmamoğlu’na “Haydi yeniden seçime” diyecek…

Böyle bir senaryo tabi ki olmaz ve olamaz diyebilirsiniz…

O zaman alın size...

İKİNCİ SENARYO:

AK Parti'nin "tam kanunsuzluk" iddiası ile olası bir İstanbul seçimlerinin İPTALİ başvurusunda…

YSK’dan çıkacak iptal kararı ile İstanbul seçimi sil baştan yapılır…

Bence bu senaryonun olasılığı çok yüksek...

*

O yüzden diyorum ki:

“Ufukta yeni bir İstanbul seçimi gözüküyor… Hayırlı olsun…”

***
 

DİP NOT: Dün sosyal medyada “ufukta yeni bir seçim gözüküyor” başlığında köşe yazımı yarın okuyun diye paylaşım yaptıktan takriben 2 saat sonra, AK Parti YSK Temsilcisi Recep Özel, “AK Parti, Büyükçekmece başvurusu ve İstanbul’da tam kanunsuzluk başvurusunun birlikte görüşülmesi” için YSK’ya başvurduğu haberi basına düştü. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’de seçimin yenilenmesi ile alakalı sözler söyledi. Bekleyip görmek lazım, “YSK’ dan İstanbul seçimi için İptal kararı çıkacak mı? Çıkmayacak mı?”