CNN Türk canlı yayınında soruları yanıtlayan Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki'nin sözlerinin satır başları şu şekilde:

Müracaat başladı, başvurular 100 bini geçti. Tahmin ediyorum ki 12 -13 milyonu bulacak. Sarıyer’de dün akşamki toplantıya 10 binden fazla insan vardı. Herhalde Türkiye’de 80 milyon insan yaşıyorsa, 55-60 milyonu ilgilendiren bir yasa bu.

İMAR SORUNU

Burada bazen vatandaşlar, ‘ben kanuna uydum, buna uymayanlar ödüllendirildi’ diye suçlamalarda bulunuyorlar. Ben ömrümde imara aykırı iş yapmadık. Ama bakıldığı zaman 50’li 60’lı yıllarda göç başlamış. Şehirlere geldiğinde onları devlet olarak biz karşılayıp, göçü doğru algılayıp yapabilirsiniz dememişsiniz. Rahmetli Özal zamanında batıdan bir takım uzmanlar getirtmiş, Mamak’ı göstermiş, rapor vermişler. Onların ilk sorusu şu, 'Bu insanlar gelirken siz neredeydiniz' Peki demişler ama en azından iki tane çizgi çizilseydi vatandaş evini buraya yapardı. Bir grup belediye, 'niye geldiniz, ben yıkarım' demiş. Vatandaş da akrabalarını hazırlamış, akşam evini yapmış sabaha bitirmiş. İçine de çocuk olunca, eş olunca, insan olunca Allah korusun ölüm falan olur, felaket çıkar. Bir grup belediye bunu demiş. 100 taneden iki üç tanesi yıkılmış.

Bir grup da, 'yapın bakalım' demiş. 'Bunlar bizim adam olurlar, oy verirler' gibi çıkarcı anlayışla yapılmış. Koca koca rastgele oluşan mahalleler böyle yapılmış.

'İMAR KİRLİLİĞİ OLUŞTURANLARA CEZA'

13 tane imar affı var. Böyle olunca her birisi tetiklemiş bu işi. 26 milyon 358 bin bağımsız birim var Türkiye’de. Bundan sonra olmamasının yolu birincisi cezai tedbir. Eski göçler de kalmadı. İmarda da ev yapılacak o kadar konut alanı var ki, açıldı. Müthiş bir ihtiyaç da yok. Keyfiyet devam ederse hapis cezası da var. En son Yargıtay bir karar verdi. Diyor ki, vatandaşın biri ceza almış ertelenmesini istiyor. Yargıtay diyor ki, bunu senin düzeltme imkanın vardı yapmadın, sana süre verildi yine yapmadın, senin cezan ertelenemez. Bunu biz belediyelere gönderiyoruz. Bir yıldan beş yıla kadar bu işi, imar kirliliği oluşturanlara ceza var bundan sonra.

Avrupa’da sanayi devrimiyle birlikte insanlar göç etmeye başlamışlar. Düklerin, şansölyelerin emri altında olan insanlar oradan kurtarıp kendilerini göç edip gelmişler. Bu 300 yıl öncesinden bahsediyoruz. Geldiklerinde şehirlerde kargaşa olmuş. Yeni bir şehirleşmeye geçmişler ve işi çözmüşler. Bizde bu 50-60-70-80’ler de hızla devam etmiş. Resmi rakamlar ayrı, günlük hareketli nüfus ayrı.

'EKONOMİK KAYBA SEBEBİYET VERİYOR'

Mülkiyet sorunu var, ruhsat almadan yapmış, ruhsat dışına çıkmış, iskanı almış ama eklentileri yapmış… Üçüncü aykırılık iş yerlerinde, fabrikalarda. Binlerce fabrikamız var, dışarıdan makine getirdiklerinde, belediyelerden izin almadan oralardan 3 – 5 bin metrekare kapatmış, ilave yapmış. İnsanları koymuş üretim devam ediyor, yurt dışına ihracat yapıyor. Yok edemiyorsunuz, hepsi milli servet. Su elektrik gaz bağlatmakta sorun var. Sanayici için kaçak duruma düştüğünden dolayı ruhsatsız yapı var, kredi alamıyor. Bankalar ruhsatsız yapıya kredi veremiyorlar. Teminat gösterip para alamıyorlar. Veya vatandaşın evi var, arsadan gözüküyor, ekonomik değer ifade etmiyor. Satacağı zaman karşıdaki muhatabı alıcı, onu arsadan gördüğü zaman burada kat mülkiyeti de kurulmamış diyor. Müthiş şekilde de ekonomik kayba sebebiyet veriyor.

Seçimler yaklaşıyor, belediye başkan adayları bollaşıyor, herkes tapu vaadinde bulunuyor. Sanki devletin tapusu kendininmiş gibi ben sizin tapunuzu vereceğiz başlıyor. Vatandaşı kandırmalar başlıyor.

İzmir’de bir hanımefendi geldi, ağlamaklı, ağlamaya da başladı, sebebi şu. Ben dedi buradaki belediye başkanının partisinden değilim, hangi partili olduğum evime astığım bayraktan belli. Kadıncağıza tutanak tutup ceza kesmişler imara aykırı durumdan. Kadıncağız da demiş ki, evden çıkın gördüğünüz bütün evler aynı durumda. Demişler ki “Olsun biz sana tutuyoruz.” Belediye hukuken haklı, ahlaken hatalı. Sorunlar yumağı büyüyor.

ÜÇ İSTİSNA

İmara aykırı durumunuz varsa, biz imara aykırılığı beyan edin, yüzde 3’ü yatırın, yapı kayıt belgenizi alın. İstisnalar, boğazda öngörüm dediğimiz yer. Sade vatandaş gemiyle geçerken boğazda gördüğü sağlı sollu yerler istisna. Ama arka taraflar, 2-3 km giren yerler var. İkincisi Sultanahmet Ayasofya Topkapı civarı. Kuzey tarafında üniversite tarafı var, aşağı tarafta Kumkapı var. Gelibolu yarımadası bu imar barışının dışında kalıyor. Bir imar tarafında sıkıntı var, bedelini yatırarak çözüyor. Bir de tapusu olmayanlar, hazine üzerinde oturanlar var. Üç istisna içindeki yerde kaçaksa, imara aykırıysa, yıkılacak.