Google’ın sürücüsüz araç projesini yürüttükten sonra Aurima'da yönetici olarak otonom araç sensörü teknolojilerine yoğunlaşan otonom araçlar ve yapay zeka sistemleri uzmanı Seval Öz, "İstanbul'un trafik probleminin de otonom araçlar sayesinde çözülebileceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Otonom araçların en büyük avantajı paylaşımlı olarak ortaya çıkacak olması. Bu araçlar ilk aşamada paylaşımlı olarak ortaya çıkacak. Birden fazla insan otonom araçları paylaşarak beraber seyahat edecek. Otonom araçlar kişisel araç sayısının düşmesini ve trafiğin stabil bir şekilde seyretmesini sağlayarak trafik problemini ortadan kaldıracak." dedi.

Doktor Mehmet Öz'ün kardeşi olan ve sürücüsüz araç teknolojileri alanında yetkinliğiyle dünyada öne çıkan Öz, Digital Age Summit'te AA muhabirlerinin sorularını cevapladı.

Dünyada her yıl 1,3 milyon insanın trafik kazası sebebiyle hayatını kaybettiğini aktaran Öz, bu durumun AIDS gibi bir salgın olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Teknolojinin gelişmesine bağlı olarak ortaya çıkan otonom araç teknolojisinin can kayıplarını önlemede büyük destek sunacağını belirten Öz, "Sürücüsüz araç teknolojileri hızla gelişiyor. Önümüzdeki yıllarda dizel ve benzinli arabaların hızla demode olacağını söyleyebiliriz. 2021'de otonom araçların önce Amerika'da ve Avrupa'da, bundan bir süre sonra da tüm dünyada yaygın bir şekilde kullanılacağını söyleyebiliriz." diye konuştu.

"Araçlar daha yavaş hale gelecek"

Seval Öz, otonom araçlar ve insanların kullandığı arabalar arasında farklılıklar bulunduğunu belirterek, yakın gelecekte daha güvenli bir trafik vadeden sürücüsüz araçların gelişimi için ayrı şeritler gerektiğini kaydetti.

Öz şunları söyledi:

"Otonom araçlar şeridin tam ortasında seyrederken, insanların kullandığı araçlar şeride yakın seyrediyor. Bu durum otonom araçların efektif bir şekilde çalışmasını engelliyor. Bu nedenle şehirlerde otonom olan ve olmayan araçlar için farklı şerit uygulamasına geçilmesi gerekiyor. Bunu uygulamak için pilot bölgeler seçilebilir ya da günün belli saatleri tercih edilebilir.

Günümüzde otonom araçlar konusunda en ciddi çalışmaları Google yapıyor. Bunun yanında General Motors, Ford ve Çin firmaları da otonom araç teknolojisiyle ilgili çok ciddi çalışmalar yapıyor. Araçlar zamanla daha hafif, daha yavaş hale gelecek. Birçok otomobil şirketinin araçların azami hızlarını düşürmesi de bunu gösteriyor."

"Arabanın yüzde 70'lik değeri artık yazılım"

Öz, Türkiye'nin yerli otomobil projesinde başarıya ulaşmasının mümkün olduğunu dile getirerek, proje paydaşlarının güçlü mühendislik ve inovasyon perspektifinden sapmaması gerektiğini söyledi.

Yazılımın otomobil teknolojisinde önemli bir yer tuttuğunu anlatan Öz, şöyle konuştu:

"Birçok firma bir araya gelip araba yapmak istiyor. Bu yaklaşım bence biraz demode. Otomobil yapımında ilk olarak elektrikli olması şart. Dizel araçların bir geleceği yok. Arabanın yüzde 70'lik değeri artık yazılım ve bu nedenle yazılım çok önemli. İlk önce yazılım oluşturulması ve daha sonra bu yazılıma göre aracın üretilmesi gerekir. Biz bu süreçleri tersten ele alıyoruz.

Araba şirketlerinin birlikte çalışıp ortak proje yapmaları çok zor. Her biri büyük şirketler oldukları ve karar alma süreçlerinde farklı yaklaşımlara sahip oldukları için ortak proje yapmaktan kaçınıyorlar."

"Güneş enerjisi araçlar için temel enerji kaynağı haline gelecek"

Güneş enerjisinin araçlarda kullanılmasıyla ilgili Google'dayken yürüttükleri çalışmalarda, en bilinçli grupların üniversitelerin güneş panelli araba takımları olduğunu gördüğünü aktaran Seval Öz, otomotiv sektörünün panellerdeki verimliliğin istenen seviyede olmaması sebebiyle güneş enerjisini yıllar boyunca ihmal ettiğini söyledi.

Öz, "Bugüne kadar güneşten yeteri kadar enerji üretemediğimiz için bunu araç teknolojilerinde etkin bir biçimde kullanamadık. Fakat teknoloji günden güne gelişiyor. Bugün mümkün değil ama güneş enerjisi, yenilenebilir enerji gelecekte araçlar için temel enerji kaynağı haline gelecek. Belki otoban yüzeyleri bir tür güneş enerjisi emici panel olarak yoğun biçimde kullanılacak ve araçlara tekerlekleri üzerinden enerji aktarımı yapılabilecek. İnanıyorum ki gelişen teknoloji bize çok farklı alternatifler sunacaktır. Bir yerlerde dünyayı değiştirmeye hazırlanan mühendisler var ve bu gerçekten dünya için oldukça sevindirici." değerlendirmesini yaptı.

"Otonom araçlara insan hiçbir şekilde müdahale edemeyecek"

Öz, İstanbul gibi kalabalık şehirlerin trafik sorununun gelişen sürücüsüz araç teknolojileriyle giderileceğini ifade ederek, kent alt yapısının da bu gelişmelere hazırlık yapacak şekilde kurgulanması gerektiğini kaydetti.

Öz şöyle konuştu:

"Otonom araçlar büyük şehirlerin yaşadığı trafik problemini de çözecek. İstanbul'un trafik probleminin de otonom araçlar sayesinde çözülebileceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Otonom araçların en büyük avantajı paylaşımlı olarak ortaya çıkacak olması. Bu araçlar ilk aşamada paylaşımlı olarak ortaya çıkacak. Birden fazla insan otonom araçları paylaşarak beraber seyahat edecek. Otonom araçlar kişisel araç sayısının düşmesini ve trafiğin stabil bir şekilde seyretmesini sağlayarak trafik problemini ortadan kaldıracak. Bu araçları 2021'de dünyanın çeşitli yerlerinde görmeye başlayacağız.

Otonom araçlara insan hiçbir şekilde müdahale edemeyecek. Bu araçların yönetildiği merkezlerden araçlar yönlendirilebilecek. Pilotluk ve şoförlük ileride bitecek meslekler. Pilotsuz uçakların uçması zaten mümkün. Kazaların çoğunun pilot kaynaklı olduğunu söyleyebiliriz. Kazada insan faktörünü ortadan kaldırmak için otonom araç teknolojisi geliştiriliyor. Otonom araç teknolojisinin ilk aşamasında sistemin yaygınlaşma sürecinde güvenlik amacıyla şoför olacak fakat gelecekte bu teknolojinin oturmasıyla birlikte arabada hiçbir şekilde şoför olmayacak."