Bankalar ve ticari kuruluşların, dolandırıcılığın önüne geçmek için müşterilerinin elektronik cihazları kullanırken yaptığı hareketleri kaydettiği ve bununla kimlik tespiti yaptığı ortaya çıktı. "Davranışsal biyometri" adı verilen yöntem aynı zamanda özel hayatın gizliliği tartışmalarını da beraberinde getirdi

New York Times'ın haberine göre, sayıları her geçen gün artan banka ve  ticari kuruluş, kullanıcıların elektronik aletlere dokunuşu, ekranı kaydırması, klavye kullanma şekli gibi ufak ve hassas fiziki hareketlerin bilgisayar  programları üzerinden toplanarak oluşturulan verilerle müşterilerin kimlik  belirlemesi yapıyor.
 
Milyonlarca müşterinin elektronik aletleri kullanırken yaptığı basit  hareketler üzerinden toplanan bu verilerin parmak izi veya yüz okutma kadar  güvenilir olduğu belirtiliyor.
 
 "Davranışsal biyometri" adı verilen bu yöntemle, hemen her gün yaşanan  şifre ve şahsi bilgilerin ele geçirilmesi gibi siber hırsızlığın önüne geçilmeye  çalışılıyor.
 
Büyük şirketler için dolandırıcılık vakalarını tespit eden yazılımlar yazan ThreatMatrix adlı şirketin kurucularından Alisdair Faulkner, birçok şirketin davranışsal biyometriye başvurduğunu belirterek, "Kimlik, üst düzey bir  ticari para birimidir ve sektörel seviyede bu para birimi bir silaha  dönüştürülüyor." ifadesini kullandı.
 
Söz konusu yöntemden iki yıldır yararlanan İskoçya'daki Royal Bank'ın  İnovasyon Müdürü Kevin Hanley, bu sistemin 18 milyon 700 bin müşteri üzerinde kullanıldığını belirtti.
 
Merkezi ABD'nin New York eyaletinde bulunan ve büyük şirketlere dolandırıcılık tespit yazılımı satan Forter firması da veritabanlarında 180  ülkeden 175 milyon kişinin kaydı olduğunu duyurdu.
 
Yöntem tartışmaları da beraberinde getirdi

 
Öte yandan, özel hayatın gizliliğini savunan aktivistler, sadece çok  az sayıdaki şirketin kullanıcılarına nasıl takip edildikleri konusunda şeffaf olmasından dolayı biyometrik araçların kullanımını sıkıntılı görüyor.
 
Electronic Frontier adlı vakfın kıdemli avukatı Jennifer Lynch, şirketler tarafından daha fazla bilgi toplandıkça, bu bilgileri kullanacak alanlar bulmaya çalışacaklarına dikkati çekerek, "Dolandırıcılığı tespit etmek ile hakkınızdaki çok özel bilgileri öğrenme arasında çok küçük bir çizgi var." yorumunu yaptı.
 
World Privacy Forum'un İcra Direktörü Pam Dixon da tüketicilerin bu tür verilerinin koruma altında olması gerektiğini belirterek, "Maalesef böyle bir koruma yok ve şirketler bu sistemi hiçbir bilgilendirme yapmadan kullanıyor."  değerlendirmesinde bulundu.