Ne Rusya uçağı düşürülmesi, ne Musul yakınlarına askerlerimizin konuşlanması...

 

Hiçbir olay, Neşe Yıldızhan’ın “Hem Milliyetçiyim De, Hem Yetim Hakkı Ye!” başlığı ile yazdığı geçen haftaki Köşe yazısını unutmamıza engel olamaz.

 

Bu yüzden hiç tereddüt etmeden ve gözümüzü kırpmadan olaya dalıyoruz.

 

Çünkü iş uzadıkça ‘Cesur Yürek Neşe' okuyucuların acımasız yorumlarıyla baş başa kalıyor.

 

-İsmini neden açıklamıyorsun?

 

-Bir beklentin mi var? gibi yorumlar yazılıp duruyor.

 

Oysa ki; Cesur Yürek Neşe hiç bir şeyden korkmadığını sadece ve sadece camiaya olan saygısından dolayı ismini yazmadığını belirtiyor.

 

Köşesinde ne yazmıştı Neşe Yıldızhan:

 

“…Bu olayda başrolde oynayan kişi siyasi bir yönetici!

Olay nasıl mı? Anlatayım.

Siyasi yöneticinin eşinin babası vefat eder. Vefat eden babanın emekli maaşı vardır. Bu emekli maaşından faydalanmak için boşanmaya karar verirler ve mahkemede resmen boşanırlar. Fakat birlikte yaşamaya devam edilir. Babadan kalan emekli maaşı da yaklaşık 10 yıldır alınır.

Ancak gün gelir devran döner bu oyun ortaya çıkar. Çünkü Milliyetçi geçinen zât yönetici olmuştur. Bütün gözler onun üzerindedir. Ve bu hususta şikâyetler olur. Şikâyetler olunca da artık kaçış yoktur. Olayı örtbas etmek üzere SGK’ya maaşın kesilmesi için dilekçe verilir…”

 

Bence son yılların Kahramanmaraş’ta en büyük skandal bir iddiası ile karşı karşıyayız.

 

İddiadan da öte, Yıldızhan belgeleriyle doğruladığını da yazıyor.

 

Kimlik gazetesi sahibi ve Başyazarı Mehmet Fiskeci abimiz, Neşe Hanımın köşe yazısını kendi sitesinde MHP logolu manşet resmi yaparak yayınladı.

 

Usta gazetecinin MHP resmini kullanması, siyasetçi yöneticinin demek ki, MHP de aktif görevde olan birisi olduğunun delili.

 

Biz öyle anlıyoruz.

 

Aldığımız duyumlara göre Cesur Yürek Neşe’nin köşe yazısından sonra, MHP’nin Kahramanmaraş İl Binası koridorlarında bu yöneticinin kim olduğu ile ilgili bir sürü dedikodu söylentileri çalkalanıyormuş. 

 

Kim olduğu tartışılıyormuş.

 

Kim evli, kim boşanmış, sorgulanırken, bazı yöneticiler parti binasına gelmekten çekinir olmuş.

 

Bence İl Başkanı Süleyman Öner, bu işe acilen el koymalı.

 

Yapabileceği üç şey var.

 

Birincisi şudur:

 

Durumu ciddiye almalı ve parti disiplinini derhal devreye sokmalı.

 

Disiplin konusunda son aylardaki tutumuyla tavizsiz olarak biliniyor kendisi.

 

Parti disiplinini devreye sokmaz, bunu ‘fuzuli uğraş’ olarak görürse, hemen daha az zahmetli olan ikinci seçeneği devreye sokmalı.

 

İkinci seçenek şudur:

 

Bir basın toplantısı düzenleyerek, MHP İl teşkilatında böyle bir siyasi yönetici yoktur. Bu olsa olsa yandaş medyanın iftirasıdır diyebilmeli.

 

Yokkk, ya iddia edildiği üzere, yazılanlar doğruysa…

 

Geriye üçüncü ve son seçenek kalıyor, oda şudur:

 

Hangi siyasi yönetici ise, derhal istifa etmeli veya ettirilmelidir…

 

Bence etik olan budur…