SAHİ noldu?

*

Akdo’su, Kervan’ı, Osmanlı’sı, Rabert’ı, zartı, zurtu…

Hani sundurmaları yıkılacaktı?

Hani Bakanlık talimat vermişti?

Hani idare mahkemesi kararı çıkmıştı?

*

Bırakın eskilerin yıkılmasını…

Yenileri bir biri ardına yapılıp hizmete açılıyor…

Ve belediye bunlara işyeri açma ruhsatı veriyor…

*

Açın kardeşim açın…

İsterseniz kaldırımın başladığı yere kadar sundurmalarınızı açın…

Yayalar yürümesin o yollarda…

Bina çekme mesafelerini işletmenize katın anasını satayım…

İşletmenizi büyütün…

Kim karışabilir ki sizlere…

Milletvekili tanıdığınızı araya sokarsınız…

Büyükşehir Belediye Başkanının kapısını aşındırırsınız…

Sundurmanızı “sündürmek” için kılıf aramaya devam edersiniz…

Hatta bu hususta sözüm ona Büyükşehir Meclisinden uyduruk bir komisyon kararı bile çıkarırsınız…

*

Muktedirsiniz…

*

Nasıl olsa paralarınızda var…

*

Ceza bile sizlere tırıs gelir tırıs gider…

*

Bu tür sundurmalar nasıl olsa yıkılmıyor ya!

Onikişubat belediyemiz gereğini yapmıyor ya!

Dozerleri alıp işletmenizin kapısına dayanmıyor ya!

*

Benim size bir teklifim var…

*

Gelin kaldırıma kadar yaptığınız sundurmaların yukarı doğru üstünü de SÜNDÜRÜNNN…

*

Amma güzel olur be…

*

Ha ne dersiniz?

*

Güzel olmaz mı?

*

Işıklı, mışıklı, Vallahi güzel olur…

*

Söz bu sefer ben de yanınızda olacağım…

 

NOT: Yarın birgün müteahhitler yaptıkları binaların üst tarafına kaçak birkaç kat fazladan çıkarlarsa şaşmayın… Nasıl olsa kaçak sundurmalar yıkılmıyor… Onlarda bu sundurmaları emsal gösterirlerse karışmam…