"Bir dünya markası, yaşı ve vücudu izin vermediği sürece milli takımı bırakması doğru değil. Bizimki bir milli dava"

"Bir metin hazırlayarak Arda'nın da görüşünü alarak, Arda yapacağı konuşmadan sonra affedilir konuma getirmeyi de hocamız düşündü. Arda maalesef basın toplantısında Milli Takımı bıraktığını açıkladı. Yaptığı yanlış"

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören, milli takımı bıraktığını açıklayan Arda Turan ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Riva'da bulunan TFF merkezinde düzenlenen ve canlı yayınlanan programda Yıldırım Demirören, kendisine yöneltilen sorulara şu yanıtları verdi;

 Arda olayını ilk nasıl öğrendiniz?

Yıldırım Demirören: Arda olayını uçak indikten sonra bana mesajla haber geldi. Mesajı gördükten sonra geç saatlerdi, sabahı bekledikten sonra durumu değerlendirip hocamızla konuşup ona göre bir karar almamız gerektiğine kanaat getirdim. Olaydan hemen sonra öğrendim.

 İlk ne düşündünüz?

Tabii ki üzüldük. Ama olayın tam detayını öğrenmemiz gerekiyordu. Bekledik, hocamızla konuştuk. Olayın detaylarını öğrendik. Hocamız ve takım sabaha karşı uyudular. Uzun bir seyahatti. Yönetim Kurulu olarak kararımızı zaten anında hocamıza ilettik. Hocamız da aynı fikirde olduğunu beyan ederek, futbolcusunun uyanmasını bekleyerek, futbolcusu uyandıktan sonra kaptanımızı bekleyerek bizim yönetim kurulu kararımızı futbolcuya deklare etti hocamız.

Yönetim Kurulu kararından sonra Arda ile bir görüşmeniz oldu mu?

Arda, hoca ile yaptığı görüşmeden sonra beni aradı. Konuştuk. İki kişinin arasında konuştuğu bir mevzu. Araması da önemli.

Fatih Terim, Kosova maçından sonra Bilal Meşe ile bir araya gelip tatlıya bağlanacağını söyledi.

Hocayla yaptığımız değerlendirmede, yaptığı hareketin doğru olmadığını, kendisini süresiz kadro dışı bırakmamız gerektiği konusunda hemfikirdik. Hocamız da bunu beyan etti. Arda gibi bir oyuncuyu, kart görmüş düşünerek, topluma mal olmuş kaptanı, dünyalı yıldızı olarak gördü. Bir metin hazırlayarak Arda'nın da görüşünü alarak, Arda yapacağı konuşmadan sonra affedilir konuma getirmeyi de hocamız düşündü. Arda maalesef basın toplantısında Milli Takımı bıraktığını açıkladı. Yaptığı yanlış. Kongrede de söylediğim gibi medeni şekilde yaptığı hatayı söylememiz lazım. Diğer taraftan Arda'yı korumamız gerekiyor çünkü bir dünya markası. Ama bir dünya markası, yaşı ve vücudu izin vermediği sürece milli takımı bırakması doğru değil. Bizimki bir milli dava. Arda'yı da bırakmasından sonra aradım, 'Bırakıyorum' son konuşmasına üzüldüğümü, tatile gitsin dinlensin, tekrar konuşmak istediğimi kendisine de beyan ettim. Kamuoyundan üzülerek takip ettim, yok 'Federasyon gereğini yapmadı'. Federasyon gereğini yaptı. Olayı öğrendi, gerekli kararı aldı, kadro dışı bıraktı. Bu süresiz olarak açıklandı, sebebi de Arda gibi bir oyuncuyu kazanabilirsek hocamız ileride teknik olarak 'İstiyorum' derse oynatabilirdi. Kendi beyanıyla 'Bırakıyorum' dedikten sonra bizim yapabileceğimiz bir şey yok.

Tatilden döndükten sonraki görüşmede Fatih Hoca da olabilir mi?

Bizlerin konumu, özellikle benim konumum, federasyon başkanıyız. Federasyon başkanı, Mevlana gibi elimizi, kolumuz açarız, herkese sevgi duyguları ile yaklaşmak zorundayız. Bir hata yapılmıştır, hatayı anlatırız ama hata yapanı yerden yere vurmak için değil kazanmak için, marka değeri için elimizden geleni de yaparız. Ben bunu yapmaya çalıştım. Birine bir hakaret bir saldırı yapılacaksa, bugün benim herkese saldırmam lazım. Çünkü aynı hakaretler aşağı yukarı bana da yapılıyor. Ben o kişilerin elini sıkarak gördüğüm vakit merhaba diyerek bana hakaret edenleri zaten orada eziyorum. Arda'nın da bu hareketi yapması gerekiyor. Çünkü Arda gibi bizler gibi, topluma mal olmuş kişiler her yaptığımız harekette toplumsal sorumluluklarımızı düşünmek zorundayız.

Bilal Meşe ile görüşmeniz oldu mu olay sonrası?

Kendisini ertesi sabah aradım sakin olmasını, bu işlerin çözüleceğini, Arda'nın hepimizin evladı olduğunu söyledim. Hatta Sayın Bilal Meşe'yi dönerken kendi uçağımla İstanbul'a geri getirdim. Kendisine şunu söyledim, bir başkan olarak, kardeşi olarak rica ediyorum, 'Dava da açma, Arda bizim küçüğümüzdür, bu olay tatlıya bağlansın. Bir şekilde bu olayı bitirelim' dedim. Arda bir hata yapmıştır. Ne kadar 'Yapmadım' dese de bir hatadır. Bizim toplumumuzda, bizim örf ve ananelerimize her zaman büyüğümüze saygı ve sevgi vardır.

Kullandığı hakaretler içinde sadece Bilal Meşe'yi değil, Fatih Hoca'ya hatta şahsınıza yönelik de değerlendirilen bazı ifadeler var. Siz üzerinize alındınız mı?

Dediğim gibi Arda beni aradı. Bir ikincisi federasyon başkanıyım, Arda'nın büyüğüyüm. Hata da yapmış olsa ben affetme yollarını ararım. Yoksa kavga yaratmak, birilerini kırmak çok kolay. Niye Arda'yı kazanmayayım. Benim bu yaptığım hareket örnek olarak sırf Arda'ya yönelik değil ki. Aynı hatayı ileride bir sporcumuz bir yıldızımız yaparsa sırf futbolda değil hangi sporda olursa olsun, biz kazanmanın yolunu onlar da özür dilemenin yolunu öğrenmeleri gerekiyor. Topluma da bu mesajı vermemiz gerekiyor. Bu konuya daha fazla gitmeye gerek yok.

 Arda neden bu noktaya geldi?

Kendine göre bir sebebi vardır ki bir patlama, hatalı bir hareket yaptı. Kafasındakini bilme şansımız yok. Ancak onu Arda kaptanımız bir yakını ile paylaştıysa onlar bilir. Bunları birileri bilip de hocamızı, teknik kadromuzu veya Bilal'i uyarmadıysa biraz da onlarda kabahati aramak lazım. Arda kimseyle paylaşmayıp, uçakta gördüğü anda bir hareket yaptıysa bunu kimsenin bilme şansı yok. Bize göre Arda kaptanımız milli takıma çağrıldıktan sonra geçmişten gelen problem bitmişti. Ondan sonra 3 tane maç oynandı, 33 tane antrenman yapıldı, birlikte seyahat edildi. Niye tedbir alınmadı denemez. Burada beni üzen milli bir kriz yaşandı. Doğru, dünyanın her yerinde, her sporda kriz olabilir. Bu milli krizi bahane edip, kendi kişisel çıkarları için olayı alıp başka yerlere taşıyıp büyütmeye çalışanlar bu sorunu büyüttü.