ŞİMDİ piyasada moda…
 

Yapı tasarrufu adıyla ve cüzi bir miktar belirleyerek ve de gruplara ayırarak ''Ev sahibi olun'' modası başladı…
 

Bir biri ardına kurulan firmalar şehirlerin en pahalı caddelerinden bürolar tutarak insanları ağlarına düşürüyor desem yeridir.
 

Giren bir daha çıkamıyor…
 

''Bekle diyorlar…''
 

''Çıkacak diyorlar…''
 

''Her ay paranı yatır diyorlar…''
 

Çıkmak istiyorum denildiğinde ise…
 

''Herhangi bir para vermeyiz diyorlar…''
 

''Şu kadarı çalışma bedeli…''
 

''Yüzde 68 ise yatırdığınız paradan kesinti olacağını belirterek yüreğinize hançer saplıyorlar…''
 

*
 

Anlayacağınız atacağınız imzayla yatırdığınız paradan vazgeçeceğiniz anlamı çıkıyor…
 

Hiç düşündünüz mü?
 

Her şehrin en lüks yerlerinden yüksek ücretle kiralık büroları nasıl tutuyorlar?
 

Hiç düşündünüz mü?
 

Çalışan personellere ne kadar maaş veriyorlar?
 

Hem de sizin yatırdığınız paralardan…
 

*
 

Son günlerde Televizyonlarda boy boy reklamlar…
 

Sanki ben bu reklamları 80 yıllarda görmüş gibiyim…
 

Mesela…
 

Banker kastelli de…
 

Mesela…
 

2000 yıllar da Titan saadet Zincirin de…
 

Daha birkaç yıl öncesin de ise…
 

Çiftlik bank olayın da…
 

*
 

Şimdi uyarımı yapıyorum:
 

Diyelim ki istediğiniz ev çıktı!
 

Aldınız…
 

İpoteği kim koyuyor?
 

Firmalar…
 

Peki, bu firmalar yarın bir gün topladıkları paralarla kaybolursa?
 

Çiftlik bank tosuncuğu gibi…
 

Saadet zinciri titancılar gibi…
 

Ne olacak?
 

Oturduğunuz ev kimin olacak?
 

Tapusunda ipotek olduğu için o ev tapusundan ipoteği nasıl kaldıracaksınız?
 

Ev alacağım diyerek 40 lı gruplara ayrılarak 40 ay para yatırmak hangi mantıkla izah edeceksiniz?
 

Yatıracağınız parayı bankalarda açacağınız hesaplara her ay götürüp altın veya başka yatırım aracı ile değerlendirip birikim yapamaz mısınız?
 

Siz siz olun iki değil on kere düşünün…
 

Sonra eyvahhhh demeyin…
 

Attığınız imza ile yükümlülük altına girdiğiniz sözleşmeyi iyi okuyun…
 

Sonra:


Müslüm Gürses’in ''son pişmanlık neye yarar'' şarkısını oturur dinlersiniz…