MHP Kahramanmaraş Milletvekili Aday Adayı Prof. Dr. Sefer Aycan; Çanakkale Zaferi'nin bir milletin bağımsız yaşama isteğinin sonucunda canları pahasına yazdığı bir destan olduğunu söyledi.

 

 

Prof. Dr. Aycan, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 100. Yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada; Türk Milleti’nin tarih sahnesine çıktığından itibaren aziz varlığını müdafaa ve muhafaza amacıyla olağanüstü mücadeleler sergilediğini söyledi. Türk Milletinin uzun asırlar boyunca en kesif saldırıları göğüslediğini, en vahşi niyet ve emelleri tesirsiz hale getirdiğine dikkat çeken Aycan, şunları söyledi:

 

"100 yıl önce tarihin akışı, Türk Milleti tarafından bir kez daha değiştirilmiştir. Çanakkale önlerinde yaşanan ve tarihe altın harflerle yazılan destan bunlardan birisidir. En mühimi olarak milli hafızalarda eşsiz bir yer etmiştir. İşgalci güçleri; Çanakkale önlerinde yüzbinlerce şehit verilerek durdurulmuş, işgalci ve sömürgesi güçler Çanakkale’den yükselen iman dalgasının altında kalmışlardır. Milli şuur ve heyecan kahramanlıkla birleşmiş ve Çanakkale’yi geçilmez, Türk milletini yenilmez yapmıştır. Şurası açıktır ki, Çanakkale; namus ve şeref savunmasının adıdır.

 

Çanakkale; bağımsızlık ve var olma iradesinin tartışma götürmez adımıdır. Türk milleti topyekûn ayağa kalkmış, iffetine, istiklaline, istikbaline ve izzetine kast eden, dil uzatan, göz koyan kim varsa silip süpürmüştür. Emperyalist güçlerin teknolojik ve askeri üstünlükleri bir işe yaramamış, vatan ve millet sevgisi savaşın seyrini ve kaderini kökten değiştirmiştir. Bu savaşlarda geleceğimizi tayin ve tescil eden kahramanlıklar, fedakârlıklar Çanakkale’yi etten bir kaleye çevirmiştir.

 

Aziz Türk Milleti; Çanakkale’de tarihi haklarına sahip çıktı ve hepsinden önemlisi mütecaviz saldırılara boyun eğmedi, teslim olmadı, diz çökmedi. Milletimiz bu teslim olmaz ruhu, boyun eğmez karakterini nice canları pahasına gösterdi ve ispatladı. Bir hilal uğruna kefensiz toprağa giren yüz binlerce asil millet evladı son yurdumuzu güvenceye almış ve gelecek nesillere değeri hiçbir şeyle ölçülemeyecek bir miras bırakmıştır.

 

Çanakkale’de oluk oluk akan şehit kanı, üzerimizde hesap yapanların oyunlarını bozmuş, senaryolarını başlarına geçirmiş, heveslerini kursaklarında bırakmıştır. Çanakkale’de köken, mezhep, yöre, dil veya bir başka yapay farklılık dikkate alınmadan milletimizin her ferdi aynı ülkünün, aynı hedefin, aynı kararlılığın etrafında toplanmıştır. Çanakkale’yi anlamlı kılan, tarihe altın harflerle geçmesine vesile olan yegâne özelliklerden birisi de birlikte yaşamaya dönük güçlü kararlılığın neleri başarabileceğini göstermesi olmuştur."

 

100 yıl önce Çanakkale’den yükselen milli ruhun, tertemiz vicdan, bin yıllık kucaklaşma ve kaynaşmanın Türkiye Cumhuriyeti’nin de adeta önsözü olarak tarihe geçtiğini, gelecek yılların stratejik dönüşümünü sağladığını vurgulayan Aycan, şunları söyledi:

 

"Kaybımız ne kadar fazla, acımız ve hüznümüz ne denli çok olsa da Çanakkale Zaferi bağımsız yaşama konusunda tavizsiz duruşumuzun en kat’i işaretidir. Kınalı kuzular vatan kurtarmış, isimsiz nice yiğitler hak ve hukukumuza leke sürdürmemiştir. Çanakkale’deki disiplin, inanmışlık, gözü peklik, mertlik, mermiye meydan okuyan cesaret gerçek manada milli mücadele yıllarına ilham vermiş ve rotasını çizmiştir. İstiklalimizin şifreleri Çanakkale’nin manevi ikliminde somutlaşmış ve verilen şanlı mücadelelerin içinde derinlik kazanmıştır.

 

Bugün yalanı, talanı, soygunu örtbas edebilmek için yeni istiklal savaşı uydurmasının peşine takılan, pervasızca dillendiren bedbahtlara tavsiyemiz Çanakkale’yi iyi anlamaları ve yorumlamalarıdır. Kim ne yaparsa yapsın, şehitlerimizin emaneti olan bu kutsal vatan ebediyete kadar yaşayacak, mensubu olduğumuz kutlu millet sonsuza kadar bir ve bütün halinde kalacaktır. Bu hakikati değiştirmeye ve bozmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Bu düşüncelerle ’18 Mart Şehitleri Anma ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin dönümünde vatan ve millet uğruna hayatlarını kaybetmiş tüm şehitlerimize ve muhterem ecdadımıza Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum. Hepsinin ruhu şad olsun.”