İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında gündeme dair açıklamalar yapıyor.

İşte Meral Akşener'in son dakika açıklamalarından öne çıkanlar;

FRANSA KRİZİ
Kendi iktidarını kurtarmak için, Peygamberimize hakaret etmeyi, Müslümanlara hakaret etmeyi mübah gören, Emmanuel Macron’u, ve onun temsil ettiği bu barbar zihniyeti kınıyorum.

Ne var ki, bizim kınamak ve kınanmaktan öte dertlerimiz var. Dünya da yansa, vatandaşımızın derdini öncelemek zorundayız. Kınamakla kalmayıp, ülkemizi güçlü, vatandaşımızı müreffeh kılmalıyız ki; Macron gibiler böyle densizlikleri yapmadan önce 40 kere düşünsünler.

Türkiye’nin karakteri, bize saygısızlık yapana hakaret etmek değil, bize saygısızlık yapanı pişman etmektir. Ama bu, lafla olmaz. Ağız dalaşına girmek, güçsüzlerin, acizlerin başvurduğu bir yoldur. Güçlü olan, ağız dalaşına girmez. Güçlü olan, “Ey Fransa, Ey Amerika, Ey İsrail” deyip, perde arkasında al gülüm, ver gülüm yapmaz. Güçlü olan, vatandaşını boykota çağırıp, kendi işini milletine yıkmaz. Güçlü olan, gerekeni yapar. Ama güçlü olmak için, akıllı bir dış politika yürütmek gerekir.

Güçlü olmak için, üreten, sağlam bir ekonomiye sahip olmak gerekir. Güçlü olmak için, memlekette demokrasiyi, hukuku ve adaleti hakim kılmak gerekir. Hakarete karşı, daha büyük bir hakaretle cevap verirseniz, Macron’un Fransız kamuoyundaki gücünü artırırsınız.

O nedenle Sayın Erdoğan’a sesleniyorum; Takındığın bu tavırla, Macron’u pişman etmedin, bilakis Macron’a destek çıktın. Türk dış politikasını, egona meze yapmaktan artık vazgeç. Yabancı ülkelerin ergen tavırlı liderlerine, hak ettikleri cevabı, aynı ergen tavırla değil, devlet adamlığıyla ver. Bulunduğun makama yakışan da, ülkenin menfaatine olan da budur.

Hayatın her alanında, akılla hareket etmek zorundayız. Aklın olmadığı yerde, işler mutlaka sarpa sarar. Ülke yönetimindeyse, akıl vazgeçilmezdir. Yaşadığımız zorluklar karşısında, aklımızı kullanamazsak, düze çıkmamız mümkün olmaz.

BÜTÇE
Ülkemizin ve milletimizin geleceğini etkileyecek, bir bütçe dönemine daha girdik. İşte o sözünü ettiğim akla, bugünlerde çok daha fazla ihtiyacımız var. Ne var ki, iktidarın hazırladığı bütçede akıl var mı, işte orası koca bir muamma…

Şöyle özetleyeyim: 2021 bütçesi, iktidarın 2023 hedeflerini, 2053’e erteliyor. Yani bugünün sorunlarını gidermiyor, dertli vatandaşımıza, 30 yıl sonrasının hayallerini pazarlıyor. 2021 yılı bütçesinin ve üzerine oturduğu Yeni Ekonomi Programı’nın, bir vizyonu olmadığı gibi, ülkemiz için çizdiği bir yön de yok.

Ana hatlarından anlıyoruz ki; Bu bütçe, Türkiye’nin fakirleştiğinin itiraf belgesidir. Bu bütçe, Türkiye’nin, aynı 1990’lı yıllarda olduğu gibi, yeniden “bütçe açığı – borçlanma - faiz sarmalına” girdiğini söylüyor. Bu bütçede, kişi başı milli gelir, 14 yıl öncesine dönüyor. Bu bütçede, yatırımların oranı 2002’nin bile altına düşüyor.

Yani bu bütçe, milletin derdini çözecek bir hizmet bütçesi değil, bir çaresizlik bütçesidir. Bakın size iki örnek vereyim: Geçen hafta, plan bütçe komisyonunda görüşülen torba yasada, millet vicdanını incitecek bazı maddeler kabul edildi. Bunlardan birinde, tahvil, döviz, faiz ve borsa gelirlerine sağlanan, düşük vergi oranı, 10 yıl daha uzatıldı.

Yani; Yeni vergiler ve vergi zamları, geçinemeyen vatandaşın sırtına yüklenirken, paradan para kazananlar için, düşük vergi uygulamasına “devam” denildi. Bu da yetmiyormuş gibi, aynı torba yasada, Cumhurbaşkanı’na, kurumlar vergisi oranını, yüzde 20’den, yüzde 15’e indirme yetkisi veriliyor.

Düşünün; siftahsız dükkan kapatan esnaftan, yüzde 20 stopaj alan devlet, kurumların, kâr ettikleri zaman ödedikleri vergide indirime gidiyor. Böyle insafsızlık, böyle vicdansızlık olur mu? Ülkeyi yönetenler, milletini önemsemeyince, Milletini düşünmeyince maalesef oluyor…

Aziz milletim; Sayın Erdoğan ve arkadaşları milletin derdini düşünmediği gibi, O dertlere çözüm önerilerinde bulunan İYİ Parti’yi de dinlememekte ısrarlı.

Mesela, 2021 bütçesinin görüşüldüğü komisyona, İYİ Parti olarak bir önerge verdik. Firmaların devletten, 200 milyar lira birikmiş KDV alacağı var. Bu alacaklarının, vergi ve prim borçlarına mahsup edilmesini talep ettik. Ama iktidar partileri reddetti. Mesela, Ekonominin hali ortadayken, 2021 vergi ve prim ödemelerinin, 2022’ye ertelenerek, 18 değil, 36 taksite bölünmesini talep ettik. Ona da hayır dediler.

Mesela, Milletvekillerimiz, Haziran 2020’de, ve daha sonraki günlerde, vergi ve primlerin yapılandırması için önergeler verdiler. Komisyondaki görüşmelerde de bu önergeler tekrarlandı. Ama yine iktidar partileri tarafından reddedildi.

Sonra ne oldu? Bu kez aynı maddeleri kendileri getirdiler, aynı işe bu defa kabul oyu verdiler. Biz de İYİ Parti Grubu olarak yapılandırmayı destekledik, ve Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edildi. Güler misin, ağlar mısın?

Ak Parti iktidarı, ergenliğin kurumsallaşmış hali gibi davranmaya devam etse de; Bizim için; milletimizin, esnafımızın yararına atılacak bir adıma, kimin ne oy verdiği önemli değil. Biz meseleye böyle bakıyoruz.

Çünkü bizim tüm gayretimiz, milletimiz içindir. Onlar, duymazdan gelseler de, Onlar, görmezden gelseler de, Biz her zaman milletimizin yanındayız. Milletimizin derdini dinliyoruz, çaresizliğini görüyoruz. Ve bu kürsü de dahil olmak üzere, her fırsatta, ülkeyi yönetenleri uyarıyoruz. Onlar bizim önergelerimizi reddetseler de, Biz, bıkmadan, usanmadan, milletin derdini, Milletin Meclisi’ne taşımaya devam edeceğiz. Çünkü Millet İradesi kutsaldır ve İYİ Parti de bu aziz milletin avukatıdır.