Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, Trabzon’da düzenlenen Kültür ve Turizm Bölge Çalıştayı’na katıldı.

 

Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, Türkiye’nin algısı ve imajına yönelik kara propaganda yürütüldüğünü belirterek, “Şu anda bir türbülans yaşıyoruz. Ama burada psikoloji ve algıyı çok iyi yönetmeliyiz. Bunu da çok iyi yönetiyoruz. Sadece turizmi konu alan telafi edici ve önleyici tedbirleri konuştuğumuz 4 toplantı düzenledik" dedi. 

 


Ünal, Rus turizmine bağlı olan Antalya’ya EXPO-2016 ile yeni bir ivme kazandırmayı amaçladıklarını da vurguladı.

 


Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen Sinop, Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize, Artvin, Gümüşhane ve Bayburt illerinin kültür ve turizm potansiyelleri, sektörün sorunları ve çözüm önerilerinin masaya yatırıldığı Kültür ve Turizm Bölge Çalıştayı'na Maliye Bakanı Naci Ağbal, Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu ile Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç’ın yanı sıra bölge valileri, milletvekilleri, bürokratlar ve sektör temsilcileri katıldı.

 

PARALEL YAPI TURİZME SALDIRIYOR


Ünal, Türkiye’nin turizmine dönük saldırının paydaşlarından, hatta temel taşıyıcılarından birinin de paralel yapı olduğunu belirterek şunları söyledi:

 


“Yaklaşık 130 ülkede faaliyet gösteren bu yapı bulunduğu her ülkede, ‘Türkiye güvenlik açısından riskli ülkedir’ propagandası yapıyor. Yetmiyor, Türkiye içinde de medya organları aracılığıyla, ‘1300 tane otel iflas ediyor, batıyor’ diye kara propaganda yürütüyor. TÜRSAB başkanımız burada. 60 günden beri, 24 Kasım’da uçak düştüğü günden bu güne kadar hassasiyetle psikolojiyi ve algıyı yönetmeye çalışıyoruz. Uçak türbülansa girdiğinde öncelikle yolcuların psikolojisini iyi yönetmelisiniz, yoksa panik çıkar. Evet, şu anda bir türbülans yaşıyoruz. Ama burada psikoloji ve algıyı çok iyi yönetmeliyiz. Bunu da çok iyi yönetiyoruz. Sadece turizmi konu alan telafi edici ve önleyici tedbirleri konuştuğumuz 4 toplantı düzenledik. Devlet olarak bu sektörü türbülans sürecinde nasıl kuşatacağımızın ve sağlıkla, selametle nasıl çıkaracağımızın çalışmalarını yapıyoruz. 

 


13 yılda o kadar çok krizi yönettik ve engel aştık ki, her krizden güçlenerek ve o krizin bünyesindeki fırsatları dönüştürerek çıktık. Türkiye’nin enerjisi, heyecanı, umudu son derece dinamik. Herkese ve her şeye inat birileri Türkiye’nin turizminin kaderiyle oynarken, ona ömür biçerken burada 4 bakan, valiler, milletvekilleri toplandık, bölgenin turizm geleceğini konuşup planlamalarını yapıyoruz. Yayla ve meraların korunması lazım. Bunu bugün yapmazsak yarın istesek de düzenleyemeyiz, temizleyemeyiz.

 

KİMLİK KAYBOLMAZ AMA KALİTESİ KAYBOLUR

 

Bakan Ünal, gelen turistlerin konaklama süresinin artırılması, alternatif turizmin desteklenmesi, kruvaziyer turizmin altyapısının yaygınlaştırılması, şehir merkezlerinde yöresel mimariyle inşa edilen yapıların restore edilmesi, kültür merkezi konseptinin yeniden yapılandırılarak kültürü yansıtacak ve yaşam mekanı haline dönüştürecek nitelikte şehre entegrasyonunun sağlanması gerektiğini ifade ederek müzelerin de şehrin tarihini yansıtması gerektiğini söyledi. Her toplumun kendi kimliğini ve kültürel aidiyetini yeniden inşa etmek istediğini, Türkiye'nin kültürel alanda en çok ihtiyaç duyduğu şeyin hafızasını yeniden inşa etmek olduğunu dile getiren Ünal, "Eğer hafızamızı yeniden inşa edemezsek kimliğimizi inşa edemeyiz. Hafızası ve kimliği olmayan bir toplumun kültür üretmesini bekleyemezsiniz. O yüzden hafızamızı inşa edeceğiz. Kimlik kaybolmaz ama kalitesi kaybolur" dedi. 


BU ÜLKENİN ARŞİVİ VAGONLARLA BULGARİSTAN'A SATILDI 


Ünal, Bakanlar Kurulu kararı ile Sultan Abdulhamit Han'ın nadir eserler kütüphanesinin İstanbul Üniversitesine nakledilmesini hatırlatarak şunları kaydetti:"1998'de Kütüphane Müdürü prof hanımefendi o dönemin 28 Şubat'ın simge isimlerinden Eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'na gidip diyor ki 'Sayın Rektör, kütüphanemizde irticai unsurlar buldum, bunları atmamız lazım' ve 16 bin nadide eser çöpe atılıyor bu ülkede. Yani nasıl bir akılla hafızamızı yok ettiklerini geçmişte yanlış uygulamalarla biz biliyoruz. Bu ülkenin arşivi, vagonlarla Bulgaristan'a satıldı. Yetmedi, mermerlerin üzerindeki o nadide halk eserleri kazındı. Şimdi bizim yeniden hafızamızı inşa etmemiz gerekiyor ki kimliğimizi yeniden inşa edelim. Kimlik kaybolmaz ama kalitesi kaybolur. Hafızamızı inşa ederek kimliğimizin kalitesini artırmak, kimliğimizin kalitesini artırarak da kültürümüzün niteliğini artırmak istiyoruz" dedi.