Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, CHP'nin yapacağı kurultayda Genel başkanlık yarışıan dahil olup olmayacağı konusunda açıklama yaparak; "Bunları konuşmanın yeri zamanı değil. Buralara halk layık görür, yetkili kurullardan çıkar böyle bir adaylığım yok benim" dedi.
 


"TÜRKİYE'NİN MUHALEFET İHTİYACI VAR"



Cumhuriyet Halk Partisi'nin Cumhurbaşkanlığı seçim yenilgisinin ardından yapacağı kurultayda Genel Başkanlık yarışında adı sık sık dile getirilen Feyzioğlu; "Halk tarafından çok sevilince, çok büyük teveccüh gösterince böyle sözler çıkıyor. Ben görevimin başındayım. Benim görevim yüreklere işlemek, yüreklere yer yapmak. Burada slogan olsun diye söylemiyorum. Hayatta en büyük mutluluk insanların yüreğine girebilmek. Bugün burada gördüm ki insanların yüreğine girmişim" dedi.
 

TBB Başkanı Feyzioğlu, böyle görevlere vatandaşların layık göreceğini ifade ederek şöyle konuştu; "Halen Türkiye Barolar Birliği Başkanıyım. Türkiye'nin adalet ihtiyacı var. Türkiye'nin hukuk ihtiyacı var. Bütün bunları etkin şeklide dile getirecek bir muhalefet ihtiyacı var. Türkiye'de hukuk devletinin korunabilmesi, demokrasinin korunabilmesi için siyasi iktidarın baskısını frenleyecek ve alternatif olacak bir muhalefete ihtiyaç vardır. Bu ihtiyacı dile getirmek benim görevimdi, dile getirdim getirmeye devam ediyorum. Bunları konuşmanın yeri zamanı değil. Buralara halk layık görür, yetkili kurullardan çıkar böyle bir adaylığım yok benim"



"CUMHUBAŞKANLIĞI MAKAMINA YAKIŞMADI"

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Eğer Yargıtay, Baro Başkanını çağırıp orada konuşturacak olursa oraya ben katılmam" sözleri hakkında da açıklama yapan Feyzioğlu; "Biz sayın Erdoğan'ın seçildikten sonra Cumhurbaşkanı gibi düşünmeye başlamasını arzu ederdik" dedi. Cumhurbaşkanı gibi düşünmenin 77 milyonu kucaklamak demek olduğunu söyleyen Feyzioğlu şunları kaydetti; "Bir gün önce 77 milyonu kucaklayacağım diyen birinin, 77 milyonun hakkını savunan avukatların temsilcisi salonda olursa ben katılmıyorum demesi açıkçası hayal kırıklığıdır. Türkiye cumhuriyeti açısından hayal kırıklığıdır. Avukatların kurucu unsur olmasının nedeni, 77 milyon insanı yargıda temsil ediyor olmasıdır. Orada olursa katılmam demek Cumhurbaşkanlığı makamına uygun değildir, yakışmamıştır. Ben yanlış başladığını düşünüyorum. Birinci adım yanlış oldu, ikinci adım umarım doğru olur. Tekrar söylüyorum bu Türkiye'nin çok etkin ve alternatif oluşturma gücüne sahip bir muhalefete ihtiyaç duyduğunun en önemli kanıtıdır."
 


TÜRKİYE'DE MUHALEFET SORUNU VAR

 


Nevşehir’in Hacıbektaş İlçesinde bu yıl 51'inci Ulusal 25'inci Uluslararası Hacıbektaş Veli Anma Kültür ve Sanat etkinlikleri kapsamında Hacı Bektaş Veli Kültür Merkezi’nde düzenlenen panelde konuşan TBB Başkanı Prof.Dr. Metin Feyzioğlu, Alevilerin artık oldukları gibi değerlendirilmek istendiği gerçeğinin tüm açıklığı ile ortada bulunmasına karşın, halen Alevi tanımlanması ile uğraşılmasının anlamsız olduğunu söyledi. Feyzioğlu, "Çözüm bu Anadolu bozkırında Anadolu rönasansıdır, aydınlanmadır. Çözüm Hacı Bektaş Veli’nin, elbetteki Atatürk’ün ışıklı yolundan yılmadan yürümektir" dedi.
 


Türkiye’nin iktidar sorunu olmadığını ancak Türkiye’de iktidarı frensiz, denetimsiz alternatifsiz bırakan bir muhalefet sorunu olduğunu ifade eden Feyzioğlu daha sonra şunları söyledi:
 


“Türkiye’de hukuk bitti, adalet bitti, yargı bitti, bakın ben avukatım, bizim görevimiz orta sahayı tutmak. Orta saha toplumun omurgasıdır. Biz orta sahayı tuttuk, tutuyoruz, dimdik de tutmaya kararlıyız. Avukatlar orta sahayı tutmaya devam ediyor ama bize forvet lazım, forvet. Orta sahayı ne kadar tutarsak tutun forvetin gol atması lazım. Sistemlerde, demokrasilerde forvetler siyasi partilerdir. Siyasi iktidar, alternatifsiz gibi görünürse, siyasi muhalefet, siyasi muhalefetin içerisindeki bireysel çırpınışların mücadeleleri dışında kurumsal olarak alternatif olduğu algısını bir türlü yaratamaz ise, demokrasilerde demokratik kurumları işletmekle yükümlü olan insanoğulları iktidar değişmiyor bir türlü diye kaygıya kapılarak, ister istemez zaman içerisinde, yıllar içerisinde hukuk kurallarını, siyasi iktidara meylederek yorumlamaya ve uygulamaya başlarlar. Ve bu da yargı mı kaldı, hukuk mu kaldı, adalet mi kaldı diye söylettirir durur. Ama ne zaman ki siyasi muhalefet partileri iktidar alternatifi görüntüsünü verirler bu algıyı yaratırlar, biz geliyoruz derler, yerelde de genelde de geliyoruz diyebilirler, o zaman işte demokratik kurumları işletmekle hükümlü olan insanoğulları yarın iktidar değişebilir düşüncesi ile şu kitaptan karar vereyim,bu kitaba uygun davranayım demekle hükümlü olurlar. Hiçbir siyasi partiyi kast etmeden,ama bir bilim adamı ve bir avukat ve hepsinden önemlisi sade bir vatandaş olarak söylüyorum ki Türkiye’nin iktidar sorunu yoktur, Türkiye’nin iktidarı frensiz, denetimsiz alternatifsiz bırakan bir muhalefet sorunu vardır.”