Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin Osmangazi İlçe Kongresi’ne katılmak için Bursa’ya geldi.

Programına Osman Gazi ve Orhan Gazi türbelerini ziyaret ederek başlayan Babacan, esnaf ziyaretleriyle devam etti.

Nilüfer'deki Fatih Sultan Mehmet Camisi'nde cuma namazını kılan Babacan, iş insanı Mehmet Göçmen'in annesi Yıldız Göçmen'in cenaze törenine de katıldı. Daha sonra Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'ne gelen Babacan, partisinin 1. Olağan Osmangazi İlçe Kongresi’ne katıldı.

Babacan "Mevcut Anayasa’ya bir uyun, görelim ki ondan sonra yeni anayasadan bahsettiğiniz ciddiye alınacak bir iddia olsun. Siz Anayasa’da yazana zaten uymuyorsanız, Anayasa’nın eskisinden ne yenisinden ne bahsediyorsunuz. Mevcut Anayasa’ya uymuyorsunuz, yeni anayasaya uyacağınızı nereden bileceğiz. Bu yeni anayasa dedikleri de ne, biliyor musunuz? Bu ucube, taraflı cumhurbaşkanlığı sistemini iyice derinleştirmek. Keyfi yönetim sistemini memleketimize iyice yapıştırmasını sağlamak" dedi.

Ali Babacan, bugün partisinin Bursa Osmangazi ilçe kongresinde konuştu. Babacan'ın konuşmasının satır başları şöyle;

'UYDURULMUŞ GERÇEKLİK'
Bugünkü iktidar, kendisini ‘uydurulmuş gerçeklik’ dünyasına artık hapsetmiş durumda. Halkımızı da o hayal alemine davet ediyor. İsrafın içinde yüzenler, ‘İtibardan tasarruf olmaz’ diyenler gençlerimizi bu güzel memleketimizden maalesef soğutuyorlar. Sokakta yolumuzu çeviren anne babalar feryat ediyor. İş aramaktan yorulmuş çaresiz gençler isyan ediyor. Bir ülkenin itibarı, o ülkenin gençleridir. İtibar, sadece memlekette havaalanı sayısını çoğaltmakla elde edilmez. Eğer sizin gençleriniz, o havalimanlarının dış hatlarını kendileri için bir ‘umut kapısı’ olarak görüyorsa bu, ülke için bir itibar değildir.  İtibar, anne-babaların, çocuklarının yarınlarından endişe etmeyeceği bir ülkede yaşamasıyla sağlanır.

'2 MİLYON 805 BİN KİŞİ NE EĞİTİMDE NE İŞTE'
Genç nüfus için tutulan bir istatistik vardır. Bu istatistik, ‘ne eğitimde ne de işte’ olanlarla ilgilidir. Yani eğitim hayatından ayrılmış, ancak iş hayatına da girmemiş gençlerin sayısıdır bu. Bu yılın en son açıklanan verisi, ikinci çeyrek verisi var. Ne eğitimde ne de çalışma hayatında olan gencimiz ne kadar biliyor musunuz, tam 2 milyon 805 bin kişi. Bu TÜİK’in rakamı.”

Ülkelerin OECD istatistiklerini bir tablo ile açıklayan Babacan, “OECD şampiyonuyuz, gençlerimizin boşta olması istatistiğinde. Bizim gençlerimiz bu tabloyu hak etmiyor. Üstelik ülkemizde eğitim durumu yükseldikçe bu oran yükseliyor” diye konuştu. Babacan, şöyle devam etti:

GENÇLERE ÇAĞRI
"Çalışan gençlerimize bakıyoruz; gençlerimiz çağrı merkezinde çalışıyor, müşteri temsilcisi oluyor. Mağazalarda satış danışmanı oluyor. Dikiş makinecisi oluyor. Konfeksiyon işçisi oluyor. Çalışanlar da bu işleri yapıyor. Ben buradan Türkiye’nin tüm gençlerine seslenmek istiyorum. Artık buranıza kadar geldiğinin farkındayız. Bazen hayallerinizin peşinden koşmayı bırakmak istediğinizi de çok iyi biliyorum. Geçen her yeni yılın, sizi hak ettiğiniz hayata yaklaştırmadığını görüyorum. Kendinizi kapattığınız o odalarınızda ‘ev genci’ olarak yaş almak istemediğinizi de biliyorum. İşsizliğin sebebini, gençlerin sözüm ona kalifikasyonunun olmadığına bağlayan bir yönetim zihniyetiyle hayat geçmez. Bunu da biliyorum. Türkiye’de adalete hiçbir şekilde güvenmemekte de son derece haklısınız."

Ancak sizlerden tek bir şey istiyorum. Bu mevcut koşullara sakın ola ‘kader’ demeyin. Sakın ümitsizliğe kapılmayın. Karamsarlığın, sizin parlak yarınlarınızı esir almasına asla izin vermeyin. Emin olun, tüm bu günler çok kısa bir zamanda düzelecek. Ülkemizdeki istihdam imkanlarını yeniden her alanda yükselteceğiz. Eğitimin her kademesini kaliteyle taçlandıracağız. Çünkü bizim en büyük amacımız, gençlere hak ettikleri insani koşullarda çalışma ve yaşama imkanı sağlamak. Daha önce de söyledim, tekrar ediyorum: Biz gençlerle yan yana yürümüyoruz. Biz gençlerimizin arkasından yürüyoruz. Biz, hep beraber, el ele bu kabustan uyanacağız.

'TOPYEKUN BİR İKTİDAR DEĞİŞİKLİĞİ OLMASI GEREKİR' 
Hangi sistem olursa olsun ister başkanlık sistemi ister parlamenter sistem eğer anayasayı yok sayan, hukuku önemsemeyen, 'ben aklıma geleni yaparım, kimse de bana karışamaz' diyen bir zihniyet varsa işin başında, o ülkenin herhangi bir konuda başarı elde etmesi mümkün değil. Biz onun için ‘hem sistem değişmeli hem de ülkeyi yöneten zihniyet değişmeli’ diyoruz. ‘Topyekûn bir iktidar değişikliği olması gerekir Türkiye’de’ diyoruz.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Yeni anayasa' için "Biz, Türkiye’nin gündemine getirdiğimiz, ülkemizin ilk sivil anayasasını hazırlama teklifimizde gerçekten samimiyiz. Ak Parti ve Cumhur İttifakı olarak kendi hazırlıklarımızı yapıyoruz" sözlerini hatırlatan Babacan, şunları söyledi:

'MEVCUT ANAYASA’YA UYMUYORSUNUZ YENİ ANAYASA’YA UYACAĞINIZI NEREDEN BİLECEĞİZ'
“Sayın Erdoğan, siz önce Anayasa’ya, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına bir uyun. Mevcut Anayasa’yı, mevcut hukuku, uluslararası sözleşmeleri bir uygulayın. Siz, işinize gelmeyince, mevcut Anayasa’ya uymuyorsunuz ki. Öncelikle şunu bir ortaya koymanız lazım; sizin için anayasa önemli bir metin mi? Kendinizi bağlı hissettiğiniz bir hukuk metni mi anayasa. Önce çıkın bunu ilan edin, ‘Evet, anayasa benim için önemli’ deyin. Mevcut Anayasa’ya bir uyun görelim ki ondan sonra yeni anayasadan bahsettiğiniz ciddiye alınacak bir iddia olsun. Siz Anayasa’da yazana zaten uymuyorsanız, Anayasa’nın eskisinden ne yenisinden ne bahsediyorsunuz. Mevcut Anayasa’ya uymuyorsunuz, yeni Anayasa’ya uyacağınızı nereden bileceğiz? Bu yeni anayasa dedikleri de ne, biliyor musunuz? Bu ucube, taraflı cumhurbaşkanlığı sistemini iyice derinleştirmek. Keyfi yönetim sistemini memleketimize iyice yapıştırmasını sağlamak."

'UMUDUMUZ, VATANDAŞLARIMIZIN KARŞISINA TEK BİR PARLAMENTER SİSTEM ÖNERİSİYLE ÇIKABİLMEK'
6 partinin temsilcileri, geçtiğimiz salı günü üçüncü kez bir araya geldiler. Ve bundan sonra her hafta bir araya gelerek hızlı bir şekilde ilerleyecekler. Ve umudumuz, vatandaşlarımızın karşısına çıkarken siyasi mutabakat zemini kuvvetlenmiş tek bir parlamenter sistem önerisiyle çıkabilmek. Biz bunu ülkemiz için çok önemli görüyoruz. Türkiye’nin şu aşamada bir yönetim sistemi değişikliğine ve aynı zamanda da topyekûn bir yönetim zihniyeti değişikliğine ihtiyacı var.

'O GÜNLER DE GELİR ELBET'
Günü geldiğinde toplumsal mutabakat sağlanır, ortam oluşur ve sivil bir dönemde sıfırdan yazılmış yeni anayasayı da konuşabiliriz kuşkusuz. O günlerde gelir elbet ama şu anda aciliyet kazanan konu, sistemin bir an önce değişmesi ve yönetim sisteminin güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmesi.  Biz de o gün geldiğinde, yani yeni bir Anayasa’yı gerçekten ülkede konuşacak, çalışacak bir ortam olduğunda kendi özgürlükçü, demokrat ve barışçıl ilkelerimizi masaya koyarız.

'ARTIK GÜNDEMİ BİZ OLUŞTURUYORUZ'
Artık bugün bu iktidar ülkenin gündemini oluşturma gücünü kaybetti. Şu anda gündemin peşinden sürüklenen bir iktidar görüyoruz. Artık gündemi biz oluşturuyoruz, DEVA Partisi. Artık terazinin kefesi bu tarafa doğru bastı.”