Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Arnavutköy'de Toplu Açılış Töreni'nde halka hitap etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları: 

Arnavutköy, bugün 260 bini aşkın nüfusu ve geniş yerleşim alanı ile İstanbul'un en önemli ilçelerinden biridir. Sadece son 5 yılda ilçemizin nüfusunun 60 bin artması Arnavutköy'ün potansiyelinin ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor. Geniş bir alana yayılan İstanbul Havalimanı gibi Kanal İstanbul gibi ülkemizin prestij projelerine ev sahipliği yapan bir ilçemiz elbette gelişecek, büyüyecek, güzelleşecek.

Arnavutköy büyüdüğüne göre belediye hizmetlerinin de buna uygun olması buna uygun şekilde olması gerekiyor. Bugün burada Arnavutköy ilçemize kazandırdığımız potansiyeli ile 415 trilyon lira yatırım bedeli olan 82 kalem eserin toplu açılış töreni vesilesi ile bir arada bulunuyoruz.

Belediyemiz 105 trilyon liralık yatırımla hem mimari olarak hem kullanım olarak gerçekten özenle hazırlanmış bir Arnavutköy yönetim ve hizmet merkezi inşa etti. İçinde belediye ve meclis birimlerinin Nuri Pakdil Kültür Merkezi'nin, kreşin, spor merkezinin, nikah ve düğün salonlarının yer aldığı bu merkezin resmi açılışını bugün gerçekleştiriyoruz.

DÖNÜŞÜM ÖNCE BELEDİYELERDE YAŞANMIŞTIR

Belediyecilik bizim işimizdir, AK Parti'nin işidir. Türkiye'nin son çeyrek asırda yaşadığı büyük dönüşüm önce belediyelerde başlamıştır. Şöyle gidelim 20 yıl öncesine gidelim, CHP'nin İstanbul'da belediye başkanı olduğu zamanlara gidelim. Arnavutköy'ün belde olduğu zamanlara gidelim. Neydi buraların hali? O günleri hatırlayanlarınız var mı? Susuzluğun olduğu zamanları biliyorsunuz değil mi? Çöplerin dağ gibi olduğu zamanları biliyorsunuz değil mi? Yolumuz var mıydı? Hatırlayın o günleri. Ama şimdi adeta otoyol gibi duble yollarımız var. Buralara durup dururken gelmedik. Medeni olmak farklı birşey. Ama ne yazık ki bunlar o belde dönemlerinde kaldılar. Bunlar anlamaz belediyecilikten. Bunlar bizim işimiz. 1994 yılında İstanbul'a Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiğimde karşımda öyle bir manzara vardı ki, inanın bana insan düşmanına bile böyle bir muameleyi reva görmez.

SEFİL GEÇMİŞLERİNİ UNUTTURMAK İÇİN…

Son yıllarda bu sefil geçmişlerini unutturmak için derme çatma adayları karşımıza çıkarmaya başladılar. Ama paslı demir boyamakla altın olmaz. Altını şöyle azıcık kazıyınca gerçek yüzü, milli ve manevi değerlerimize olan kini hemen ortaya çıkar. Bunlar ezanımızı Türkçe okutanlar, ezanımızı hazmedemeyenler. Siyasetin de hizmetin de en ilkel biçimlerine milleti yıllarca mahkum etmeye çalıştılar.

Sokakları çöplerden, çamurdan geçilmeyen bir Arnavutköy bir İstanbul vardı. İstanbul'un en değerli hazinelerinden biri olan Haliç adeta balçık haline dönüşmüştü. Yanından geçerken burnunuzu tıkamanız gerekiyordu. Gazeteler maske dağıtıyordu hatırlayın o günleri. Hava kirliliği sebebiyle kış aylarında yaşlılara ve çocuklara sokağa çıkmama çağrısı yapılıyordu. Ecdadın emaneti tarihi eserler tarihi bölgeler kelimenin tam anlamıyla dökülüyordu. Tüm dünyanın göz bebeği bu şehir adeta yaşanmaz haldeydi. Peki, tüm bu kötü manzaranın müsebbibi kimdi? Tabiki bugünkü CHP zihniyetiydi. CHP kirliliktir, CHP susuzluktur, CHP çöp dağıdır, CHP yolsuzluktur, CHP yoksulluktur, CHP yasaklardır. Tarihten beri biz bunları tanırız böyle aldık biz ülkemizi ve hamdolsun medeni bir Türkiye medeni bir İstanbul bugün varsa bu sayede var. 

CHP, TABAN TABANA ZIT KİŞİLERİ MİLLETİMİZİN KARŞISINA ÇIKARMAYA BAŞLADI

Bir ülke veya bir şehir en kötü nasıl yönetilir diye görmek istiyorsanız açın CHP'nin tarihine bakın. Kötü yönetimin tüm örneklerini orada bulursunuz. Karşımızda kendi milletinin değerlerine savaş açmış, kendi ülkesinin kalkınma ve büyüme hamlelerini kasıtlı olarak sabote etmiş bir parti var. Son yıllarda bu sefil geçmişlerini gizlemek için derme çarpma isimleri ideolojileri ile taban tabana zıt adayları milletimizin karşısına çıkarmaya başladılar. Ama paslı demir yaldızlı boya ile boyanmakla altın olmaz. Milletimiz bu cilanın altında neler olduğunu çok iyi biliyor.

Şöyle azıcık bir kazıyınca CHP'nin gerçek yüzü, çirkef siyaset dili milli ve manevi değerlerimize olan kini hemen ortaya çıkar. Bunlar ezanımızı Türkçe okutanlar, unlar ezanımızı hazmedemeyenler bu zihniyet yıllarca milletimizi çağdaşlık diyerek modernlik diyerek halkçılık diyerek siyasetin de hizmetin de en ilkel biçimlerine mahkum etmeye çalıştı. Milletten yüz bulamadıklarında da darbecilerle, cuntacılarla içerideki ve dışarıdaki vesayet odakları ile kol kola girip resmi veya gizli iktidarlarını zorla devam ettirmek istediler. Her seferinde milletimizden silleyi yemelerine rağmen bu arayışlarından hiç vazgeçmediler. Lafa gelince demokratlığı kimseye bırakmazlar. Ama aslında faşizim bunların ruhlarına gençlerine işlemiştir.

FAŞİZMİM BUNLARIN RUHLARINA İŞLEMİŞTİR

Ama paslı demir yaldızlı boya ile boyanmakla altın olmaz. Milletimiz bu cilanın altında neler olduğunu çok iyi biliyor. Şöyle azıcık bir kazıyınca CHP'nin gerçek yüzü, çirkef siyaset dili milli ve manevi değerlerimize olan kini hemen ortaya çıkar. Bunlar ezanımızı Türkçe okutanlar, unlar ezanımızı hazmedemeyenler bu zihniyet yıllarca milletimizi çağdaşlık diyerek modernlik diyerek halkçılık diyerek siyasetin de hizmetin de en ilkel biçimlerine mahkum etmeye çalıştı. Milletten yüz bulamadıklarında da darbecilerle, cuntacılarla içerideki ve dışarıdaki vesayet odakları ile kol kola girip resmi veya gizli iktidarlarını zorla devam ettirmek istediler. Her seferinde milletimizden silleyi yemelerine rağmen bu arayışlarından hiç vazgeçmediler. Lafa gelince demokratlığı kimseye bırakmazlar. Ama aslında faşizmim bunların ruhlarına gençlerine işlemiştir.

NETANYAHU, SEN YANLIŞ KAPIYA VURDUN

Bugün bizim Filistinli mağdurlara karşı çıkmamızdan rahatsız olan İsrail Başbakanı iftiralarla, alçak ifadelerle  saldırdı. Ne diyor bu Netanyahu denilen adam biliyor musunuz. Bizi Kıbras'ta işgalci olmakla suçlayan İsrail Başbakanının heralde dili sürçtü. Heralde kendilerinin Filistin'de işgalci olduklarını kadın çocuk öldürdüklerini söyleyecekti. Netanyahu sen yanlış kapıya vurdun. Erdoğan mazlumların sesidir, sen zalimlerin sesisin, sen devlet terörü estiriyorsun. İsrail'in kendi günahlarının, insanlık suçlarının, katliamların, yıkımların hesabını vermeden, kimseye ithamda bulunmaya hakkı yoktur.