Başkan Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan kısımları şu şekildedir;

"Meclis'imizin ilk başkanı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere rahmetle anıyorum. Bin yıldır bu coğrafyada milletimizin bekası uğruna gözlerini kırpmadan hayatlarını feda eden tüm şehitlerimize yüce mevladan rahmet diliyorum.

"16 NİSAN BÜYÜK BİR DEVRİMİN ADIDIR"
16 Nisan halk oylaması yönetim sistemimizi değiştirdiğimiz bir büyük reformun, devrimin adıdır. Siyaset mühendisliği hesaplarının ürünü olarak değil, tamamen tarihimizin akışı içinde halkımızın rızasıyla gelişen sürecin aşamalarını hep birlikte yaşadık.

"NE YAPARSAK YAPALIM VESAYETLERE ENGEL OLAMADIK"
Önce tek partili, ardından çok partili rejimleri denedik. Maalesef ne yaparsak yapalım darbelere, vesayetlere, krizlere engel olamadık. Bu arayışlar son dönemde de sürmüştür. Özellikle 2007 yılında yaşanan Cumhurbaşkanlığı seçimi krizi, artık yeni bir reformu kaçınılmaz hale getirmiştir.

"TUZAKLAR BU DEFA İŞE YARAMADI"
Geçmişten beri sıkça kurulan tuzaklar bu defa işe yaramadı. Milletimizin ve devletimizin dayanışmasıyla bugünlere geldik. Bizi zor durumda bırakmak isteyenler her defasında yükselişimizle karşılaştı.

"EKONOMİMİZİ ÇÖKERTMEYE ÇALIŞTILAR"
Terör örgütlerini kullanarak ülkemize diz çöktürmeye çalıştılar. Darbe girişimine yeltendiler. Gece yarısı operasyonlarıyla ekonomimizi çökertmeye çalıştılar. Ama bunların hiçbirini başaramadılar.

Yasamanın en yetkili ismi Cumhurbaşkanı'dır. Milli iradenin önünde engel oluşturan tüm vesayet mekanizmaları devre dışı kalmıştır. Milletimiz kime yetki verdiğini artık açık açık bilmektedir.

Ekonomimizi aldığımız önlemlerle hak ettiği pozisyona getiriyoruz."

"SİNRCAR'I TEMİZLEYECEĞİZ"
Irak'ta ve Suriye'de ciddi etkiblik kazanan terör örgütleri her geçen gün ciddi mevzi kaybetmiştir. Kuzey Irak'taki bölgesel yönetimin girişimleri boşa çıkarılmıştır. Irak'ta yeniden merkezi yönetimin merkeze alınmasıyla Irak büyük bir sıkıntıdan kurtulmuştur.

Türkiye olarak PKK'nın Irak'ta faaliyet gösterdiği yerleri kontrol altına aldık. Hedefimiz Kandil'i ve yeni Kandil olma yolunda ilerleyen Sincar'ı terörden tamamen temizlemektir.

Son yıllarda haksız ithamlarla üzerimize gelmesi sebebiyle AB ile ve bazı Avrupa devletleriyle gerilimler yaşadık. Ülkemize uygulanan çifte standartlar karşısında elbette sessiz kalamazdık. Kimi Avrupa ülkelerinin Türkiye karşıtlığını iç politika malzemesine dönüştürmesi sıkıntıların yaygınlaşmasına neden oldu. Bu sıkıntılı süreci yavaş yavaş geride bırakıyoruz. 

En büyük ticaret ortağımız olan 5 milyon civarında Türk kökenli kardeşimizin, milyonlarca samimi dostumuzun yaşadığı böyle bir coğrafyaya sırtımızı dönmemiz kesinlikle söz konusu olamaz. Bununla birlikte haksızlığı düzeltmek, oradaki kardeşlerimizin hukukunu korumak için sonuna kadar mücadele edeceğiz.

Geçtiğimiz aylarda İngiltere'de mutabık kaldığımız bir ziyaretimiz olmuştu. Çeşitli Avrupa ülkelerinden olumlu sesler önümüzdeki aydınlık günlerin bir müjdecisidir. Avrupa ile siyasi, ekonomik ve insani alanlarda mesafe kat ettiğimiz sürece gireceğiz. 

Bir başka alanımız ABD ile ilişkilerimizdir. Uzun bir geçmişe sahip olduğumuz, ABD mevcut yönetimin hiçbir mantıki, stratejik tutarlılığı olmayacak şekilde ülkemizi hedef alması bizi üzmüştür. Terör örgütünün ele başı ve pek çok mensubu bu ülke tarafından korunup kollanmaktadır. Suriye'de bölücü terör örgütüyle işbirliğine giden Amerika bu olumsuz tavrını ekonomik alana da taşımıştır.

Örneğin Halkbank davası bir hukuksuzluk örneğidir. Bir rahibi bahane ederek yaptırıma kalkan bu anlayışla diplomasinin ve hukukun içinde mücadele etmekte kararlıyız. Türkiye'yi demokratik bir hukuk devleti gibi değil de bir kabile topluluğu gibi gören bu zihniyete karşı ülkemizin hakkını, hukukunu korumak bizim en başta gelen görevimizdir. Amerika yönetiminin eninde sonunda ülkemize yönelik yanlış bakış açısını düzelteceğine inanıyorum. 

İnşallah en kısa sürede aramızdaki meseleleri çözüp Amerika ile yeniden siyasi ve ekonomik alanlarda stratejik ortaklık ruhuna uygun ilişkiler geliştirmeyi ümit ediyoruz. New York'ta üç günde 14 liderle görüşerek ilişkileri ve insanlığın ortak sorunlarını değerlendirdik.

Kıbrıs'ta ve Ege'de Türkiye olmadan kimse adım atamaz.