Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Başbakan Binali Yıldırım, "Türkiye artık denetlenen bir ülke olmaktan kurtulmuş denetleyen ülke sınıfına girmiştir. Üzerinde ekonomik yaptırımlar uygulanan eski Türkiye senaryoları artık çöpe atılmıştır" dedi.

BUNLARIN ADI FELAKET TELLALLARI KOROSU

Başbakan grup toplantısındaki konuşmasında şunları kaydetti:

Geçen hafta Ekonomik koordinasyon kurulunda dünyada ve Türkiye'deki piyasalardaki durum değerlendirmesini konuştuk. Küresel piyasalardaki dalgalanmalar Türkiye'yi de olumsuz etkiledi. Özellikle ABD seçimleri sonrası piyasalarda tedirginlik nedeni oldu. Aynı zamanda Suriye ve Irak'ta terör örgütleri cirit atıyor. Orada da yoğun bir mücadele içindeyiz. Güneydoğu'da PKK ve türevi örgütlerle mücadelemiz devam ediyor. FETÖ ile aynı kararlılık mücadeleyi sürdürüyoruz. Bu terör örgütlerine elinde emzikli bebek muamelesi yapan dost bildiğimiz ülkelerle de diplomatik zeminde mücadelemizi veriyoruz. Döviz ihanet girişimleri yaşadığımız dönemlerde de yükseldi. O sıkıntılı günleri atlattık. Bakın kriz diyoruz, dalgalanma diyoruz. Bugün açıklandı. 8 buçuk milyon vatandaşımız 78 milyar lira için müracat etti. Yetmedi 1 milyon 316 bin vatandaşımız SGK'ya müracat etti ve borçlarını yeniden yapılandırmak istedi. 112 milyar lirayı vatandaşımız devlete ödemek için kuyruğa girdi. Böyle bir milletin evlatlarından bahsediyoruz. 15 Temmuz'da darbeyi sona erdirir hem de ekonomisini yoluna koyar. Kriz tellallarının ortada kol gezdiği bir zamanda bütçemizin 5'te birini devletin kasasına yatırmak için milyonlar sıraya girdi. Böyle bir milleti nereden bulacaksınız. Bazıları sazı eline alıp felaket türkülerini söylemeye devam ediyor. Bunların adı felaket tellaları korosu. Bu koro, Sayın Cumhurbaşkanımız 2008 yılında küresel kriz bizi teğet geçecek dediğinde de sazlarını eline alıp sahaya inmişti. Bunlar ağustos böceği gibi durmadan şarkı türkü. Bu millet kime inanacağını biliyor. Reel sektörü ekonomiyi desteklemeyi sürdürüyoruz. Bakın ekonomik dalgalanma var diyoruz değil mi? Merkez bankasının bu söylentilerine rağmen döviz rezervlerinde bir değişiklik yok. İşimizi kış tutuyoruz, yaz çıkarsa bahtımıza. Hükümet olarak önemli tedbirleri devreye aldık.

BU MİLLETTEN BİR DAHA SİZE ZIRNIK YOK

Milletim bilsin, sizin halisane duygularla verelim dinimizi diyanetimizi öğretsinler diye verdiğiniz o el emeği paraları şimdi orada burada seçim kampanyalarına oluk oluk akıtıyorlar. Bir daha bu milletten size zırnık yok. Bitti o günler. İstiyorlar ki Türkiye ekonomik karamsarlığa girsin. Hakkın karşısında eğiliriz, alçakların değil. Yeni Türkiye'nin kapısında son kullanma tarihi geçmiş ekonomik kriz senaristleri, cebinde bir dolarla gezen ihanet aktörleri boşuna beklemesin. FETÖ istiyor ki Türkiye ekonomik belirsizliğe girsin. (Teröristbaşı gelecek tezahuratlarına ilişkin) O gelecek hesabını verecek hiç merak etmeyin. Tekrar söylüyorum ekonomik dalgalanma sadece Türkiye'de değil, tüm dünyada oldu. İngiltere dışında tüm paralar Amerikan doları karşısında değer kaybetti. Anamuhalefet partisi dünyaya baksın görsün. Her fırsatta yerli ve yabancı yatırımcının işini kolaylaştırmaya gayret ediyoruz. Vergi barışı için gerekli çalışmalar tamamlandı. 12 milyar liralık talep toplandı. Yatırımları 2017 için yüzde 30 artırdık. Dün gerçekleştirdiğimiz Bakanlar Kurulu'nda turizmle ilgili bir karar aldık. Bir yandan Rusya ile ilişkilerimizin bozulması bir yandan 15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle 2016'da turizmde kayıplarımız oldu. 2017'de belirli merkezlerimize misafir getiren dışarıdan turist getiren seyahat acentelerine her uçak başına 6 bin dolar destek vereceğiz. Eğer uçak 200 yolcu kapasitesine sahipse ve 150'den fazla misafir getiriyorsa bu rakam yüzde 30 artacak. Esnaf ve sanatkarlara verdiğimiz destek de devam ediyor. Temmuz 2016 tarihi itibariyle KOBİ'lerin kullandığı kredi miktarı 19 buçuk milyar lirayı buldu.

AB DAHA ÇOK KAYBEDER

Başbakan Yıldırım, "Buradan bütün muhataplara açık şekilde söylüyorum: Türkiye-AB gerginliğinden her iki taraf da kaybeder ama kim daha çok kaybeder derseniz; şüphesiz AB daha çok kaybeder." dedi.

Başbakan Yıldırım, "Buradan bütün muhataplara açık şekilde söylüyorum: Türkiye-AB gerginliğinden her iki taraf da kaybeder ama kim daha çok kaybeder derseniz; şüphesiz AB daha çok kaybeder. AB şunu bilsin, Türkiye ile iyi ilişkiler sürdürmek Avrupa'nın gelecekteki güvenliği açısından bir mecburiyettir." dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Günü değerlendirmenin en sağlıklı yolunun geçmişten ders almak olduğunu belirten Başbakan Yıldırım, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğu günden bu yana, dünyadaki savaşlar, darbeler ve bölgedeki ateş çemberleriyle birçok sınamadan geçtiğini ifade etti.

Bu durumun, bedelini milletin ödeyeceği ekonomik buhranları da beraberinde getirdiğini anlatan Yıldırım, Anadolu halkının İkinci Dünya Savaşı'nın sancılarını, karne ile ekmek alarak ödediğini kaydetti.

Türkiye'nin 1960 darbesinin hemen arasından IMF ile anlaşmak zorunda kaldığını anımsatan Başbakan Yıldırım, her askeri darbe sonrası kişi başına düşen milli gelirin süratle erdiğini vurguladı.

Başbakan Binali Yıldırım, "1961 yılında IMF ile yapılan ilk anlaşma, Türkiye'nin yarım asır boyunca sırtında taşıdığı bir yük olmuştur. Ta ki AK Parti iktidarı gelmiş ve IMF'yi evine, geriye göndermiştir." diye konuştu.

Başbakan Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:

"Üzerinde ekonomik yaptırımlarla oyun oynanan eski Türkiye senaryoları artık tarihin çöplüğüne atılmıştır. Ama unumuzu eleyip, eleğimizi astık, saymıyoruz. Küresel piyasalardaki hareketler ve kurlardaki oynaklık konusunda tedbirliyiz, dikkatliyiz. Unutmayalım ki bugünlerde piyasada yaşanan olaylar sadece Türkiye'ye has bir durum değildir. Geçen hafta Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda dünyada ve Türkiye'deki piyasalardaki bu durumun değerlendirmesini enine boyuna müzakere ettik, konuştuk. Küresel piyasalardaki dalgalanmaları şüphesiz diğer ülkelerde olduğu gibi Türkiye'yi de olumsuz etkiledi. Bu bir gerçek. Özellikle Amerika'daki başkanlık seçimi sonrası ortaya çıkan durum, izlenecek politikalar, piyasalar için bir gösterge oldu. Bir tedirginlik nedeni oldu."

'Vatandaşlarımızın desteğiyle üstesinden geleceğiz'
2008 yılı ekonomik krizi, 2013 yılı Gezi Olayları, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz ihanet girişimini yaşayan ülkenin Türkiye olduğuna dikkati çeken Yıldırım, dövizin o dönemlerde de yükseldiğini, mali disiplini ve serinkanlılığı koruyarak, milletin de desteği ile o sıkıntılı günlerin atlatıldığını bildirdi.

Başbakan Yıldırım, "Bugün de vatandaşlarımızın desteği ile bu durumun üstesinden geleceğiz." diye konuştu.

'Avrupa'nın gelecekteki güvenliği açısından bir mecburiyettir'
Başbakan Yıldırım, "Buradan bütün muhataplara açık şekilde söylüyorum: Türkiye-AB gerginliğinden her iki taraf da kaybeder ama kim daha çok kaybeder derseniz; şüphesiz AB daha çok kaybeder. AB şunu bilsin, Türkiye ile iyi ilişkiler sürdürmek Avrupa'nın gelecekteki güvenliği açısından bir mecburiyettir." dedi.

'36 bin konutu yapıp vatandaşlarımıza teslim edeceğiz'
Başbakan Yıldırım, "Güneydoğu'da güvenlik güçlerimiz bölgeyi tamamen temizledi. İlgili bakanlıklarımız gerekli tespitleri yaptı. Altyapı sistemini tamamen yeniliyoruz. Yıkılan evlerin daha güzelini, iyisini yapmaya başladık. Bir yılda 36 bin konutu yapıp vatandaşlarımıza teslim edeceğiz. Böylece, bu konutlar tamamlanınca, terörden doğan mağduriyet sona ermiş olacak." dedi.

'Sayın Bahçeli'ye yapıcı tutumundan dolayı teşekkür ediyorum'
Yıldırım, "Sayın Bahçeli'ye, ülkenin geleceği, menfaati için olumlu, yapıcı tutumundan dolayı teşekkür ediyorum. Son görüşmemizi yapıktan sonra inşallah bu (anayasa) değişikliği Meclis Başkanlığımıza, AK Parti Grubu'nun teklifi olarak sunacağız. Tabii MHP de bu teklifi götürme esnasında arzu ederse, beraber sunarız." diye konuştu.