Akşener'in konuşmasından satır başları şöyle:

"Bugün biri damat bakan ile ekonomi  kavramını aynı cümle içinde kullansa dolar fırlıyor. Kendisinin ekonomi yönetimi kariyerinde hazinenin 128 milyar dolarlık rezervi eritmiş, Türk lirası kula dönmüş, işsizlik, faiz, enflasyon artmışken, bu işi beceremeyen bir insanın tekrar bu konularla anılmasını saçma buluyorum. Sayın Erdoğan saçmalama konusunda çıtayı uzaya çıkardığından kesin konuşamıyorum.

Bu gece yarısı operasyonu sonucunda Türk lirası dolar karşısında yüzde 15'e yakın değer kaybetti. Madem yeni başkan aynı politikaları sürdürecekti neden bizi bir gecede yüzde 15 fakirleştirdin? Merkez Bankası başkanı değişiminin sebebi ekonomi değil, Türkiye AK Parti içindeki çekişmelere kurban ediliyor.

Bu maliyeti hepimiz ödeyeceğiz, bir tek onlar ödemeyecek. Biz İYİ Parti olarak Merkez Bankası'nın bağımsızlığını önemsiyoruz. Meclis'e kanun teklifi de verdik. 

Bu iktidarın Türkiye'ye vereceği hiçbir şey kalmamıştır. Çünkü milleti değil koltuğu dert ediyorlar. Ahlak, erdem ve doğruluk AK Parti Genel Merkezi ve Saray'ın kapısından giremiyor. Peygamber efendimizin yolundan saptıklarından beri iktidarları dikiş tutmuyor.

Ahlaksızlığı büyüklerinden bir genci elbette linç edecek değilim. Benim meselem kendini bu çarpık zihniyete teslim etmiş gencimiz değil. Benim meselem o gencimiz de dahil tüm gençlerimizi bu zihniyetin yarattığı ahlak erozyonundan korumak. O gencimiz 'AK Parti'de görev alırsam daha çok kazanmamın önü açılır diye düşündüm' diyor. Ne acı değil mi?

Bu çarpık zihniyeti bu topraklardan silene kadar yılmadan mücadele etmek zorundayız. 

Sayın Erdoğan, 2 gün önce pandemiye karşı bazı önlemler açıkladı. Ramazan ayında toplu iftar yasakmış, doğru bir karar. Ama sormak istiyorum. Sizin lebaleb kongrelerdeki keyfiniz  Allah'ın sofrasından daha mı kıymetliydi? Lokantalarda, kafelerde 3-5 kişi bir araya gelince salgın yayılıyor da kongrelerinde virüs tatile mi çıkıyordu. Bu vicdansızlığınıza yazıklar olsun.

Ankara'daki salona doldurulan binlerce korona elçisi ülkemizin dört bir yanına dağıldı ve sonuç ortada. Bu suçun asıl failine cezayı kim kesecek?

Milletimiz aşı nerede diye soruyor, siz gökyüzüne bakıp ıslık çalıyorsunuz. Bu beceriksizliğin hesabını kim verecek? İçişleri Bakanı lebaleb kongrelerden beri ortada yok, Sağlık Bakanı utancından kongreye bile gelemedi. Bakanları utanıyor, sayın Erdoğan utanmıyor.

Kim ne derse desin o sözleşme hala geçerlidir. Yöntem de açıklanan karar da geçersizdir. Sayın Erdoğan, burası muz cumhuriyeti değil. Burası memleketi benzetmeye çalıştığın 3. dünya ülkesi de değil. Aklını başına devşir, böyle şımarıklık olmaz. Böyle ülke yönetilmez.

Cuma namazı çıkışı kadınları tehdit eder gibi 'önünü arkasını karıştırmayın' diyor. Şu tarza bakar mısınız? Emrin olur ağam. Bu tehditler kadınlara sökmez sayın Erdoğan. Sen 'O iş bitti' dediğinden beri 7 kadınımız öldürüldü. O iş kadınlar bitti demeden bitmez sayın Erdoğan."

3-5 milyar dolar için Doğu Türkistan'daki Müslüman Türklerin hakkını ve hukukunu Çin'e kilim mi ediyorsunuz?

'İlle de Kanal, inadına Kanal' diye tutturdu gidiyor. İlla bir Kanal açacaksan GAP'ta sulama kanalları aç. Çiftçimiz de ülkemiz de zenginleşsin. 40 yılda bu memlekete bir hayrın dokunsun. Ama nafile. Çünkü doğa umrunda değil. 

Türkiye bu mücadelenin dışında kalamaz. Tükenişin değirmenine su taşıyamaz. 3 aylık süreçte atmosfere 9.9 milyar ton karbondioksit salındı. Bu hızlı yok oluşa rağmen önlem almakta geç kalıyoruz.