Konuşmasının ilk bölümünü Mısır ile yaşanan diplomatik 'yakınlaşmaya' ayıran Akşener, "Hayırdır Erdoğan, Raiba'ları öksüz mü bırakıyorsun" dedi.

Akşener şunları söyledi:

*Bugünlerde bir şeyler oluyor. Sayın Akar çıktı 'Mısır'la tarihi birçok değerimiz var, önümüzdeki günlerde farklı gelişmeler olabilir' dedi. 

*Ardından Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü çıktı, 'Mısır ve diğer körfez ülkeleriyle bölgesel barış için yeni bir sayfa açılabilir' dedi. Şimdi ben de doğal olarak sizler adına soruyorum. 

*Sayın Erdoğan bu konuları bakan ve sözcüne açtırarak nabız mı yokluyorsun, Rabia'yı öksüz mü bırakıyorsun? Mısır'la bu inatlaşma olmasaydı Doğu Akdeniz konusunda emin olun elimiz daha da güçlü olurdu. 

*Tarih tekerrür mü ediyor? Rabia'yı bu kez de Sisi'nin sofrasında mı bırakıyorsun? Sayın Erdoğan devlet böyle yönetilmez kişisel kaprislerinin bedelini bu millete ödetemezsin. 

*Zikzaklarının bedelini Türkiye'ye ödetemezsin. Madem bu noktaya gelecektiniz Türkiye'ye bunca kaybı niye yaşattınız. Hem ekonomik, hem ticari hem askeri alanda bunun hesabını kim verecek? Yeni sayfa açıyorum diye işin içinden sıyrılamazsın, önce sorumluluk alacak milletimizden özür dileyeceksin. 

BAHÇELi'YE SERT SÖZLER

MHP lideri Bahçeli'nin kendisine 'Fosforlu Cevriye' dedirttiğini ve bunun partililerince 'fahişe' olarak algılandığını belirten Akşener, 
"Torunuma ve arkadaşlarıma da sık sık söylemeye dilim varmıyor 'Nesebi gayri sahih' (asal olmayan bir birleşme sonunda doğan) dediler." diye isyan etti...

Cumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Erdoğan'a da seslenen Erdoğan "Bu yoldan dönersem şerefsizim, namerdim" dedi.

Akşener şunları söyledi:

*Bu korkakların bu açıkça dürüstçe mücadele edemeyen korkakların yüzlerine ayna tutmaktır amacım. geçen hafta önünüze bakmayın utanıyorsunuz biliyorum, fosforlu Meral diye bir tag çalışması yapıldı. 

*Bu tag'ın nereden niçin geldiğini beş yıl evvel yol yürüdüğümüz arkadaşlarımız bilirler. Bahçeli, Konya'dan üst kurul delegelerini çağırdı ve orada bana 'Fosforlu Cevriye' dedi. 

*Konyalı iki genç delege bunu tam da kast edildiği manada fahişe olarak algıladılar ve ağlayarak bana geldiler. Ben onlara kast ettikleri gibi olmadığını izah etmeye başladım. 47 doğumlu sayın Bahçeli'nin hepimizin geçmişte abi dediğimiz Bahçeli'nin o çok genç çocukların gözünde yerle bir olmasın diye 
Fosforlu Cevriye'nin fahişe olmadığını sert eli sopalı bir kadın olduğunu söylemek zorunda kaldım. 

*Ben onu korurken gelip giden herkese kahkahalar içinde tam bir yıl boyunca bunu söyledi. Sonra sistem yürümeye başladı 19 Haziran'da bir kongre yaptık. Ondan sonra benim 9 aylık erkek torunuma hem de nikâh şahidi olduğu oğlumun 
çocuğuna nesebi gayri sahih dedi. Bunu ifşa ettim ben birilerinin üzerine yıkıldı. Celal Adam isimli İstanbul milletvekili ve 50 doğumlu bu şahıs döndü hepimize bana, buradaki herkese sizin analarınız belli babalarınız belli değil dedi. 

*Burada bir şeye dikkat çekmek istiyorum ben. Bu nasıl bir şuur altıdır bu nasıl bir psikolojidir. Metin Bey mahkemeye verdi. Hâkimler o ara Erdoğan'la el sıkışmışlardı ve hâkimler beraat verdiler. Bu devam etti İsmet Büyükataman isimli bir yaşam formu başından itibaren bana Türk filmlerinden, ki Bahçeli çok meraklıdır, hep o tuhaf Türk filmlerinin tuhaf karakterlerinin isimlerini kullandı. 

"DÖNERSEM BU YOLDAN NAMERDİM"

*Madem cumhurbaşkanısın eyvallah bu ülkedeki her kadının namusunun şerefinin garantisi sensin. Can güvenliğinin can güvenliğinin garantisi sensin. Garantisi sensin derken neyi kast ediyorum hakimlerdir savcılardır. 

*Ama sen destek verdin. Trollerin destek verdi. Hepinizi Allah'a havale ediyoruz. Bugün olmazsa Allah'ın önünde hesaplaşacağız sizlerle. Bir kadına bu manada namusu şerefi üzerine iftira atmanın Kuranı kerimde hangi ayetlerle lanetlendiğini biliyorsun. 

*Seni Allah'a şikayet ediyorum sayın Erdoğan. Ölüm olsa da sonunda mücadele etmezsem namerdim. Öldürülsem de tek kişi kalsam da bu mücadeleden dönersem namussuzum, şerefsizim. Bu da Müslüman bir Türk kadınının yeminidir.