DÜN akşam evdeyim…

Messenger adresime takipçilerimden biri bir mesaj attı.

Dedi ki:

- “Bunları iyi tanıyın”

Tanımadığım birinden böyle mesaj gelince…

Gayrı ihtiyari…   

- ‘Neyi tanıyacağım?’ Kardeşim diye yazdım…

Verdiği cevap aynen şu oldu:

- Abi biri bu başlıkta bir yazı yazmış, yazıyı kopyalayıp sana atayım derken sadece başlığını kopyalayıp atmışım özür dilerim. Ahacık yazıyı şimdi atıyorum. Bir oku abi, vallahi adam güzel yazmış…

- Hislerimize ortak olmuş…

*

Yazıyı bir çırpıda okudum…

Gerçekten hoşuma gitti…

Ve siz takipçilerimle üstadın affına sığınarak bu yazıyı paylaşmak istedim.

*

-BUNLARI İYİ TANIYIN-

 

SEÇİLMEDEN ÖNCE SİYASETÇİ;

Nasılsın canım abim?..

Bacım nasılsın?..

Ablam iyisin değil mi?..

Amcam sağlığın nasıl?..

Dedeciğim hürmetler, ver elini öpeyim…

Nasılsınız gençler?..

Ben gazetecileri severim. Seni hepsinden daha çok severim. Gazeteciler demokrasinin, hakkın, hukukun, adaletin vazgeçilmezidir.  Haksızlığı, hırsızlığı yazacaksınız abim.

Taksicilik hakikaten meşakkatli iş… Kazandığınız para helali hoş olsun…

Ben eti hep kasaptan alırım. Hanıma da diyom, sen de kasaptan al diye…

Esnafım, çiftçim olmazsa olmazımız, her şeyimiz…

*

KAZANDIKTAN SONRA SİYASETÇİ;

Bak abicim anlatamadım galiba… Senin anlaman mı kıt?.. Allah allah…

Bacım Allah’ını seversen git başımdan… Tövbe tövbe…

Abla dedik sesimizi çıkarmadık ama bak böyle bağırma çağırma olmuyor yani… Hasbin Allah…

Amcam, senin derdin ne?.. Bana oy ver mi dedim sana… Vermeseydin ya…

Dedeciğim tamam haklısın da… İyi tamam ne yaparsan yap…

Bakın gençler, bir tek işsiz olan siz misiniz?.. O bölümü seçerken bana mı sordunuz?.. İş yok diyorsunuz, iş beğenmiyorsunuz.

Gazeteciymiş… Ne gazetecisi be… Sen kimsin de benim hakkımda yazarsın?.. Ne yapayım yani, ablamı, eniştemi, yeğenimi devlet dairesine yerleştirmeseydim de özel sektörde sürünseler miydi?.. O ihaleyi de birader hakkıyla aldı. Sana ne?.. Yok, demokrasiymiş, özgürlükmüş, hakmış, hukukmuş. Sana mı kaldı ya…

Taksici kardeş, UBER muber, benzin zam mı, plaka tahdidi deyip durma başımda… Aaaa, haksızsınız kardeşim…

Et pahalı diyorsun da teyzeciğim, sen de kasaptan alma eti… Et Balık Kurumu ucuz veriyor. Ya da git BİM’den mimden al…

Bu dükkânı açarken düşüneceksin esnaf kardeş… Dükkânın durumuna bak. Turist tabi gelmez. AVM’leri ben mi açtım da bana yakınıyorsun.

Çiftçiymiş… Soruya bak, mazot kaç paraymış… Yok, traktörün taksidini ödeyemiyormuş. Bak adam Çiftlik Bank kurmuş, voleyi vurmuş. Sende kursaydın…

*

Şaka bir yana, seçimler kapıya geldi dayandı…

Bu ve buna benzer durumların yaşanmasına az kaldı.

Tarih tekerrürden ibaret derler.

Aynılarını yaşayıp göreceğiz.

Her şey koltuğa ulaşana kadar.

Hepsi için değil lafım ama bazıları koltuğu kaptılar mı seçmenle aralarındaki film kopuyor.

Dünyayı biz yarattık diyorlar.

Yürüyüşleri değişiyor.

Giyim kuşamları da…

Dün abi, amca, dede dedikleri, ‘Bi baksana bana’ oluyor…

Abla, bacı, teyze dedikleri, ‘Kadın kısmı’…

Ama biz kırk kişiyiz, bunların çoğunun tepetaklak nasıl düştüklerini de biliriz.

Amca, dayı, teyze, bacı, dede, abi…

Çiftçi, esnaf, öğretmen, işçi, memur…

Unutmayın siz, biz asılız, onlar vekil…

Burnu havaya dikileni, kraldan çok kralcıları iyi belleyin, sandık önünüze geldiğinde de defterlerini dürün…

(Dursun Gündoğdu)

*

Bu yazıyı bir defa okudum. Bir daha okudum. Tekrar okudum. İnanıyorum ki siz takipçilerimde birkaç defa okuyacaksınız…

*

Siyasetçiler mi?

Canım merak buyurmayın…

Benim yazımı onlar en aşağı 5 defa okurlar…

Şirin Babanın dediği gibi, onları uydudan izliyorum… Görüyorum…

Sizler yeter ki, sandık önünüze geldiğinde vekil listesine şöyle bir iyice bakın…

Sonra da…

“Biz bunları çok iyi tanıyoruz” diyerek…

Oylarınızla bu şehirde kumpas kuranları, elinizin tersiyle liste dışına atıverin…

Bunlar artık listeye giremez mi? Diyorsunuz…

Yalan, dolan, salya sümük, makam aracıyla sabaha karşı Ankara’ya yola çıkıp, film çevirenlerden…

Her şey beklenir…

*

Ya listeye girerlerse?

O zaman sonuç:

A Spor:4

B Spor:3

C Spor:1

 

DİP NOT: FETÖ ablasına sorgulandığı dosyada takipsizlik kararı verilmiş... Çok enterasan. Diyorum ki; Şamil Tayyar doğru mu söylüyor?